Christian Science Monitor Iraklı radikal Şii lider Mukteda el Sadr’ın yandaşlarına, Sünnilerin kanını dökmeme çağrısında bulunması ile, İran ve Amerika’nın Irak konusunda görüşmelere başlamasının eş zamanlı olmasına dikkat çekiyor. Şiilerin taktik mi değiştirmeye başladığı sorusunu soran gazete, şu görüşlere yer veriyor:
"İran ve El Sadr, Şiilerin daha güçlü bir bölgesel rol arayışı içinde oldukları iddiasını yalanlamaya çalışıyorlar. İsrail’e ve Amerika gibi dış güçlere karşı Müslümanların ortak direnişini sağlamaya çalıştıklarını söylüyorlar. Lübnan’daki İran yanlısı Hizbullah örgütü de benzer mesajlar veriyor. Eğer İran ve El Sadr, gerçekten de Sünnilerle karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki istiyorsa, Irak’ta barışın sağlanması kolaylaşır. Ancak eğer Irak’ta süren savaş, Bağdat’tan başlayarak bütün bölgede Şii hakimiyetini kurmayı amaçlıyorsa, Amerika’yı zor günler bekliyor demektir."
New York Times G8 zirvesinde iklim değişikliği, İran’ın nükleer programı ve Afrika’ya yardım gibi konuların öncelikli olduğunun yazıyor. Bu konuların daha önce de sık sık gündeme geldiğini hatırlatan gazete, liderleri artık somut adımlar atmaya çağırıyor.
"Başkan Bush, iklim değişikliği konusunda nihayet inkar politikasından vazgeçip bir adım attı. Ancak en fazla karbon emisyonu üreten 15 ülkenin bir araya gelmesi yönündeki önerisi, küresel liderlik olarak adlandırılmaz. G8 ülkeleri, iki yıl önce Afrika’ya yapılan yardımın 2010 yılında ikiye katlanacağı ve ticaretin serbestleşeceği taahhüdünde bulundu. Ancak, şu ana kadar bu konuda çok küçük bir ilerleme sağlanabildi. En acil konu ise İran. İran’ı nükleer silah hırsından vazgeçirmek için Amerika, Avrupa Birliği ve Rusya’nın tam anlamıyla destekleyeceği yaptırımlar gündeme getirmelidir. Bu konuda zaman kaybetmek, felakete davetiye çıkartmaktır."
Washington Post göçmenlik reformunu eleştirenlere karşı çıkıyor ve Kongre gündemindeki tasarının uzun pazarlıklar sonucunda sağlanan bir uzlaşmayla ortaya çıktığını hatırlatıyor. Gazete, tasarıya karşı çıkanların, sayıları 12 milyonu bulan kaçak göçmenlerin yaşadığı sorunlara bir çözüm önermediğini ileri sürüyor.
"Göçmenlerin kitlesel biçimde sınır dışı edileceğine hiç kimse ciddi biçimde inanmıyor. Buna rağmen tasarıya karşı çıkanlar, soruna bir çözüm bulunmasındansa mevcut durumun sürmesini tercih ediyor. Göçmenlik tasarısı, ülke gündeminde çok önemli bir yer teşkil eden bu soruna çözüm bulabilmek amacıyla, her iki partinin de aşırı kanatlarını etkisiz kılan bir uzlaşmayla ortaya çıktı. Şimdi Senatonun da bu orta noktayı onaylaması gerekiyor."
Los Angeles Times PEW Araştırma Merkezi tarafından Amerikalı Müslümanlar arasında yapılan araştırmanın sonuçlarını değerlendiriyor. Araştırmaya göre Amerikalı Müslümanların büyük bir kısmının topluma entegre olduğunu, aşırı anlayışları reddettiğini ve orta düzeyde gelir elde ettiğini hatırlatan gazete, bu olumlu sonuçların yanı sıra Amerikalı Müslümanların 11 Eylül saldırıları sonrasında hayatın kendileri için zorlaştığı düşüncesinde olduğunu vurguluyor.
"Araştırmanın sonuçları, Başkan Bush’un 11 Eylül saldırıları sonrasında Amerika’nın İslamiyet’e karşı savaş açmadığı yönündeki açıklamasının ve Ramazan Bayramı nedeniyle Beyaz Saray’da sembolik bir kutlama yapmasının ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Ancak aynı araştırmanın sonuçları, bütün bu çabalara rağmen, Bush yönetiminin Amerikalı Müslümanlar nezdinde çözmesi gereken bir inandırıcılık sorunu bulunduğunu da gözler önüne seriyor. Bu sorununun çözülmesi için de yabancıların değil, Amerikalı Müslümanların muhatap alınması gerekiyor."