Erişilebilirlik

Türkiye - AB İlişkileri


Avrupa Birliği ile müzakere süreci ve Türk – Amerikan ilişkileri, geçtiğimiz günlerde New York’ta düzenlenen bir panelde ele alındı. Panel, Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu’nun desteği ve Türk-Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası, New York Barosu ve Amerikan-Türk Cemiyeti’nin katkısıyla düzenlendi.

“Türkiye’nin Avrupa’daki Rolü” konulu panelin açılış konuşmasını Türkiye’nin New York Başkonsolosu Mehmet Samsar yaptı. Samsar, Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda Türkiye’nin bazı sorunlarla karşı karşıya olduğunu kabul etmekle birlikte, tam üyelik hedefinin değişmeyeceğini bildirdi.

New York Baro binasında yapılan ve yaklaşık 250 kişinin izlediği panelde söz alan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği Brüksel Temsilcisi Bahadır Kaleağası, Türk halkının Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda ikilem yaşadığını söyledi.

Panelden sonra sorularımızı yanıtlayan Kaleağası Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekleyen birçok ülke olduğu gibi, Türkiye’yi iç politika malzemesi olarak kullanan ülkeler de bulunduğunu belirtti.

Kaleağası, şöyle konuştu: "Bu ülkeler, Türkiye’den gelen göç konusunu iç politikalarında çok sert bir şekilde yaşıyorlar. Dolayısıyla Türkiye – AB ilişkileri söz konusu olduğunda, AB’nin Türkiye’ye genişlemesi söz konusu olduğunda, konuyu oldukça mantıklı bir şekilde görmektense kendi iç politikalarının oluşturduğu demogojinin, populizmin olduğu bir ortamda tartışmaktalar. Tabii bu zaman içinde çözülecek konulardır. Türkiye daha güçlü bir demokrasi, daha güçlü bir ekonomi, daha güçlü bir toplum haline geldikçe; AB de kendi içindeki güvenini, geleceğe karşı yaklaşımlarını daha somutlandırdıkça, kurumsal reformunu yaptıkça tüm bunlar rayına girecek sorunlar. Sorun, bugünden o güne kadar süreci iyi götürmek, çökertmemek ve ilerletmekte..."

Kaleağası, Temmuz seçimlerinden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tekrar iktidara gelmesinin ve anayasal reformların Avrupa Birliği süreci için “çok iyi olacağı”nı söyledi: "Anayasa reformu her zaman gündemde olan bir konuydu. Hükümetin AB konusundaki kararlılığın icraata dönüştürmesi durumunda gerçekten Türkiye – AB ilişkilerindeki ivme artacak, güç artacak. Bu bakımdan önümüzdeki dönemde çok daha fazla ilerleme bekliyor. AB de bu konuda son derece iyimser."

TÜSİAD Brüksel Temsilcisi Bahadır Kaleağası’nın, paneldeki konuşmasında Türkiye’nin kuzey Irak’a olası bir askeri operasyon yapmasıyla ilgili olarak ”Irak’ta birçok Avrupa ülkesinin askeri bulunuyor. Türkiye Irak’a girerse oradaki tek Avrupa ülkesi olmaz,” demesi alkışlarla karşılandı.

Dış İlişkiler Konseyi adlı düşünce kuruluşu uzmanlarından Steven Cook ise

Avrupa Birliği’nin çifte standardları ve terörle mücadele hakkına rağmen, Türkiye’nin kuzey Irak’a askeri operasyon düzenlemesinin, birliğe üyelik çalışmalarına son vereceğini öne sürdü. Cook ayrıca bunun Türk- Amerikan ilişkilerine ciddi zararları olacağını da söyledi.

Panelden sonra sorularımızı yanıtlayan Milliyet gazetesi yazarı Semih İdiz, bu görüşe karşı çıktı: "Söylendiği gibi AB ilişkilerinin sonu olacağına inanmıyorum. Ama ilişkiler donar, o başka. Yani o durum kendisini çözene kadar donar. İkincisi Amerika ile ilişkilerin biteceğine de inanmıyorum. Çünkü Amerika’nın şu anda Türkiye’ye ihtiyacı var.... Buna mukabil Türkiye’nin de Kuzey Irak’a kolay kolay giremeyeceğini düşünüyorum. Türkiye’de bir kafa karışıklığı var. Kuzey Irak’a, Kerkük’ün Kürtlere gitmesini engellemek için mi gireceğiz, PKK için mi gireceğiz, Kürt devletini engellemek için mi gireceğiz. Askerler de diyorlar ki çok specific bir misyon olması lazım. Bunun da PKK ile bağlantılı olması lazım. Fakat onun bile şu anda mevcut durum içinde çok kolay olacağını düşünmüyorum..."

İdiz, Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili tasarının Amerikan Kongresi’nde onaylanmasının, Türkiye’nin kuzey Irak’a girmesinden çok daha vahim sonuçlar doğuracağını da söyledi.

XS
SM
MD
LG