Amerika Ulusal İstiharat Direktörü emekli Oramiral Mike McConnell, terörizmin Amerikalıların güvenliğine yönelik en ciddi tehdit olmaya devam ettiğini söyledi. Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu’na bilgi veren McConnell, Amerika ve Amerikalıların güvenliğinin yanısıra, dünyanın başka ülkelerindeki herkesi etkileyen başka tehditler de bulunduğunu belirtti.
Ulusal İstihbarat Direktörü Mike McConnell, El Kaide terör örgütünün üst düzey sorumlularının çoğunun devre dışı bırakılmasına rağmen, örgütün çekirdek kadrolarının toparlanarak saldırı düzenlemeye hazırlandığını söyledi:
“El Kaide’nin, diğer terör örgütleri gibi, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer silah ele geçirmeye çalıştığı kesin. Örgüt aynı zamanda, Pakistan’daki terör kamplarından dışarı yayılarak bağlantılarını güçlendirmeye, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’daki iletişim ağını genişletmeye çalışıyor.”
Amiral McConnell, Amerika ve müttefiklerine yönelik en büyük tehdidin, kitle imha silahı edinmeye çalışan devlet ve örgütler olduğunu söyledi. McConnell, bunlar arasında özellikle Kuzey Kore ve İran’a dikkat çekti:
“İran yalnızca nükleer silah edinme amacı yüzünden kaygı yaratmıyor. Taleban ve Saddam Hüseyin’in devrilmesi, petrol fiyatlarının yükselmesi, Hamas’ın seçim zaferi ve Hizbullah’ın İsrail’e yönelik göreceli zaferi, İran’ın Orta Doğu’daki nüfuzunu artırıyor.”
Amiral McConnell, Senato komisyonunda yaptığı açıklamada, petrol ve doğal gaza artan talebin, özellikle İran ve Venezüela gibi Amerika’ya düşman petrol üreticisi ülkelere önemli kazanç sağladığını belirtti. McConnell, Rusya’nın enerji konusundaki nüfuzunun komşu ülkelere yönelik etkisine de değindi.
Senato’ya bilgi veren yetkililer arasında Savunma Bakanlığı İstihbarat Dairesi başkanı Korgeneral Michael Maples da vardı. Maples, Rusya’nın, Amerika ve Çin’in ardından, dünyada en çok askeri harcama yapan ülke olduğuna dikkat çekti:
“Rusya en çok silah ihraç eden ülkelerden biri. Gelişmiş silah ve askeri teknolojileri, Çin, Hindistan, İran ve Venezüela gibi ülkelere satıyor. Rusya ve Çin’in, askeri çerçevede uzay çalışmaları yürütmeleri de ciddi kaygı yaratıyor.”
Senato Silahlı Hizmetler Komitesi üyesi Cumhuriyetçi Senatör John Warner da, 11 Eylül terör saldırılarından sonra Amerika ve dış istihbarat kuruluşları arasında daha fazla işbirliği yapılması gerektiğini söyledi:
“İstihbarat alanında insan kaynaklarımızı artırmalı, dil ve kültürel bilgimizi geliştirmeli, kültürel değerler konusunda kendimizi bilinçlendirmeliyiz. Irak ve Afganistan’da yaşadığımız sorunlar, bunu zorunlu kılıyor.”
Senatör Warner, istihbarat sorumlularını gerçekler ne kadar acı olursa olsun, Amerikalı politikacılara karşı daha dürüst davranmaya da çağırdı.
Ulusal İstihbarat Direktörü Mike McConnell, El Kaide terör örgütünün üst düzey sorumlularının çoğunun devre dışı bırakılmasına rağmen, örgütün çekirdek kadrolarının toparlanarak saldırı düzenlemeye hazırlandığını söyledi:
“El Kaide’nin, diğer terör örgütleri gibi, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer silah ele geçirmeye çalıştığı kesin. Örgüt aynı zamanda, Pakistan’daki terör kamplarından dışarı yayılarak bağlantılarını güçlendirmeye, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’daki iletişim ağını genişletmeye çalışıyor.”
Amiral McConnell, Amerika ve müttefiklerine yönelik en büyük tehdidin, kitle imha silahı edinmeye çalışan devlet ve örgütler olduğunu söyledi. McConnell, bunlar arasında özellikle Kuzey Kore ve İran’a dikkat çekti:
“İran yalnızca nükleer silah edinme amacı yüzünden kaygı yaratmıyor. Taleban ve Saddam Hüseyin’in devrilmesi, petrol fiyatlarının yükselmesi, Hamas’ın seçim zaferi ve Hizbullah’ın İsrail’e yönelik göreceli zaferi, İran’ın Orta Doğu’daki nüfuzunu artırıyor.”
Amiral McConnell, Senato komisyonunda yaptığı açıklamada, petrol ve doğal gaza artan talebin, özellikle İran ve Venezüela gibi Amerika’ya düşman petrol üreticisi ülkelere önemli kazanç sağladığını belirtti. McConnell, Rusya’nın enerji konusundaki nüfuzunun komşu ülkelere yönelik etkisine de değindi.
Senato’ya bilgi veren yetkililer arasında Savunma Bakanlığı İstihbarat Dairesi başkanı Korgeneral Michael Maples da vardı. Maples, Rusya’nın, Amerika ve Çin’in ardından, dünyada en çok askeri harcama yapan ülke olduğuna dikkat çekti:
“Rusya en çok silah ihraç eden ülkelerden biri. Gelişmiş silah ve askeri teknolojileri, Çin, Hindistan, İran ve Venezüela gibi ülkelere satıyor. Rusya ve Çin’in, askeri çerçevede uzay çalışmaları yürütmeleri de ciddi kaygı yaratıyor.”
Senato Silahlı Hizmetler Komitesi üyesi Cumhuriyetçi Senatör John Warner da, 11 Eylül terör saldırılarından sonra Amerika ve dış istihbarat kuruluşları arasında daha fazla işbirliği yapılması gerektiğini söyledi:
“İstihbarat alanında insan kaynaklarımızı artırmalı, dil ve kültürel bilgimizi geliştirmeli, kültürel değerler konusunda kendimizi bilinçlendirmeliyiz. Irak ve Afganistan’da yaşadığımız sorunlar, bunu zorunlu kılıyor.”
Senatör Warner, istihbarat sorumlularını gerçekler ne kadar acı olursa olsun, Amerikalı politikacılara karşı daha dürüst davranmaya da çağırdı.