Erişilebilirlik

21 Eylül Amerikan Basınından Özetler


Washington Post yazarı Charles Krauthammer, İsrail’in 6 Eylül’de, Türkiye’nin de hava sahasını ihlal ederek, Suriye’ye yaptığı bombardıman üzerindeki sır perdesinin hala aralanmadığını belirtiyor. Yazar, İsrail’in Suriye’de Kuzey Kore’nin sağladığı bir nükleer tesisi vurmuş olma ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayarak bu saldırıyı protesto eden ülkelere dikkat çekiyor:

“Her zaman protestoda bulunan Suriye, İran, Libya ve Rusya dışında bu saldırıya tepki gösteren sadece iki ülke vardı: Kuzey Kore ve Türkiye. Türkiye’nin protestosunu anlayabiliyoruz. Türk ordusu, İslamcı sivil yönetime haber bile vermeden, İsrail uçaklarına bir hava koridoru açmış olabilir. Ama Kuzey Kore’nin bu saldırıyla ne ilgisi var? Tabii ki saldırıda vurulan hedef Kuzey Kore’nin bir tesisi değilse”

Christian Science Monitor Lübnan’daki Filistin kamplarının bu ülkenin istikrarı açısından büyük bir tehdit oluşturduğu görüşünde. Kamplarda İslamcı gruplardan suç örgütlerine kadar her tür insanın barınma imkanı bulduğunu kaydeden gazete, Filistin kamplarındaki koşulların düzeltilmesi çağrısında bulunuyor:

“Lübnanlı siyasi liderler iki yıldır Amerika’nın desteklediği hükümetle Hizbullah önderliğindeki muhalefetin mücadelesine kilitlenmiş durumda. Her iki taraf da şu anda cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmış durumda ve Filistinlilere yardım etmek için harcayacak ne zamanları ne enerjileri ne de siyasi destekleri var. İşte bu yüzden uluslararası yardım örgütleri devreye girmelidir. Hükümet de en azından bu örgütlerin çalışmasını kolaylaştırmalıdır”

New York Times Sudan hükümetinin Darfur’daki insan hakları ihlallerini araştırmak için kurduğu komitenin başına Ahmet Harun’u getirmesini Birleşmiş Milletler’e atılan bir şamar olarak değerlendiriyor. Gazete, Harun’un içişleri bakanlığı yaptığı dönemde Darfur’daki katliamları gerçekleştiren militanları örgütleyen isim olduğunu öne sürüyor:

“Bugün 25’i aşkın ülke, Darfur krizini görüşmek için Birleşmiş Milletler’de toplanacak. Güvenlik konseyi’nin üyesi olan ve uluslararası mahkemenin kurulması kararına imza atan İngiltere ve Fransa, Sudan’dan Harun’u tutuklayarak mahkemeye teslim etmesini istemelidir. Amerika da bu talebe destek vermelidir. Kalıcı bir barışın en önemli kısmı, Darfur’daki katliamdan hükümet yetkililerinin de sorumlu tutulmasıdır.”

Los Angeles Times yazarı Rosa Brooks, Blackwater adlı özel güvenlik şirketinin Irak’taki faaliyetleriyle ilgili tartışmalardan hareketle, Amerika’nın istihbarat, insani yardım ve terörle mücadele gibi konularda özel şirketlerle iş yapmasını eleştiriyor. Yapılan yorumda bu yaklaşım, Amerikan dış politikasının özelleştirilmesi olarak değerlendiriliyor:

"Irak’ta, Afganistan’da, Kolombiya’da, Somali’de, Dışişleri Bakanlığında, Savunma Bakanlığında yaşananlar, “kilit askeri ve güvenlik meselelerinin taşerona verilmesinin” çok ötesine geçmiş durumda. Yönetim, yıllardır Amerikan dış politikasını en yüksek fiyatı verene satıyor ve artık satılan şeyi geri almak için treni kaçırmış olabiliriz. Eğer abarttığımı düşünüyorsanız Blackwater’ı incelemeniz yeterli. Blackwater, giderek minyatür bir hükümete benziyor.”

XS
SM
MD
LG