Christian Science Monitor, Almanya’da Helmut Kohl’un, İngiltere’de Margareth Thatcher’in, Fransa’da François Mitterand’ın ve Amerika’da Ronald Reagan’ın iktidar olduğu 1980’li yıllarda Amerika ile Avrupa arasındaki ilişkilerin karşılıklı saygı ve işbirliği temelinde yürüdüğünü hatırlatıyor. Gazete, şimdi Almanya’da Angela Merkel, Fransa’da Nicholas Sarkozy ve İngiltere’de Gordon Brown’ın iktidara gelmesiyle benzer bir işbirliğinin yeniden mümkün olduğunu vurguluyor.
"Avrupa ile Amerika arasındaki işbirliğini böylesine acil ve gerekli kılan şey, sadece önümüzdeki küresel sorunlar listesi değil. 20 yıl öncekinden farklı olarak, Amerika dünyadaki inandırıcılığını ve moral üstünlüğünü önemli ölçüde kaybetmiş durumda. Washington, istese bile küresel sorunları tek başına çözemez. Güçsüz düşmüş bir Amerika’nın güçlü müttefiklere ihtiyacı var. Transatlantik ilişkilerin daha yakın ve daha düzgün olması, önümüzdeki acil sorunların daha kolay çözülmesi anlamına gelecektir."
USA Today Başkan Bush’un, Amerika’nın küresel ısınmaya karşı mücadelede öncülük yapmaya hazır olduğu yönündeki açıklamasını önemli bir gelişme olarak yorumluyor. Ancak gazete, tam da G-8 zirvesi öncesinde yapılan bu açıklamanın samimiyeti konusunda şüpheci bir yaklaşım sergiliyor.
"Bush, Irak savaşı, İran’ın nükleer programı, Rusya’nın demokrasiye sırtını dönmesi gibi bir dizi önemli sorunun çözümü için destek aramak amacıyla Avrupa’ya gidiyor. Küresel ısınma konusundaki inatçı tavrının bütün bu sorunlarda işbirliği yapılmasının önüne geçmesini göze alamaz. Ancak Bush’un politika değişikliği samimi de olsa, fayda amaçlı da olsa, küresel ısınma konusunda hiçbir şey yapmamanın hem ülke içinde hem de dünya çapında siyasi bir engel oluşturmaya başlaması olumlu bir gelişmedir."
Boston Globe Kongre’nin 100 milyar dolarlık savaş bütçesini kabul ederken Irak hükümetine şart koştuğu koşulları, gerçekçi bulmuyor. Gazete, özellikle Irak’ın petrol gelirinin merkezi hükümet tarafından mı yoksa bölgesel yönetimlerce mi kontrol edileceği konusundaki belirsizliğin ciddi bir sorun yaratabileceğine dikkat çekiyor.
"Amerikan askerleri er ya da geç Irak’tan çekilmeye başlayacak. En büyük tehlike ise arkalarında mezhep çatışmaları, terörist işgali ve komşu ülkelerin müdahalesiyle uğraşan bir ülke bırakmaları. Bush ve Kongre, Irak’ın çökmesini önlemek için Amerikan askerlerinin sayısını azaltma tehdidi sanki Iraklı politikacıların Amerika’nın isteklerini yerine getirmesine yeterli olacakmış gibi davranmaktan vazgeçmeli, Iraklılarla ve komşu ülkelerle görüşmelere başlamalıdır."
Washington Post göçmenlik reformunun sadece insani bir gereklilikten değil aynı zaman da ekonomik ihtiyaçtan da kaynaklandığı görüşünde. Gazete, göçmenlerin Amerikan ekonomisine büyük katkıda bulunduğunu belirtiyor.
"Kongre üyelerinin büyük bir kısmı 12 milyon kaçak göçmeni sınır dışı etmenin doğru bir yol olmadığının farkında. Ancak bu göçmenlerin yasal bir statü kazanması ve vatandaşlık imkanına kavuşması, bundan sonra gelecek göçmenler için de sürdürülebilir bir sistem kurulması için insanca bir çözüm bulma çabasının asıl nedeni, bu insanların Amerikan ekonomisine ve sosyal dokusuna yaptıkları katkıdır. Bu, Amerika’nın geçmişinde de böyleydi, bugün de hala geçerliliğini koruyor."
"Avrupa ile Amerika arasındaki işbirliğini böylesine acil ve gerekli kılan şey, sadece önümüzdeki küresel sorunlar listesi değil. 20 yıl öncekinden farklı olarak, Amerika dünyadaki inandırıcılığını ve moral üstünlüğünü önemli ölçüde kaybetmiş durumda. Washington, istese bile küresel sorunları tek başına çözemez. Güçsüz düşmüş bir Amerika’nın güçlü müttefiklere ihtiyacı var. Transatlantik ilişkilerin daha yakın ve daha düzgün olması, önümüzdeki acil sorunların daha kolay çözülmesi anlamına gelecektir."
USA Today Başkan Bush’un, Amerika’nın küresel ısınmaya karşı mücadelede öncülük yapmaya hazır olduğu yönündeki açıklamasını önemli bir gelişme olarak yorumluyor. Ancak gazete, tam da G-8 zirvesi öncesinde yapılan bu açıklamanın samimiyeti konusunda şüpheci bir yaklaşım sergiliyor.
"Bush, Irak savaşı, İran’ın nükleer programı, Rusya’nın demokrasiye sırtını dönmesi gibi bir dizi önemli sorunun çözümü için destek aramak amacıyla Avrupa’ya gidiyor. Küresel ısınma konusundaki inatçı tavrının bütün bu sorunlarda işbirliği yapılmasının önüne geçmesini göze alamaz. Ancak Bush’un politika değişikliği samimi de olsa, fayda amaçlı da olsa, küresel ısınma konusunda hiçbir şey yapmamanın hem ülke içinde hem de dünya çapında siyasi bir engel oluşturmaya başlaması olumlu bir gelişmedir."
Boston Globe Kongre’nin 100 milyar dolarlık savaş bütçesini kabul ederken Irak hükümetine şart koştuğu koşulları, gerçekçi bulmuyor. Gazete, özellikle Irak’ın petrol gelirinin merkezi hükümet tarafından mı yoksa bölgesel yönetimlerce mi kontrol edileceği konusundaki belirsizliğin ciddi bir sorun yaratabileceğine dikkat çekiyor.
"Amerikan askerleri er ya da geç Irak’tan çekilmeye başlayacak. En büyük tehlike ise arkalarında mezhep çatışmaları, terörist işgali ve komşu ülkelerin müdahalesiyle uğraşan bir ülke bırakmaları. Bush ve Kongre, Irak’ın çökmesini önlemek için Amerikan askerlerinin sayısını azaltma tehdidi sanki Iraklı politikacıların Amerika’nın isteklerini yerine getirmesine yeterli olacakmış gibi davranmaktan vazgeçmeli, Iraklılarla ve komşu ülkelerle görüşmelere başlamalıdır."
Washington Post göçmenlik reformunun sadece insani bir gereklilikten değil aynı zaman da ekonomik ihtiyaçtan da kaynaklandığı görüşünde. Gazete, göçmenlerin Amerikan ekonomisine büyük katkıda bulunduğunu belirtiyor.
"Kongre üyelerinin büyük bir kısmı 12 milyon kaçak göçmeni sınır dışı etmenin doğru bir yol olmadığının farkında. Ancak bu göçmenlerin yasal bir statü kazanması ve vatandaşlık imkanına kavuşması, bundan sonra gelecek göçmenler için de sürdürülebilir bir sistem kurulması için insanca bir çözüm bulma çabasının asıl nedeni, bu insanların Amerikan ekonomisine ve sosyal dokusuna yaptıkları katkıdır. Bu, Amerika’nın geçmişinde de böyleydi, bugün de hala geçerliliğini koruyor."