2006 sonbaharında Berlin’de İçişleri Bakanlığı’nın girişimiyle ilk Alman-İslam Zirvesi gerçekleşmişti. Zirve dün yeniden toplandı. İkinci İslam Zirvesi'nde ülkedeki Müslümanların muhatap alınması konusunda bir yol haritasının belirlenmesi bekleniyordu, ancak zirve başka tartışmalara sahne oldu.
Almanya’daki Müslümanlarla diyaloğun geliştirilmesini amaçlayan Alman İslam Zirvesi’ne davet edilen katılımcılar arasında Alman tarafından İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble’nin yanısıra eyaletlerin ve bazı kuruluşların temsilcileri, Müslüman tarafında ise, ülkedeki en önemli Müslüman derneklerinden beş temsilci ve kamu yaşamının politika, kültür, medya ve ekonomi gibi çeşitli alanlarından dokuz bağımsız kişi yer aldı.
Zirveye önayak olan Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, zirvenin amacını Müslüman göçmenlerin daha iyi dinsel ve sosyo-politik bir uyum sağlaması olarak belirlemişti. Konferansın ana konusu, Müslümanların Alman toplumuna, temel demokratik haklara bakışı ve kadının İslam’daki rolü olacaktı. Ancak bundan bir süre önce kurulan Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi ile bağlantılı tartışmalar konferansı belirledi.
İlk toplantı sonrasında Almanya’daki Müslümanlara getirilen en büyük eleştirilerden biri, Alman yetkililerin karşısında tek bir muhatabın olmaması ve Müslüman organizasyonların birçok farklı parçadan oluşması yönündeydi. İlgili kamuoyu ve siyasetçiler, Katolik ve Protestan Kiliseleri ve Yahudi Cemaati temsilcilerinin bilindiğini, bu kişilerle gerektiğinde masaya oturmanın kolay olduğunu, ancak Müslümanlar için aynı durumun geçerli olmadığını dile getirdiler.
Bu eleştirilere cevap olarak Nisan ayının ortalarında, Almanya Müslümanları Merkez Konseyi, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, İslam Kültür Merkezleri Birliği ve Almanya İslam Konseyi’nin oluşturduğu Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi kuruldu. Konsey ilk kez İslam Zirvesi'nde temsil edildi. Bu kez de hem Alman yetkililer hem de laik Türk temsilcileri söz konusu bu çatı organizayonunun Almanya’daki tüm Müslümanları temsil etmediğine dair eleştiriler getirdiler, konseyi eleştirenler arasında, zirveye katılan Almanya Türk Toplumu başkanı Kenan Kolat’da var.
Kuruluş aşamasında "İslam'da bir muhatap kurumun oluşması, önemli bir adım" olarak niteleyen Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble’de zirvede yaptığı açıklamada, kendileri için konseyin tüm Müslümanları temsil eden bir örgüt olmadığını ifade etti.
Konsey ise, Müslümanlara eşit hakların verilmesi talep ederek, İslam dininin Almanya’da diğer dinlerin yanı sıra nihayet eşit haklara sahip bir din olarak tanınmasını, ayrıca okullarda İslam din dersinin okutulması yetkisinin kendilerine verilmesi istiyor. Bundan sonraki aşamada çalışma grupları bir araya gelip, Alman okullarında okutulacak İslam dini dersi ya da Müslüman kız öğrencilerin beden eğitimi ve yüzme derslerindeki yükümlülüklerine ilişkin öneriler hazırlayacaklar. Ancak bu bağlamda da farklı yaklaşımların aynı çatı altında buluşması zor olacak gibi gözüküyor.
Alman devleti ve Almanya’daki Müslümanlar arasında iki-üç yıllık bir zamana yayılan bu diyalogdan beklentiler, toplantının yapısına uygun farklılıklar içeriyor. İçişleri Bakanı Schauble’nin arzuladığı gibi, bir Alman İslamı’nın oluşması ise galiba daha çok zirve gerektirecek bir yaklaşım.