Christian Science Monitor 28 yıl aradan sonra İran ile Amerika arasında gerçekleşen ilk görüşmeyi umut verici olarak değerlendiriyor. Gazete, görüşmelerin devamının Tahran hükümetinin Irak’taki milislere verdiği desteği kesmesine bağlı olduğunu da ekliyor:
“İran, Irak konusunda tavır değişikliğine gidebilir. Aynı şekilde, nükleer programı konusunda Avrupa Birliği’nin temsilcisiyle Perşembe günü yapılacak görüşmede de farklı bir tavır geliştirebilir. İran’ı masaya oturmaya zorlayan şey, kendi halkının en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bir rejimin Birleşmiş Milletler yaptırımlarına maruz kalması olabilir. İran, dışlanmış bir ülke olarak davranmayı daha fazla sürdürmeye katlanamaz.”
USA Today de her iki ülkedeki sertlik yanlılarına rağmen İran ile Amerika arasındaki görüşmelerin sadece başlamış olmasını bile önemli bir gelişme olarak yorumluyor. Hem Tahran hem de Washington açısından Irak’ta istikrarın büyük önem taşıdığını belirten gazete şu görüşlere yer veriyor:
“Yapılan görüşme ve bu görüşmelerin süreceğine ilişkin açıklamalar, en azından her iki tarafta da bazı yetkililerin, gerginliği bir çatışmaya dönüştürmemeye çalıştığını gösteriyor. İran’ın ne yapacağının kestirilemezliği göz önüne alındığında, bu ülkeyle görüşmekten daha riskli olan tek şey, görüşmemektir. Kafa karıştırıcı ve kavgacı İran hükümetinin içinde eğer rasyonel bir kadro varsa, çok geç olmadan iletişim hatlarını açmakta fayda var.”
Washington Post ise 2008 olimpiyatlarına ev sahipliği yapacak olan Çin’in insan hakları ihlallerine dikkat çekiyor. Gazete, Pekin hükümetinin bir yandan süper güç olmaya çalıştığını bir yandan da insan hakları ihlallerini sürdürdüğünü öne sürüyor:
“Çin, sadece kendi insanlarının haklarını ihlal etmekle kalmıyor, dış politikada da soykırımı destekliyor. Sudan hükümetinin Darfur’daki kitlesel katliama destek verdiğine ilişkin kanıtların her geçen gün artmasına rağmen, Çin hala Sudan’ın en büyük ticaret ortağı olmayı sürdürüyor. Çin, 2008 olimpiyatlarını “soykırım olimpiyatları” olarak tanımlayan insan hakları savunucularını, olimpiyatlara siyaset karıştırmakla suçluyor. Ancak, olimpiyatlara siyaset karıştıran, Çin hükümetinin kendisi.”
Los Angeles Times küresel ısınmaya karşı karbon emisyonunun vergilendirilmesini istiyor. Gazete, bu önerinin iklim değişikliğiyle mücadelede en etkin ve en ucuz yöntem olduğunu savunuyor:
“Karbon vergisi, sera etkisi yapan gaz emisyonuna bağlı olarak ödenecek bir vergi olduğu için, yatırımcıları alternatif enerji kaynaklarına zorlayacaktır. Eğer politikacılar, alternatif maliyetler konusunda daha dürüst olsaydı, seçmenler de karbon vergisini kabullenmekte zorlanmazdı. Dünyanın önünde fazla bir zaman kalmadı. Eğer bir önlem alınmazsa, atmosferdeki karbondioksit oranı bu yüzyılın ortalarında, sanayi devrimi öncesine kıyasla iki katına çıkacak. Ve bilim adamları, böyle bir durumda, artık geri dönülemez noktaya geleceğimize inanıyor.”