Erişilebilirlik

11 Eylül Saldırıları ve İslamofobi


İslam Konferansu Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, geçenlerde, Amerika Sağlık Bakanı'nın davetlisi olarak Washington'da temaslarda bulundu.

İhsanoğlu, 11 Eylül terör saldırılarından sonra batı dünyasında İslamofobi olgusunun yaygınlaştığını söyledi. İhsanoğlu, Amerika'nın Sesi Televizyonu stüdyolarına konuk oldu.

İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Barış Ornarlı'nın sorularını yanıtladı.

İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'yla Söyleşi:

BARIŞ ORNARLI: Sayın İhsanoğlu, batı dünyasında "İslamofobi" olgusundan söz edilir. Sizce böyle bir eğilim var mı? Kaynakları neler?

EKMELEDDİN İHSANOĞLU: İslamafobi var. Yani İslam’dan korkmak, İslam’ı yanlış anlamak, İslam’ı tehlike görmek... 11 Eylül hadisesi maalesef, İslamiyet’e karşı düşmanlığın artmasına vesile oldu. Ve bu da maalesef İslamiyet’i kötü takdim etmek isteyenler için de bir fırsat oldu. İslamafobi’nin sebepleri nedir? İslamafobi’nin sebepleri: Birincisi, İslamiyet’i yanlış anlamak. İkincisi, İslam dünyası içinden çıkıp da, İslamiyet’i kullanan fanatik gruplara karşı bir reaksiyon var. İslamiyet barış dinidir. İslamiyet başkalarının yaşama hakkını ve dinini koruma haklarını tanıyan dindir. İslamiyet’te zorlama yoktur. Onun için aşırılıklardan sakınalım. Başka medeniyetlerin; başka dinlerin mensupları da bu hakikatleri görmesi gerekmektedir. Eğer bu hakikatler görülmezse, o zaman bu anlayışsızlıklar artacaktır; radikalizm, aşırılık artacaktır. Aşırılık, bu tarafta arttığı zaman, bu tarafta da artıyor... Bu tarafta arttığı zaman, bu tarafta da artıyor. Bu aşırılıkların çatışması, bazen kanlı oluyor.

BO: Batıyla İslam dünyası arasında bir kopukluktan söz edilir. Sizce Türkiye’ye bu konuda bir rol düşüyor mu?

:Türkiye İslam aleminin en köklü devletlerinden birisidir. Aynı zamanda Türkiye, özellikle İkinci Dünya Savaşından bu yana batı ittifakında yer alan bir ülke olarak – her ne kadar Avrupa Birliği’yle bir takım sıkıntılı münasebetleri bulunsa da – batı ittifakının çok önemli bir üyesidir. Bu iki dünyayı birleştiren; belli ölçülerde bu iki dünyanın mensubu olan Türkiye’nin böyle bir misyonu olduğunu zannediyorum. Bunu sadece belirli bir dönem için söylemek mümkün değil: Artık bu eşyanın tabiatı içerisinde olan bir hadisedir. O bakımdan Türkiye’nin bu yönde önemli, aktif bir konumu vardır ve bunun için imkanları mevcuttur.

BO: Irak’ta Sünni – Şii çatışması: İslam Konferansı Örgütü, bu konuda ne gibi bir rol oynuyor?

: Biz, geçen yıl Ekim ayında, Irak tarihinde ilk defa olmak üzere, Sünni ve Şii dini liderleri Mekke’de bir araya getirdik. 10 maddelik dini bir belge hazırladık. Burada, mezhepçilik esası üzerine yapılan siyasi davranışların dinle alakası olmadığına ve bunların mezhepler tarafından tasvip edilmediğine dair bir belge hazırladık. Bu belge, dini liderler tarafından imzalandı. Bu belgenin Irak’ta çok önemli tesiri oldu.

BO: Ancak teminatlara rağmen çatışmalar sürüyor.

: Çatışmalar sürüyor maalesef, fakat bunlar, bu belgenin sayesinde dini meşruiyetlerini kaybettiler. Kimse çıkıp da ‘ben bunu Sünni mezhebi, Şii mezhebi adına yapıyorum’ diyemez artık. Bu, tamamen kaba kuvvet olarak, başka siyasi hedefler doğrultusunda ortaya çıkmıştır. Dinle alakası yoktur.

BO: Bölgesel konulara dönelim. Amerika’nın eski Merkez Kuvvetleri Komutanı Orgeneral John Abizaid, geçenlerde Ortadoğu bölgesi açısından temel sorunları ve tehditleri sıralarken, Sünni aşırıcılığın yayılması, Şii aşırıcılığın yayılması ve Arap İsrail sorununun çözümlenmemesine işaret etti. Siz bölgedeki tehlikeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

: Ortadoğu’daki sorunların temelinde, Filistin meselesi vardır. Filistinlilerin, 1948 yılında ellerinden alınmış haklarının, topraklarının iade edilmesi; devletlerini kurmaları ve İsrail ile barış içinde birbirini tanıyarak yaşamaları gerekiyor. Bu olmadığı takdirde, Ortadoğu’da ve İslam dünyasında huzurun teessüs etmesi mümkün değildir. Aşırıcılık hadiselerine gelince; elbette Ortadoğu’da aşırılık var. Bu aşırıcılıklar, batı ittifakını tehdit etmekten öte, bölgede yaşayan insanları tehdit etmektedir. Onları huzursuz etmektedirler. Irak’taki hadiseler çok üzücüdür. Asırlar boyu teessüs etmiş huzuru ve istikrarı bozduğunuz zaman, bunun nereye gideceğini kestirmek mümkün değil. Onun için, Ortadoğu’da her şeyden önce istikrarı sağlamak lazım.

BO: Çok teşekkür ediyorum, Sayın İhsanoğlu.

: Ben teşekkür ederim.

XS
SM
MD
LG