Erişilebilirlik

'AKP'nin Zaferi Laikliğe Tehdit Değil'


Amerikalı uzmanlar, son seçimlerde ikinci kez tek başına iktidara gelmeyi başaran AK Parti’den ne bekliyor? Amerika’nın Sesi’ne konuk olan Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Profesör Henri Barkey ve Alman Marshall Fonu uzmanlarından Ian Lesser, muhafazakar tabanlı partinin yeniden seçilmesinin, Türkiye’nin laik sistemine bir tehdit oluşturmadığı görüşünde.

Adalet ve Kalkınma Partisi’ni ‘çok ılımlı İslamcı parti’ diye tanımlayan Lehigh Üniversitesi profesörü Henri Barkey, son seçimleri önemli yapan asıl unsurun, AKP karşısındaki baskının muhalefetten değil, ordudan kaynaklanması olduğunu söyledi.

Barkey, ordunun gösteriler organize ederek ve İnternet üzerinden muhtıra yayınlayarak, AK Parti’nin faaliyetlerini aksatmaya çalıştığını öne sürdü. Uluslararası İlişkiler uzmanı Barkey, Türkiye’de laikliğin tehlikede olmadığını ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin merkez sağ çizgiye oturduğunu belirtti. Merkez soldaki muhalefetin ise çaresiz kaldığını belirten Henri Barkey, Cumhuriyet Halk Partisi’nin son dört buçuk yılda yeni bir vizyon getirmediğini, yaptığı tek işin, iktidarın tüm önerilerine muhalefet etmek olduğunu söyledi. Barkey, CHP’nin iktidara gelmek için orduyla ittifaka girdiğini de savundu.

Amerikan Alman Marshall Fonu adlı kuruluşun uzmanlarından Ian Lesser da, AK Parti’nin seçimlerdeki başarısını siyasetteki başarısına bağladı.

Ian Lesser, Ak Parti’nin belediyelerdeki başarısının genel seçimlerde de kendisine oy kazandırdığını ve ortaya çıkan sonucun kendisini şaşırtmadığını söyledi. Lesser milliyetçi bir çizgi izleyen muhalefetin kendi içinde bölünmüş olmasının da, AKP’ye yarar sağladığını belirtti. Aynı şekilde sonuçların İslam ve Laiklik arasındaki çatışma olarak görülmemesi gerektiğini de vurgulayan uzman, toplumsal sınıflaşma, popülizm ve ekonomik durum gibi etkenlerin de seçim sonuçlarını etkilediğini kaydetti.

Ordunun Türk toplumu içindeki rolünü yeniden gözden geçireceğini söyleyen Ian Lesser, bu rollerden birinin ‘Laikliğin korumak’ olduğunu hatırlattı:

Ian Lesser, PKK sorununun yeniden artmasıyla birlikte, ordunun iç güvenlik konusundaki çabalarını artırmasını beklediğini söyledi. Türk toplumunun askeri darbeler dönemini aştığını belirten Lesser, ordunun hükümete doğrudan bir müdahalede bulunmasını beklemediğini kaydetti.

Askeri müdahalenin hala mümkün olabileceğini savunan Henri Barkey ise, bunun eskiden olduğu gibi tankları radyo istasyonuna sürüp hükümete ya da parlamentoya doğrudan müdahalede bulunmak yerine, İnternet sayfalarından duyurular yapmak ya da mitingler düzenlemek şeklinde olabileceğini söyledi.

Türk ordusunu “fiili muhalefet” diye tanımlayan Barkey, bunun son derece tehlikeli bir durum olduğuna işaret etti. Ak Parti yönetiminin Türkiye’ye Şeriat hükümlerini dayatacağı yönünde bir kaygısı olmadığını belirten Barkey, bu partinin, normalde Laik diye tanımladığı kesimlerin vermediği oranda serbestlik ortamı sağlayacağını savundu.

Seçimlerin Türk-Amerikan ilişkilerine etkisini değerlendiren Ian Lesser, iki ülkenin karşılıklı olarak bazı konularda kaygılar taşıdığını söyledi. Lesser, bu kaygıların arasında Türkiye’nin Batı’yla bağlantıları, Irak ve PKK konularının bulunduğuna dikkat çekti ve Başbakan Erdoğan’ın sonbaharda Washington’a resmi ziyarette bulunabileceğini belirtti.

Kuzey Irak’a olası operasyon konusunu değerlendiren Henri Barkey de, Ak Parti’nin Güneydoğu’da önemli miktarda oy topladığını hatırlatarak, bunun operasyon kararı vermesini zorlaştıracağını öne sürdü. Barkey Güneydoğu’da AK Parti’ye verilen desteğin Irak’ın kuzeyindeki Kürt liderlerle diyalog şansını artırabileceğini de söyledi.
XS
SM
MD
LG