Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan Türkiye karar taslağı Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda ele alındı. Karar taslağı daha önceki yıllarla kıyaslandığında Ankara’yı çok rahatsız etmeyen bir yapıya sahip. Taslak, karşıt görüşler arasında denge bulma çabasının net şekilde hissedildiği bir belge olma niteliği taşıyor.
Daha önceki örneklerinin tersine provokasyon arayışına girilmeyen ve raportör tarafından “yeni bir yaklaşımın ürünü” olarak tanımlanan belgenin tonu, Avrupa Parlamentosu üyelerinin söylemlerini de etkiledi. Aşırı uçlar dışında, şimdilik de olsa, tüm grupların desteğini alan 23 maddelik karar taslağı İlerleme Raporu’nun yazımına başlayan Komisyon tarafından da dengeli bulundu.
Taslakta Türkiye, demokratik ve adil seçim süreci nedeniyle kutlanırken güçlü bir halk desteği alan hükümetin reform sürecini hızlandırması beklentisi dile getiriliyor. PKK ve diğer terörist grupların şiddet eylemlerinin güçlü bir şekilde kınandığı taslakta ordunun siyasi sürece tekrar eden bir şekilde müdahale ettiği, bunun da endişe kaynağı olduğu dile getiriliyor. Bu çerçevede ordunun üzerinde tam bir sivil denetim sağlanması, ulusal güvenlik stratejisinin belirlenmesi ve uygulanmasının sivil yetkililerin sorumluluğunda olması talep ediliyor.
301. maddede değişikliğe gidilmesi, Vakıflar Yasası’nın kabulü, Güneydoğu için kapsamlı bir ekonomik ve sosyal strateji oluşturulması taslakta dile getirilen istekler arasında yer alıyor. Kıbrıs’la ilgili Ek Protokol’ün uygulanmamasının ilişkileri olumsuz etkilemeyi sürdüreceği uyarısının da yer aldığı belgede, taraflara Birleşmiş Milletler çatısı altında çözüm çağrısı yapılıyor.
Türkiye karar taslağında, Hrant Dink suikastı, Malatya’da 3 Hiristiyanın öldürülmesi ve Ankara’daki terör saldırısı şiddetle kınanıyor. Türkiye’nin enerji sevkiyatında giderek artan önemi de belgede vurgulanan unsurlar arasında yer alıyor.
Oomen-Ruijten, raporunun değişmesini istemiyor. Bu çerçevede de mümkünse değişiklik önergesi verilmemesini, verilmesi halinde de önceden kendisine danışılmasını istedi. Şu an belge konusunda ılımlı bir yaklaşım içinde olan parlamenterlerin, raportörün bu çağrısına uyup uymayacağını görmek için 18 Eylül’ü beklemek gerekecek. Değişiklik önergelerinin verilmesi için son tarih olan 18 Eylül’ün ardından Ekim başında belge bir kez daha Dışişleri Komisyonu tarafından ele alınacak. Belgeye nihai hali ise Ekim sonunda verilecek.
Daha önceki örneklerinin tersine provokasyon arayışına girilmeyen ve raportör tarafından “yeni bir yaklaşımın ürünü” olarak tanımlanan belgenin tonu, Avrupa Parlamentosu üyelerinin söylemlerini de etkiledi. Aşırı uçlar dışında, şimdilik de olsa, tüm grupların desteğini alan 23 maddelik karar taslağı İlerleme Raporu’nun yazımına başlayan Komisyon tarafından da dengeli bulundu.
Taslakta Türkiye, demokratik ve adil seçim süreci nedeniyle kutlanırken güçlü bir halk desteği alan hükümetin reform sürecini hızlandırması beklentisi dile getiriliyor. PKK ve diğer terörist grupların şiddet eylemlerinin güçlü bir şekilde kınandığı taslakta ordunun siyasi sürece tekrar eden bir şekilde müdahale ettiği, bunun da endişe kaynağı olduğu dile getiriliyor. Bu çerçevede ordunun üzerinde tam bir sivil denetim sağlanması, ulusal güvenlik stratejisinin belirlenmesi ve uygulanmasının sivil yetkililerin sorumluluğunda olması talep ediliyor.
301. maddede değişikliğe gidilmesi, Vakıflar Yasası’nın kabulü, Güneydoğu için kapsamlı bir ekonomik ve sosyal strateji oluşturulması taslakta dile getirilen istekler arasında yer alıyor. Kıbrıs’la ilgili Ek Protokol’ün uygulanmamasının ilişkileri olumsuz etkilemeyi sürdüreceği uyarısının da yer aldığı belgede, taraflara Birleşmiş Milletler çatısı altında çözüm çağrısı yapılıyor.
Türkiye karar taslağında, Hrant Dink suikastı, Malatya’da 3 Hiristiyanın öldürülmesi ve Ankara’daki terör saldırısı şiddetle kınanıyor. Türkiye’nin enerji sevkiyatında giderek artan önemi de belgede vurgulanan unsurlar arasında yer alıyor.
Oomen-Ruijten, raporunun değişmesini istemiyor. Bu çerçevede de mümkünse değişiklik önergesi verilmemesini, verilmesi halinde de önceden kendisine danışılmasını istedi. Şu an belge konusunda ılımlı bir yaklaşım içinde olan parlamenterlerin, raportörün bu çağrısına uyup uymayacağını görmek için 18 Eylül’ü beklemek gerekecek. Değişiklik önergelerinin verilmesi için son tarih olan 18 Eylül’ün ardından Ekim başında belge bir kez daha Dışişleri Komisyonu tarafından ele alınacak. Belgeye nihai hali ise Ekim sonunda verilecek.