Erişilebilirlik

Özçelik: 'Operasyona Karşıyız'


22 Temmuz seçimlerinde bağımsız adaylarla yüzde onluk barajı aşan Demokratik Toplum Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmekle kalmadı, grup da kurdu. Partinin Siirt Milletvekili Osman Özçelik, Doğu illerinde AKP ve DTP’li adaylar dışında hiçbir partinin ciddi varlık gösterememesini, AB’ne üyelik sürecini, Cumhurbaşkanı seçimini ve Kuzey Irak’a operasyon konularını değerlendirdi. Özçelik Devrim Çubukçu’nun sorularını yanıtladı:

Demokratik Toplum Partisi Siirt milletvekili Osman Özçelik, AKP ve DTP dışında diğer partilerin doğuda destek bulamamasından izledikleri politikaları sorumlu tuttu. Özçelik, bir zamanlar kendi partilerine yapılan ‘Türkiye partisi olun’ çağrılarını diğer partiler için tekrarladı:

“(Seçim sonuçları) diğer partilerin Türkiye Partisi olmadıklarını ortaya çıkarıyor. Eğer Doğu ve Güney Doğu Türkiye’nin bir parçası ise, Türkiye hudutları içinde kentler ise ve orada yaşayan insanlar bu ülkenin vatandaşları ise bu siyasi partilerin o insanların sorunlarına hiçbir şekilde eğilmediklerini ve halk tarafından kabul görmediklerini göstermektedir. (Bu seçim ) bize sık sık yönelttikleri Türkiye partisi olunuz, Türkiye partisi olmadığımız şeklindeki suçlamaların aynısının onlara yöneltilebileceğini gösterir. Eğer siz Doğu ve Güney Doğu’da oy alamıyorsanız, o halde siz de Türkiye partisi değilsiniz. Oysa biz hem Doğuda hem de Batıda oy alıyoruz. Biz Türkiye’nin bütün sorunlarıyla ilgili partiyiz. Bölgeden, ayrıca İstanbul’dan da iki milletvekili çıkarttık. AKP’nin bölgeden milletvekili çıkartabilmesinin tarihsel bir kökeni de var. Tarihsel bir alt yapısı da var. Daha önce Nizam Partisi ve Refah Partisi de bölgeden oy alıyordu. Bu geleneksel İslami değerlere bağlılıkla açıklanabilir, bu bir. İki, AKP ve daha önceki partiler, AKP’nin geleneğini sürdürdüğü partiler, kısmen muhalif bir özellik gösteriyordu. Yani, devletin resmi ideolojisine karşı duruşu olan partilerdi. AKP’nin de yeterli olmasa bile böyle bir duruşu var. Biz de sisteme muhalefet ediyoruz ve dolayısıyla bölge halkı sisteme muhalif partilere oy veriyor diyebiliriz. AKP’nin bizden daha fazla oy alabilmesi, bizim bağımsız adaylarla seçime katılmış olmamız ve iktidar olma şansımızın olmaması(ndan kaynaklanıyor.)... Bağımsız adaylarla dünyanın hiçbir yerinde iktidar olunamamıştır. Biz önümüze konan baraj engelini, Türkiye genelinde uygulanan yüzde 10 seçim engelini aşabilmek amacıyla riskli bir yol seçtik ve bağımsız adaylarla seçime katıldık. Beklentilerimiz biraz daha yüksekti ama, bir grup kurabilecek kadar milletvekili seçtirebilmiş tek siyasal hareketiz Türkiye’de... AKP’nin çok oy almasını iktidar olanaklarını kullanmasıyla izah edebiliriz. İkincisi CHP ve MHP gibi milliyetçi, ulusalcı giderek ırkçı söylemleriyle bölge halkının tepkisini kazanmış olmalarıdır. Özellikle Kuzey Irak’taki Kürt oluşumuna CHP ve MHP’nin dostane olmayan yaklaşımları, hatta Genelkurmayın bölgeye bir operasyon yapma gerekliliğini benimser olmaları, böyle bir tehlike, bir savaş tehlikesi ortaya çıkartmıştır. Kürt seçmen, Doğu ve Güney Doğu’daki seçmen AKP’nin savaşa karşı bir güvence olabileceğini hesap ederek geçici olarak, emaneten oylarının büyük bir bölümünü AKP’ye vermiştir. Bu oylar emanet verilen oylardır, asıl oylar, bu tür bir tehdit izole edildiğinde, yani bir savaş tehlikesi izole edildiğinde, yine kendi mecrasına dönecektir. Yani, kendine oyunu veriyor bölge halkı. Bizim partimize yada ileride benzer siyasi yaklaşımlara oylarını vereceklerdir.”

Türkiye’nin gündeminin ilk sıralarında yer alan Avrupa Birliği üyelik müzakereleri, DTP’nin de öncelik verdiği konulardan. DTP Siirt milletvekili Osman Özçelik Türkiye’nin her zaman yüzünü Batıya çevirmesi gerektiğini savundu.

“Biz baştan beri Türkiye’nin Avrupa Birliği müzakere sürecini geliştirmesini ve Avrupa Birliği’ne katılmasını destekleyen bir siyasal hareketiz. Bugün de bu düşüncelerimizi muhafaza ediyoruz. Her ne kadar AKP gerek Genelkurmayın gerekse milliyetçi ve ırkçı akımların Avrupa Birliği karşıtı propagandaları karşısında kısmen duraksamış olmasını doğru bulmuyoruz. Biz bu konuda teşvik edici olacağız. Avrupa Birliği’ne Türkiye’nin girmesi için Avrupa Birliği’nin hem sosyal hem siyasal hem de ekonomik kriterlerine uygun bir Türkiye’nin refah içinde olacağını, barış içinde olacağını ve gelişmiş bir Türkiye olacağını düşünüyoruz. Bunun aksi durumunda Türkiye’nin yönünü Doğu’ya yöneltmesi anlamına gelir ki bunu Türkiye’nin geleceği açısından hiç doğru bulmuyoruz. Türkiye’nin bir İran, bir Irak bir Suriye olmasını istemiyoruz. Barış getirmez böyle bir durum. Toplumsal huzur gelmez. Ekonomik refaha ulaşmak mümkün değil. Türkiye’nin batının değer yargılarını özümseyerek benimseyerek yoluna devam etmesini istiyoruz, arzuluyoruz ve bu konuda girişimlerimiz devam edecek.”

Türkiye’nin önündeki bir diğer önemli konu da Cumhurbaşkanlığı seçimi. DTP nasıl bir strateji izleyecek? 367 karar yeter sayısı şartının yapay olduğunu savunan Osman Özçelik, partisine üye milletvekillerinin oylamaya gireceğini söyledi:

“Türkiye’de cumhurbaşkanlığı 12 Eylül hukukuna göre bir anayasayla düzenlenmiş. Bu anayasada Cumhurbaşkanının yetkilileri son derece arttırılmış. O dönemin darbeci generali, kendisi Cumhurbaşkanı olacağı için, son derece abartılı yetkilerle donatılmış bir Cumhurbaşkanlığı makamı var. Öncelikle 12 Eylül hukukunun ortadan kaldırılması, anayasanın sivilleştirilmesi, demokratikleştirilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Bu çerçevede Cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılmasının düşünüyoruz. Ve yetkileri azaltılmış, yeniden düzenlenmiş bir Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini biz daha doğru buluyoruz. Bu yetkilerle değil ama... Normalize edilmiş yetkilerle Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini istiyoruz. Ama, mevcut durumda da önümüzde bir Cumhurbaşkanı seçimi olacak. Biz parlamentoda bulunacağız. 367 toplantı yeter sayısının hukuksal ve anayasal bir dayanağı yok. Ne yazık ki Anayasa mahkemesi özel bir siparişle böyle bir karar çıkarttı, hukuk da siyaset de buna alet edildi diye düşünüyoruz. 367’yi yapay, zorlama bir rakam olarak görüyoruz. Biz parlamentoda bulunacağız. Ama kimi destekleyeceğimiz ortaya çıkacak adaylarla ilgilidir. Adayların bütün Türkiye’yi temsil etmesi gerekir. Kürtlere ve Türkiye de yaşayan diğer etnik, sosyal ve inanç gruplarına eşit mesafede olması; belli bir ideolojinin temsilcisi değil, bütün Türkiye’nin temsilcisi olabilecek bir cumhurbaşkanı olmasını arzu ederiz. Böyle olması durumunda oy vermemiz mümkün. Ancak şu durumda kimin aday olduğunu bilmediğimiz için oy verip vermeme hakkında bir şey söyleyemiyoruz. Ama biz Meclis’te olacağız. 367 engelini mutlaka aşmak gerekir, doğru bulmadığımız için... Parlamentoyu esas aldığımızdan, parlamentonun çalışır halde olmasını istediğimizden, demokratik parlamenter sistemi güçlendirmek amacıyla parlamentoda bulunacağız.”

PKK teröristlerine karşı Türkiye’nin Kuzey Irak’a olası bir operasyonu ne gibi sonuçlar doğurabilir, bu konuda DTP’nin izleyeceği tavır ne olur? Osman Özçelik partisinin bu tür bir operasyona karşı olduğunu bildirdi:

“Türkiye’de Irak’a, Kuzey Irak’a operasyon yapılması gerekir diyen çevrelerin, hangi amaçla Kuzey Irak’a operasyon yapılması gerektiğine ilişkin kamuoyuna net bir açıklamaları yok. Bir taraftan PKK unsurlarına karşı bir operasyon yapılacağı söyleniyor, diğer taraftan Kerkük sorunu dile getiriliyor, bölgede şu anda Kürtlerin kazanmış oldukları statüden rahatsızlık ifade ediliyor. Kuzey Irak’ta PKK’ye yönelik bir operasyonla sınırlı olacaksa Kerkük neden gündeme getiriliyor? Neden Kürtlerin diğer kazanımları gündeme getiriliyor? Burada bir samimiyetsizlik var. Bu operasyonu gerekli görenlerin açıklamalarından biz bunu anlıyoruz. Kürtler böyle bir operasyondan çok incineceklerdir. Gerek sadece PKK’ye yönelik gerekse Kerkük’e ve Kuzey Irak’a yönelik yapılacak bir operasyon Kürtleri son derece incitecektir, (bu) bir. İkincisi başarılı olma şansı yoktur. Çok büyük zayiatlara neden olacaktır, çok büyük insan kaybına neden olacaktır. Türkiye’nin ekonomik gücü Orta Doğu bataklığında uzun sürecek bir savaşı kaldırabilecek bir ekonomik güce sahip değildir. Amerika ve Avrupa Birliği buna karşıdır. Ben reel olarak böyle bir politikanın gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Daha ziyade seçim öncesi AKP’yi sıkıştırmaya yönelik, seçim gündemli bir yaklaşım idi. Ciddi olarak görmüyorum. Böyle bir operasyonun söz konusu olacağını düşünmüyorum. Böyle bir operasyon kararı karşısında biz bütün gücümüzle karşı çıkarız. Yanlış buluyoruz. Çok fazla insan kanı dökülmesi anlamına gelecek. Amerika Irak’ta neler yaşıyor herkes bunları görüyor. Amerika’nın başa çıkamadığı bir sorunun Türkiye’nin hangi askeri gücüyle, hangi ekonomik gücüyle başa çıkabileceğini insanların, karar vericilerin hesaplaması lazım. Biz buna karşı tavır alacağız.”

Demokratik Toplum Partisi Siirt Milletvekili Osman Özçelik'le röportajı dinlemek için yukarıdaki linke tıklayabilirsiniz...

XS
SM
MD
LG