Geride bıraktığımız hafta Genel Kurmay Başkanlığı’nın Irak’ın Kuzeyinde Türk askerlerine silah çekildiği ve bunun karşılıksız kalmayacağı yönündeki açıklamaları Amerika’da kaygıyla karşılandı. Amerika Savunma Bakanı Robert Gates Türkiye’ye itidal çağrısında bulundu. Türk-Amerikan ilişkilerinin geldiği yeri Wall Street Journal gazetesi editörlerinden Robert Pollock radyomuza değerlendirdi.
Yarım yüzyılı aşkın Türk-Amerikan müttefiklik ilişkilerinin en kötü döneminin simgesi The Wall Street Journal (WSJ) editörlerinden Robert Pollock’un 2005 yılının Şubat ayında yazdığı makale olmuştu.
Yeniden Avrupa’nın Hasta Adamı başlıklı yazıyla Pollock, iki ülke ilişkilerinin giderek kötüleştiğini; bunun en büyük sebebinin ise Türk basınında Amerika’yla ilgili çıkan komplo teorileriyle dolu haberlerin olduğunu iddia etmişti. Amerikan karşıtlığının durdurulmaması halinde Türkiye’nin kendisini Amerika'da dostsuz, Avrupa'da dışlanmış bulanacağını belirten Pollock, bu durumda da Türkiye’nin ikinci sınıf, dar görüşlü, paranoyak ve marjinal bir ülke olacağını ifade etmekten çekinmemişti.
Son yirmi yıldır Türkiye aleyhine tek bir haberin çıkmadığı WSJ’nin editöründen gelen bu sert yazı Washington’un Ankara’ya mesajı mı sorusunu akıllara getirmiş, Pollock da o zaman yaptığı açıklamalarda bunun böyle olduğunu açıkça ifade etmişti.
Nisan ayında Genel Kurmay Başkanlığı’nın sert uyarısının ardından Türkiye’nin içine düştüğü siyasi istikrarsızlık döneminde Amerikalı siyasi gözlemcilerin ilk yorumu ikili ilişkilerde ufukta yeni bir gerilim sürecinin hızla belirdiği oldu. Son olarak önce Amerikan jetlerinin Türk hava sahasını ihlal etmesi, ardından da Kuzey Irak’taki hareketlilik bu tahminlerin o kadar da yersiz olmadığını gösterdi. Her ne kadar Amerikalı yetkililer F-16’ların Türk hava sahasına girmesinin bir yanlışlık olduğunu söyleseler de Ankara, bunun Türkiye’nin Kuzey Irak’a olası operasyonun sıkça dillendirildiği bir döneme denk gelmesini Washington’dan mesaj diye aldı yine. Bu gelişmeler Pollock’un iki sene önceki makalesini de tekrar gündeme getirdi.
Zamanında ikili ilişkilerin kötüleştiğini kamusal alana en açık biçimiyle taşıyan Robert Pollock’a Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğini sorduk. İkili ilişkilerde son zamanlarda yaşanan Amerikan jetlerinin Türk hava sahasını ihlal etmesi olayının Ankara tarafından bir mesaj olarak alınmasını kaygılandırıcı bulan Pollock, “Amerikan ordusunun nasıl işlediği iyi bilen birisiyim. Türk hava sahası ihlal edilerek bir mesaj verilmeye çalışıldığına inanmıyorum” dedi. Her konuda Amerika Türkiye ile anlaşamayabileceğini; ama bir NATO üyesine bu şekilde mesaj verilmeyeceğini belirtti.
Türklerin Amerikalılara karşı tutumunun oldukça negatif olduğunu belirten Pollock, Türkiye’de seçim döneminde Amerikan karşıtı propagandaların artmasının iki ülke ilişkilerinin gerilmesinde en büyük unsur olacağını ifade etti. Pollock, bunun birçok ABD’li yetkiliyi kaygılandırdığını da sözlerine ekledi.
Bush yönetimine yakınlığıyla bilinen gazeteci, “ABD intikam duyguları besleyen bir ülke değil; ancak Türkiye’de durumun böyle olmadığını kamuoyu yoklamaları gösteriyor” diye konuştu. “Türkiye’de Amerikan karşıtlığının akılcı bir dayanağı yok” diyen Pollock, en büyük kaygısının ise Amerikan karşıtı Türk medyasının halkın beynini yıkaması olduğunu belirtti.
Yarım yüzyılı aşkın Türk-Amerikan müttefiklik ilişkilerinin en kötü döneminin simgesi The Wall Street Journal (WSJ) editörlerinden Robert Pollock’un 2005 yılının Şubat ayında yazdığı makale olmuştu.
Yeniden Avrupa’nın Hasta Adamı başlıklı yazıyla Pollock, iki ülke ilişkilerinin giderek kötüleştiğini; bunun en büyük sebebinin ise Türk basınında Amerika’yla ilgili çıkan komplo teorileriyle dolu haberlerin olduğunu iddia etmişti. Amerikan karşıtlığının durdurulmaması halinde Türkiye’nin kendisini Amerika'da dostsuz, Avrupa'da dışlanmış bulanacağını belirten Pollock, bu durumda da Türkiye’nin ikinci sınıf, dar görüşlü, paranoyak ve marjinal bir ülke olacağını ifade etmekten çekinmemişti.
Son yirmi yıldır Türkiye aleyhine tek bir haberin çıkmadığı WSJ’nin editöründen gelen bu sert yazı Washington’un Ankara’ya mesajı mı sorusunu akıllara getirmiş, Pollock da o zaman yaptığı açıklamalarda bunun böyle olduğunu açıkça ifade etmişti.
Nisan ayında Genel Kurmay Başkanlığı’nın sert uyarısının ardından Türkiye’nin içine düştüğü siyasi istikrarsızlık döneminde Amerikalı siyasi gözlemcilerin ilk yorumu ikili ilişkilerde ufukta yeni bir gerilim sürecinin hızla belirdiği oldu. Son olarak önce Amerikan jetlerinin Türk hava sahasını ihlal etmesi, ardından da Kuzey Irak’taki hareketlilik bu tahminlerin o kadar da yersiz olmadığını gösterdi. Her ne kadar Amerikalı yetkililer F-16’ların Türk hava sahasına girmesinin bir yanlışlık olduğunu söyleseler de Ankara, bunun Türkiye’nin Kuzey Irak’a olası operasyonun sıkça dillendirildiği bir döneme denk gelmesini Washington’dan mesaj diye aldı yine. Bu gelişmeler Pollock’un iki sene önceki makalesini de tekrar gündeme getirdi.
Zamanında ikili ilişkilerin kötüleştiğini kamusal alana en açık biçimiyle taşıyan Robert Pollock’a Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğini sorduk. İkili ilişkilerde son zamanlarda yaşanan Amerikan jetlerinin Türk hava sahasını ihlal etmesi olayının Ankara tarafından bir mesaj olarak alınmasını kaygılandırıcı bulan Pollock, “Amerikan ordusunun nasıl işlediği iyi bilen birisiyim. Türk hava sahası ihlal edilerek bir mesaj verilmeye çalışıldığına inanmıyorum” dedi. Her konuda Amerika Türkiye ile anlaşamayabileceğini; ama bir NATO üyesine bu şekilde mesaj verilmeyeceğini belirtti.
Türklerin Amerikalılara karşı tutumunun oldukça negatif olduğunu belirten Pollock, Türkiye’de seçim döneminde Amerikan karşıtı propagandaların artmasının iki ülke ilişkilerinin gerilmesinde en büyük unsur olacağını ifade etti. Pollock, bunun birçok ABD’li yetkiliyi kaygılandırdığını da sözlerine ekledi.
Bush yönetimine yakınlığıyla bilinen gazeteci, “ABD intikam duyguları besleyen bir ülke değil; ancak Türkiye’de durumun böyle olmadığını kamuoyu yoklamaları gösteriyor” diye konuştu. “Türkiye’de Amerikan karşıtlığının akılcı bir dayanağı yok” diyen Pollock, en büyük kaygısının ise Amerikan karşıtı Türk medyasının halkın beynini yıkaması olduğunu belirtti.