Erişilebilirlik

4 Temmuz Amerikan Basınından Özetler


Washington Post Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez’in, İran, Rusya ve Belarus’u kapsayan gezisini değerlendiriyor. Chavez’in gittiği her ülkede Amerikan karşıtlığını öne çıkarttığını belirten gazete, Amerikan karşıtlığının en düşük olduğu ülkelerden birisinin ise kendi ülkesi olduğuna dikkat çekiyor:

“Venezuela halkının yüzde 56’sı, Amerika’ya karşı olumlu bir yaklaşıma sahip. Bu oran İngiltere ve Kanada’dan bile yüksek. Yine Venezuela halkının yüzde 81’i, İran’ın nükleer silah geliştirmesine karşı. Ancak Chavez, kendi halkının düşüncelerine aldırmadan küresel düzeyde Amerikan karşıtlığının liderliğini yapmaya soyunuyor. Amerikan düşmanlığının çok yüksek bir düzeyde olduğu doğru ama Chave, bundan yararlanacak durumda değil. Çünkü Peru, Şili ve Meksika’da Chavez’e karşı olanların oranı Bush’a karşı olanların oranından daha yüksek. Yapılan araştırmalar, Chavez’in kendisinden başka kimseyi temsil etmediğini gösteriyor.”

Washington Times gazetesi, Avrupa’daki Müslüman göçmenlerin bulundukları ülkelerin siyasi yaşamını ciddi biçimde etkilemeye başladığını yazıyor. Hollanda ve Belçika’daki gelişmeleri değerlendiren gazete, bu ülkelerdeki bir çok siyasetçinin Türk oylarını kaybetmemek için “Ermeni soykırımı” ifadesini kullanmaktan kaçındığını vurguluyor:

“Belçika’da Sosyalist Parti lideri Vande Lanotte, Ermeni sorununun çok hassas bir mesele olduğunu söylerken, Hristiyan Demokratların lideri Yves Leterme, uzmanların tarihi gerçekler konusunda uzlaşamadığını belirtti. Batı Avrupa’nın Müslümanlaşması sürdükçe, kısa bir süre sonra politikacılar Yahudi soykırımını da “tarihçilerin üzerinde anlaşamadığı son derece hassas bir konu” olarak tanımlamaya başlayacaktır. Göçmenlerin oyları, daha şimdiden politikacıları çeşitli tavizlere zorlayarak Avrupa'daki demokrasiyi değiştirmeye başladı bile.”

New York Times gazetesi, 4 Temmuz 1776’da Amerika’nın bağımsızlığını ilan ettiği bildirgede yer alan özgürlük anlayışının evrensel ölçekte geçerliliğini koruduğunu vurguluyor. Ancak gazete, Amerika’nın bu özgürlük anlayışını dünya çapında hayata geçirme konusunda sıkıntılar yaşadığına dikkat çekiyor:

“Düşünceler, o düşünceleri savunan insanların davranışlarıyla somutlaşır. Aynı şey, ülkeler için de geçerlidir. Asıl mesele özgürlük anlayışımızı bütün dünyaya anlatıp anlatmadığımız değildir. Asıl mesele dünyadaki diğer insanları da bu anlayışa yönlendirip yönlendirmediğimiz, kimlerle ve nasıl yönlendirdiğimizdir. Dört Temmuz, Bağımsızlık Bildirgesinde yer alan ilkeleri ne ölçüde yaşattığımızı dünyanın bakış açısıyla sorgulamamız gereken bir gündür."

Los Angeles Times Amerika’nın Bağımsızlık Günü’nü Irak Savaşı, Guantanamo, küresel ısınma, göçmenlik reformunun engellenmesi gibi sorunların gölgesinde kutladığını yazıyor. Ancak gazete, başkanlık seçiminde farklı cinsiyet, etnik köken ve mesleklere sahip adayların yarışmasını Amerika’nın en önemli zenginliği olarak yorumluyor:

“Adaylar farklı ırklara, cinsiyetlere ve geçmişlere sahip olmakla kalmıyor, savundukları düşünceler de üye oldukları partilerin ötesinde bir çeşitlilik gösteriyor. Bu seçim, bıktırıcı ölçüde uzun ve çok pahalı bir seçim olacak. Ama hiç kimsenin inkar edemeyeceği bir gerçek varsa, o da Amerika’nın bir tercihler ülkesi olduğudur.”

XS
SM
MD
LG