Avrupa Parlamentosu, Ermeni diasporasının ön ayak olduğu iki günlük bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'nun kabul ettiği “soykırım” tasarısının hemen ardından düzenlenen toplantı, “anma, propoganda ve baskı” unsurlarını içeren bir programa sahip. Toplantı AP’nin en büyük grubu olan Hristiyan Demokratların “himayesinde” gerçekleşiyor.
Toplantının anma boyutunu, AP’nin “Ermeni soykırımı” iddialarını kabul etmesinin 20. yılı için özel bir bölüm ayrılması oluşturuyor. AP’de Türkiye’yle ilgili olarak hazırlanan hemen her belgede, “soykırım” iddialarının 1987’de alınan kararda olduğu kadar net bir şekilde yansıması için çaba gösteren diaspora, “20 yıllık bir dostluk” başlığı altında bu konudaki ısrarını farklı bir yaklaşımla dile getiriyor.
Diasporanın bu toplantıdan bir başka beklentisini ise verilecek mesajlarla, “soykırım” iddialarına doğrudan atıf yapan ifadelerin AP’nin son Türkiye kararına girmesini sağlayacak baskı ortamını yaratmak oluşturuyor. Türkiye raportörü Hristiyan Demokrat Hollandalı parlamenter Ria Oomen-Ruijten, son karar taslağında doğrudan bir atıf yapmamayı tercih etmişti. Ancak bu durumun önümüzdeki hafta Strasbourg’da yapılacak AP Genel Kurulu’nda değişme ihtimali bulunduğunun farkında olan diaspora, bu konudaki baskısını her geçen gün artırıyor.
Üst düzey Ermeni din adamlarının da hazır bulunduğu toplantı Türkiye aleyhine propagandanın en üst düzeyde yapıldığı bir ortam yaratmasıyla da dikkat çekiyor. Özellikle bugün gerçekleştirilecek olan “Soykırım, tanıma, inkarcılık ve uluslararası hukuk” başlıklı panelde Türkiye aleyhine yapılacak açıklamaların en üst dozda olması bekleniyor.
Katılımcılar arasında AP Hristiyan Demokrat Grup Başkanı Joseph Daul, Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, Kilikya Katolikosu 1. Aram da yer alıyor. Tüm Ermenilerin Katolikosu 2. Karekin de toplantıya bir temsilcisini gönderdi. Sosyalist Grup’un ev sahipliğini reddettiği toplantıya Türkiye’ye sıcak isimler de davet edilmedi. Toplantının katılımcıları arasında en dikkat çeken isimlerden birisi ise AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini.
Toplantı sırasında yaptığı konuşmada sadece AP’nin 20 yıl önce “soykırım” iddialarıyla ilgili olarak aldığı karara atıf yapmakla yetinen ve dengeli mesajlar vermeye çalışan Frattini, basın mensuplarına verdiği mesajlarda farklı bir yaklaşım sergiledi. Toplantı sırasında, AB ülkeleri arasında 1915 olayları konusunda farklı yaklaşımlar olduğunu ve bunlara saygı duyulması gerektiğini söyleyen Frattini, kişisel görüşünü “Tanıma uzlaşının ilk adımıdır” şeklinde açıkladı. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun bir kaç gün önce yaptığı “soykırım” iddialarının tanınmasının teknik olarak bir ön koşul olmadığı yönündeki açıklamasına katıldığını söyleyen Frattini, “Şu aşamada tanıma doğrultusunda bir yaklaşım empoze etmek yerinde olmaz. Zaten bu konuda üye ülkeler ve Komisyon içinde de farklı görüşler var” dedi. Frattini, Türkiye’ye Almanya’nın Yahudi soykırımıyla ilgili yaklaşımını örnek gösterdi.
Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan’ın davetliler arasında yer almadığı toplantıda İstanbul’da öldürülen Hrant Dink’in anısına özel bir film gösterimi yapılması da diasporanın “propaganda esnekliğini” gösterir nitelikteydi. Ölümünden önce benzer nitelikteki toplantılarda Dink’e “Türkiye’nin kuklası” etiketini yapıştıran ve sert şekilde eleştiren diaspora, tam bir “U dönüşü” gerçekleştirerek Dink’i kucaklayan bir yaklaşım içine girdi.
Toplantının anma boyutunu, AP’nin “Ermeni soykırımı” iddialarını kabul etmesinin 20. yılı için özel bir bölüm ayrılması oluşturuyor. AP’de Türkiye’yle ilgili olarak hazırlanan hemen her belgede, “soykırım” iddialarının 1987’de alınan kararda olduğu kadar net bir şekilde yansıması için çaba gösteren diaspora, “20 yıllık bir dostluk” başlığı altında bu konudaki ısrarını farklı bir yaklaşımla dile getiriyor.
Diasporanın bu toplantıdan bir başka beklentisini ise verilecek mesajlarla, “soykırım” iddialarına doğrudan atıf yapan ifadelerin AP’nin son Türkiye kararına girmesini sağlayacak baskı ortamını yaratmak oluşturuyor. Türkiye raportörü Hristiyan Demokrat Hollandalı parlamenter Ria Oomen-Ruijten, son karar taslağında doğrudan bir atıf yapmamayı tercih etmişti. Ancak bu durumun önümüzdeki hafta Strasbourg’da yapılacak AP Genel Kurulu’nda değişme ihtimali bulunduğunun farkında olan diaspora, bu konudaki baskısını her geçen gün artırıyor.
Üst düzey Ermeni din adamlarının da hazır bulunduğu toplantı Türkiye aleyhine propagandanın en üst düzeyde yapıldığı bir ortam yaratmasıyla da dikkat çekiyor. Özellikle bugün gerçekleştirilecek olan “Soykırım, tanıma, inkarcılık ve uluslararası hukuk” başlıklı panelde Türkiye aleyhine yapılacak açıklamaların en üst dozda olması bekleniyor.
Katılımcılar arasında AP Hristiyan Demokrat Grup Başkanı Joseph Daul, Ermenistan Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, Kilikya Katolikosu 1. Aram da yer alıyor. Tüm Ermenilerin Katolikosu 2. Karekin de toplantıya bir temsilcisini gönderdi. Sosyalist Grup’un ev sahipliğini reddettiği toplantıya Türkiye’ye sıcak isimler de davet edilmedi. Toplantının katılımcıları arasında en dikkat çeken isimlerden birisi ise AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini.
Toplantı sırasında yaptığı konuşmada sadece AP’nin 20 yıl önce “soykırım” iddialarıyla ilgili olarak aldığı karara atıf yapmakla yetinen ve dengeli mesajlar vermeye çalışan Frattini, basın mensuplarına verdiği mesajlarda farklı bir yaklaşım sergiledi. Toplantı sırasında, AB ülkeleri arasında 1915 olayları konusunda farklı yaklaşımlar olduğunu ve bunlara saygı duyulması gerektiğini söyleyen Frattini, kişisel görüşünü “Tanıma uzlaşının ilk adımıdır” şeklinde açıkladı. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun bir kaç gün önce yaptığı “soykırım” iddialarının tanınmasının teknik olarak bir ön koşul olmadığı yönündeki açıklamasına katıldığını söyleyen Frattini, “Şu aşamada tanıma doğrultusunda bir yaklaşım empoze etmek yerinde olmaz. Zaten bu konuda üye ülkeler ve Komisyon içinde de farklı görüşler var” dedi. Frattini, Türkiye’ye Almanya’nın Yahudi soykırımıyla ilgili yaklaşımını örnek gösterdi.
Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan’ın davetliler arasında yer almadığı toplantıda İstanbul’da öldürülen Hrant Dink’in anısına özel bir film gösterimi yapılması da diasporanın “propaganda esnekliğini” gösterir nitelikteydi. Ölümünden önce benzer nitelikteki toplantılarda Dink’e “Türkiye’nin kuklası” etiketini yapıştıran ve sert şekilde eleştiren diaspora, tam bir “U dönüşü” gerçekleştirerek Dink’i kucaklayan bir yaklaşım içine girdi.