Erişilebilirlik

Amerika'nın Ortadoğu Politikası


Amerika’nın Ortadoğu ülkelerinde demokrasiyi geliştirme politikasının ilk günlerdeki canlılığını kaybettiği öne sürülüyor. Washington’da bir toplantıda konuşan bir grup yorumcu, bu politikadan vazgeçilmemesini istedi.

Başkan Bush bundan tam dört yıl önce Amerika’nın artık petrol zengini Ortadoğu’da istikrarın korunması için bölgenin demokratik olmayan ülkelerini daha fazla desteklemeyeceğini ilan etmişti. Bu mesaj, Ortadoğu’da şok dalgası yaratmıştı. Bu mesajla pek çok kişi Ortadoğu’da nihayet demokratik bir değişim beklentisine girmişti.

Ancak geçenlerde Carnegie Uluslararası Barış Fonu adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği toplantıda, uzmanlar, Amerika’nın, Ortadoğu’ya demokrasi götürme politikasının gücünü kaybetmekte olduğu uyarısında bulundu. Bu kuruluşun uzmanlarından Emir Hamzavi gerilemeyi, Irak’taki zor durumla Ortadoğu ülkelerinde dincilerin son zamanlarda kaydettiği başarılara bağladı. Bu uzman Hamas’ın Filistin’de, Müslüman Kardeşler örgütünün de Mısır seçimlerinde kazandığı zaferlerin Ortadoğu’ya demokrasi götürme politikasını gevşettiğini düşünüyor. Hamzavi ayrıca, Amerika’nın demokratik olmayan Arap rejimlere desteğinin devam etmesinin de, bölgedeki çıkarlarını ters etkilediğini kaydetti.

Hamzavi şöyle konuştu: "Durum iki sebepten dolayı çok ciddi. Bunlardan birincisi, zorba rejimlerin daima istikrar içinde kalacaklarını beklemek yanlış. Ayrıca bugünkü durum, Amerikan yönetiminin 2001 terör saldırılarından sonra geliştirdiği terörizmi önlemek ve yapıcı bir anlayışla istikrarı kurma mantığına da tamamen ters düşüyor. İkinci olarak da bugünkü durum, beklentilerin suya düşmesi nedeniyle büyük hayal kırıklığına yol açıyor. Bu da Amerika’nın çıkarları için büyük tehlike yaratıyor."

Hamzavi Amerika’nın Ortadoğu’da demokratik değişim için gücünü seferber etmesi gerektiğini belirtiyor. Bu uzman ilk etapta, Amerika’ya fazla dost gözükmeyen yönetimleri işbaşına getirse bile, demokratik değişim politikasından vazgeçilmemesini istiyor.

Bazı uzmanlar Amerika’nın Ortadoğu’da demokrasiyi teşvik politikasının, işgal altındayken daha da kargaşaya giren Irak yüzünden kötü bir başlangıç yaptığına ve demokrasi politikasının gevşediğine işaret ediyor. Washington’daki İslam ve Demokrasi Araştırmalar Merkezi’nin kurucusu ve başkanı Rıdvan Mesmudi, Irak’ın demokrasiyi ilerletebilmek için, bölge ülkelerine başka baskı yolları uygulanması ihtiyacını ortaya koyduğunu söylüyor:

Mesmudi şöyle konuştu: "Dış baskı, demokrasinin vazgeçilmez bir unsurudur ve işlerliğe sahiptir. 2004 ve 2005 yıllarında dış baskı işlemiştir. Hem Arap hem de Müslüman dünyada bu baskı işlemiş ve sonuç vermiştir. Tabi her ülkede aynı derecede sonuç vermemiştir. Fakat Tunus örneğinde bile, demokrasi ve özgürlüklerin 15 yıl süreyle rafa kaldırılmış olmasının ardından, bazı demokratik gelişmeler görüldü. 2004 ve 2005 yıllarında, hapsedilen insanlar serbest bırakıldı, demokrasiden söz edilmeye başlandı ve birçok siyasi ilerleme yaşandı. Bu bakımdan dış baskının gerekli olduğuna ve işlediğine inanıyorum."

Mesmudi, Ortadoğu’daki demokrasi başladığı anda İslamcıların buna yanıt vereceği yolundaki, baskıcı rejimlerin iddiasına da yanıt veriyor. Bu uzman Ortadoğu’da oluşacak herhangi bir demokratik gelişmenin, İslamcı bir yönü olacağına işaret ediyor. Bu nedenle de, Amerika’nın ılımlı İslamcılarla diyaloga girmeye hazır olması ve onları demokratik yönetimin kurallarına uymaya teşvik etmesi gerekecek.

Ortadoğu Demokrasi Projesi adlı girişimin kurucularından Şadi Hamid, Amerika’nın bölgede demokrasiyi desteklemesi konusundaki bazı ilkelere işaret ediyor: "Yapılması gereken ilk iş, ister İslamcı isterse laik olsun tüm grupların serbestçe yönetime katılmasını istediğimizi göstermektir. Demokratik bir süreç içinde olmak koşuluyla, İslamcılar bile iktidara gelse, bu sonucu kabul edeceğimizi onlara göstermemiz gerekir. İkinci olarak da İslamcılarla diyalogu asgari bir düzeyde bile olsa açık tutmamız gerekir. İki taraf arasında güvenin gelişmesinden sonra da, diyalogu geliştirmemiz gerekir. İslamcı partiler arasındaki ılımlı kanatları güçlendirip işbaşına getirmek gerektiğine inanıyorum."

Bu uzman ayrıca İslamcıların da, batılı politik merkezlerle diyalog içinde olması gerektiğini kaydediyor. İslamcıların Amerika’nın önem verdiği alanlardaki tutumlarına açıklık getirmeleri, örneğin, iktidara geldiklerinde, Orta Doğu barış sürecini geliştirmek isteyip istemediklerini açıklıkla ortaya koymaları gerekiyor.

Hamid Amerika’nın katı İslamcıları ortaya çekme yerine liberal grupları desteklemeyi tercih edeceğini de kaydediyor. Bu bakımdan, sistemlerini liberalleştirmeleri, basını serbest bırakılmaları ve sivil toplum faaliyetlerini artırmaları için, Amerika’nın Arap rejimlere baskıya devam etmesi şart. Şadi Hamid, “ancak bu çabaların sonucunda, çoğulcu demokrasi kök yeşerebilecek, halktan destek görebilecek ve gelişerek tüm Arap dünyasına yayılabilecek” diyor.

XS
SM
MD
LG