Kosova'ya ''kontrollü bağımsızlık'' öneren Birleşmiş Milletler raporu Güvenlik Konseyi’ne sunuldu. Genel Sekreter Ban Ki Moon'un da tam destek verdiği raporda, ''Kosova için geçerli tek seçenek bağımsızlıktır'' deniliyor.
Kosova'nın nihai statüsünün belirlenmesi için bir yıldır devam eden müzakere sürecinde yeni bir adım atıldı. BM'nin Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari hazırladığı planla, Kosova'ya uluslararası toplumun denetiminde bağımsızlık önerisini masaya getirdi. Böylece son sekiz yıldır Birleşmiş Milletler tarafından yönetilen bölge için Aahtisari, ilk kez bu denli açık bir şekilde ''bağımsızlık'' ifadesini dillendirmiş oldu.
Raporda NATO operasyonunun yapıldığı 1999 yılından beri BM'nin yönetimi altında bulunan Kosova’daki uluslararası yönetimin sürdürülemez olduğu belirtilirken, Sırbistan sınırları içindeki özerk bir Kosova'nın da savunulabilir olmadığı kaydediliyor.
Sırp yönetimine dönmenin Kosova halkının çoğunluğuna açısından kabul edilemez olduğunu altı çizilerek vurgulanan raporda, Kosova sınırları içindeki Sırp azınlığa geniş haklar tanınıyor.
BM'nin Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari’nin planının Güvenlik Konseyi’ne sunmasının ardından gelen tepkiler bundan sonraki sürecinde tahmin edildiği gibi kolay geçmeyeceğinin işaretlerini veriyor.
Rapor, Belgrad tarafından tepkiyle karşılanırken, Kosova'nın devlet başkanı Fatmir Seydiju, önerilerin uygulanmasının bütün bölgenin çıkarına olduğunu söyledi. Makedonya Dışişleri Bakanı Antonie Miloşoski, ise ülkesinin, Kosova'nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasında olacağını söyledi.
Sırplar Kosova’nın bağımsızlığının uluslararası toplumun denetiminde de olsa kabul edilemeyeceğini savunmaya devam ediyorlar. Eğer plan, Güvenlik Konseyi’nde kabul edilirse, bu doğrultuda Kosova'da uluslararası bir sivil temsilci görevlendirilecek. Bu kişinin Kosova'da ne kadar kalacağı belli olmayacak.
Öte taraftan BM sözcülüğünden planla ilgili yapılan açıklamada, Ban Ki Moon'un Ahtisaari'nin raporuna tam destek verdiği bildirildi. Önerilere bir destek de Amerika Birleşik Devletleri'nden geldi. Önerileri tamamını desteklediklerini vurgulayan Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, her iki tarafta da güçlü bir hissiyatın bulunduğunun farkında olduklarını söyledi.
Burns, Kosova'da yüzde 92'sini Arnavutların oluşturduğu halka, gelecekleri konusunda yaşadıkları belirsizliğin ardından kendi kaderlerini kontrol etme hakları olduğu duygusunun verilmesi gerektiğini vurguladı.
Plan konusundaki son sözü ise BM Güvenlik Konseyi söyleyecek. Konseyin raporu Nisan ya da Mayıs aylarında oylaması bekleniyor. Sırbistan'ın tarihi müttefiki ve aynız zamanda Güvenlik Konseyi’nin dami üyesi Rusya’nın, veto hakkını kullanıp kullanmayacağını henüz açıklamadı. Dolayısıyla planın Güvenlik Konseyi'nde geleceği de belirsiz durumda. Siyasi gözlemciler ise planın reddedilmesinin Kosova'da yeni şiddet olaylarına yol açmasından endişe duyuyor.
Kosova'nın nihai statüsünün belirlenmesi için bir yıldır devam eden müzakere sürecinde yeni bir adım atıldı. BM'nin Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari hazırladığı planla, Kosova'ya uluslararası toplumun denetiminde bağımsızlık önerisini masaya getirdi. Böylece son sekiz yıldır Birleşmiş Milletler tarafından yönetilen bölge için Aahtisari, ilk kez bu denli açık bir şekilde ''bağımsızlık'' ifadesini dillendirmiş oldu.
Raporda NATO operasyonunun yapıldığı 1999 yılından beri BM'nin yönetimi altında bulunan Kosova’daki uluslararası yönetimin sürdürülemez olduğu belirtilirken, Sırbistan sınırları içindeki özerk bir Kosova'nın da savunulabilir olmadığı kaydediliyor.
Sırp yönetimine dönmenin Kosova halkının çoğunluğuna açısından kabul edilemez olduğunu altı çizilerek vurgulanan raporda, Kosova sınırları içindeki Sırp azınlığa geniş haklar tanınıyor.
BM'nin Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari’nin planının Güvenlik Konseyi’ne sunmasının ardından gelen tepkiler bundan sonraki sürecinde tahmin edildiği gibi kolay geçmeyeceğinin işaretlerini veriyor.
Rapor, Belgrad tarafından tepkiyle karşılanırken, Kosova'nın devlet başkanı Fatmir Seydiju, önerilerin uygulanmasının bütün bölgenin çıkarına olduğunu söyledi. Makedonya Dışişleri Bakanı Antonie Miloşoski, ise ülkesinin, Kosova'nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasında olacağını söyledi.
Sırplar Kosova’nın bağımsızlığının uluslararası toplumun denetiminde de olsa kabul edilemeyeceğini savunmaya devam ediyorlar. Eğer plan, Güvenlik Konseyi’nde kabul edilirse, bu doğrultuda Kosova'da uluslararası bir sivil temsilci görevlendirilecek. Bu kişinin Kosova'da ne kadar kalacağı belli olmayacak.
Öte taraftan BM sözcülüğünden planla ilgili yapılan açıklamada, Ban Ki Moon'un Ahtisaari'nin raporuna tam destek verdiği bildirildi. Önerilere bir destek de Amerika Birleşik Devletleri'nden geldi. Önerileri tamamını desteklediklerini vurgulayan Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, her iki tarafta da güçlü bir hissiyatın bulunduğunun farkında olduklarını söyledi.
Burns, Kosova'da yüzde 92'sini Arnavutların oluşturduğu halka, gelecekleri konusunda yaşadıkları belirsizliğin ardından kendi kaderlerini kontrol etme hakları olduğu duygusunun verilmesi gerektiğini vurguladı.
Plan konusundaki son sözü ise BM Güvenlik Konseyi söyleyecek. Konseyin raporu Nisan ya da Mayıs aylarında oylaması bekleniyor. Sırbistan'ın tarihi müttefiki ve aynız zamanda Güvenlik Konseyi’nin dami üyesi Rusya’nın, veto hakkını kullanıp kullanmayacağını henüz açıklamadı. Dolayısıyla planın Güvenlik Konseyi'nde geleceği de belirsiz durumda. Siyasi gözlemciler ise planın reddedilmesinin Kosova'da yeni şiddet olaylarına yol açmasından endişe duyuyor.