Fransa, Türkiye’ye Avrupa Birliği üyelik sürecini görüşmek üzere özel temsilci gönderdi.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Fransız diplomat Jean-David Levitte’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarıyla ikili ve bölgesel konuları ele aldığını açıkladı. Levitte, yeni Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin baş diplomatik danışmanı olarak tanınıyor.
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olmasına karşı çıkan Sarkozy, geçen hafta bu konunun Avrupa Anayasası sorununun çözümünde ilerleme sağlanıncaya kadar askıya alınması gerektiğini söylemişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye konusunda izleyeceği strateji belirginleşmeye başladı. Seçim kampanyası sırasında Türkiye’nin üyeliğine net bir şekilde karşı çıkan, seçildikten sonra da bu tavrını koruyan Sarkozy, müzakerelerin devamı konusunda yaklaşımını şimdilik değiştirdiğinin sinyallerini veriyor. Türkiye’yle ilgili projelerini bu yılın sonunda hayata geçirmeyi planlayan Fransa, Avrupa Birliği’nde beklediğinden fazla direnişle karşılaştığı ve Dönem Başkanı Almanya’dan da aynı yönde telkinler geldiği için müzakerelere ilişkin yaklaşımını gözden geçirdi. Paris’in 26 Haziran’da açılması öngörülen üç başlık için veto kullanmayacağı kesinleşti.
Sarkozy’nin “Türkiye sorununu” hem ikili ilişkilerde sarılması zor bir yara açmadan hem de Avrupa Birliği içinde Paris’i bir çok ülkeyle karşı karşıya getirecek bir adım atmadan “halletme” niyetinde olduğunu vurgulayan Fransız kaynaklar, bu yaklaşımın Fransa Cumhurbaşkanı’nın kampanya sırasındaki görüşlerinden vazgeçtiği anlamına gelmediğinin altını ısrarla çiziyorlar.
Avrupa Birliği Komisyonu yetkilileri Sarkozy’nin şu aşamada müzakerelerin devamının gerekliliğinin farkında olduğunun altını çizerken Fransız diplomatik kaynaklar, ekonomik ve parasal politika, mali kontrol ve istatistik başlıklarında müzakereye geçilmesine Paris’in engel olma niyetinde olmadığını belirtiyorlar.
Fransa’nın Türkiye konusundaki ana adımlarını ise Portekiz’in dönem başkanlığına son verecek olan aralık ayı ortasındaki Avrupa Birliği Zirvesi’nde atmaya başlayacağı vurgulanıyor. Paris, bu zirvede bir yandan Avrupa Birliği’nin sınırları tartışmasını diğer yandan da Sarkozy tarafından ortaya atılan ancak Birlik içinden çok fazla destek bulamayan “Akdeniz Birliği” projesini gündeme getirmeyi planlıyor.
Sarkozy’nin Türkiye konusunda frene basmasına gerekçe olarak ise Avrupa Birliği’nin kurumsal sorunlarının halledilmesinin öncelik teşkil etmesi gösteriliyor. Fransa iki yıl aradan sonra Fransızların ve Hollandalıların verdikleri hayır oyları nedeniyle rafa kaldırılan Avrupa Anayasası konusunda ilerleme sağlanmasını umuyor. 21-22 Haziran’daki Avrupa Birliği zirvesinden uzlaşı sinyali bekleyen Sarkozy, basitleştirilmiş bir antlaşma formülünden yana tavır koyuyor. Bu formül üzerinde uzlaşı sağlanırsa, Fransa bu kez belgeyi referanduma götürmek yerine parlamentosunda onaylayacak planlıyor. Sarkozy’nin bakış açısı aslında mevcut belgeden uzaklaşma anlamını taşıyor. Fransa’nın önceliklerini “Avrupa Birliği Dışişleri Bakanı” makamı oluşturulması, nüfusa dayalı oy dağılımının değiştirilmesi ve veto yetkililerinin kısıtlanması oluşturuyor. 18 ülkenin onay verdiği belge için Sarkozy’nin ikna etmesi gereken çok sayıda ülke var. Fransa Cumhurbaşkanı’nın bu çerçevede zirveye kadar bir başkentler turu gerçekleştirmesi öngörülüyor.