Avrupa Birliği liderleri Brüksel’deki zirvede küresel ısınmayı önleyecek uzun vadeli bir enerji planı üzerinde anlaştı.
Birliğin dönem başkanlığını yürüten Almanya başbakanı Angela Merkel, planı “iddialı ve tutarlı” olarak tanımladı.
Liderler, Avrupa Birliği ülkelerinde, 2020 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 20 azaltma, buna karşılık yenilenebilir enerji kaynaklarını da aynı oranda arttırma kararı aldı. Kabul edilen plana göre birlik üyesi 27 ülke yasal yönden bağlayıcı hedefler belirleyecek. Planda ayrıca sera gazı emisyonlarını azaltmada nükleer enerjinin de önemli bir rol oynayabileceği belirtiliyor.
Plan, çevreyi aşırı kirleten petrol ve kömür gibi fosil yakıtlar yerine hidro-elektrik, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını öngörüyor.
AB Liderleri Uzlaştı
Avrupa Birliği liderleri zorlu süren iki günlük maratonu tamamladılar. Avrupa Birliği’nin bahar zirveleri geleneksel olarak ekonomi bağlantılı konuların ele alındığı toplantılar oluyor. Bu kez bu gelenek belli ölçüde korunsa da odak çevreye kaydı. Birlik ülkeleri Komisyon’un önerilerinden yola çıkarak sera etkisi yaratan gazların salımını 2002’den itibaren yüzde 20 oranında azaltmayı kararlaştırdılar.
Bu konuda sorun çıkmayacağı daha başından belliydi. Asıl sorun yaratan konu olan yenilenebilir enerji kaynakları ise beklendiği gibi tartışmalara neden oldu. Avrupa Birliği Dönem Başkanı Almanya’nın iyi yönetimiyle bu konuda da bağlayıcı kararlar alındı. Zirve sonunda yenilenebilir enerji kaynaklarının payının 2020’ye kadar yüzde 20’ye çıkarılması konusunda uzlaşma sağlandı.
Şu an Avrupa Birliği’nde kullanılan enerji kaynaklarının ancak yüzde 6.5’uğu yenilenebilir enerji kaynağı niteliğinde. Bu oranın yüzde 20’ye yükseltilmesi özellikle enerji üretimi termik santrallere ve Sovyetler döneminden kalma nükleer santrallere dayanan ülkeler açısından ciddi ve altından kalkılması oldukça zor bir yatırım anlamı taşıyor.
Bunun farkında olan Almanya, yumuşak bir formülasyon tercih etti. Sonuç bildirisinde “genel oran içinde üye ülkelerin paylarının çok sayıda unsur dikkate alınarak hesaplanacağı” vurgusu yapıldı. Yenilenebilir enerji alanında bağlayıcı karar alınmasına, ulusal stratejilere ters düşeceği gerekçesiyle karşı çıkan Fransa da nükleer vurguyla ikna edildi. Nükleer enerji konusunda ısrarcı olan Fransa’yı memnun etmek için bu enerji türünün belirlenen hedeflere katıkısına vurgu yapıldı. Avusturya, Danimarka ve İrlanda gibi nükleer enerji karşıtı ülkelerin rahatlatılması ise “Nükleer enerji kullanıp kullanmama kararı üye ülkelere ait olacaktır” söyleminin benimsenmesiyle sağlandı.
Avrupa Birliği Dönem Başkanı Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel, Brüksel’deki zirveden çıkan sonuçlardan memnun olduğunu saklamadı. Alınan kararların üye ülkeler arasında yeni bir işbirliği boyutu oluşturduğuna dikkat çeken Merkel, “İnsanlığı felakete götürebilecek küresel iklim değişikliğinden kaçınmak için önemli bir adım attık” dedi.
İngiltere Başbakanı Tony Blair tarafından “Dünyanın karşı karşıya kaldığı bir sorunla mücadelede Avrupa Birliği’ne liderlik rolü veren hedefler” olarak tanımladığı kararlar Avrupa Birliği Komisyonu Jose Manuel Barroso’yu da fazlasıyla memnun etti. Barroso, memnuniyetini “Sonuçları açısından şimdiye dek katıldığım en önemli zirve” sözleriyle dile getirdi.
Avrupa Birliği, aldığı kararların G-8 ülkeleri tarafından da benimsenmesini umuyor.