Washington Post, Başkan Bush’un Kongreye sunduğu 2008 bütçe tasarısında sosyal harcamalarda kesintiye giderken vergi indirimlerine dokunmamasını eleştiriyor. Gazete, bu tasarının Demokratların çoğunlukta olduğu Kongrede kabul edilmesinin zor olduğunu vurguluyor:
“Eğer Bush’un bütçe tasarısı daha Kongreye gitmeden ölü doğmuşsa, farklı bir yaklaşım geliştirmeleri için Kongrenin Demokrat Partili yöneticileri üzerindeki baskı da artacak demektir. Demokratlar, çözümü zor meseleler karşısında gerçekçi çözümler üretme sorumluluğunu üstlenmelidirler ve Başkan Bush’un bir kez daha bozduğu ülkenin uzun vadeli mali dengesini sağlamak için zor kararlar almaya hazır olduklarını göstermelidirler.”
New York Times ise bütçe tasarısında öngörülen savunma harcamalarındaki artışa dikkat çekiyor ve Kongreden bu harcamaları daha dikkatli denetlemesini istiyor. Gazete, Kongreye özellikle Soğuk Savaş mantığına uygun yeni silah sistemlerine yapılacak harcamalara dikkat etmesi çağrısında bulunuyor:
“Eğer Demokratların çoğunlukta olduğu yeni Kongre, savunma harcamalarını azaltmak ve kronikleşen iç sorunlara kaynak bulmak konusunda ciddi ise, bu hayali silahların en pahalılarını listeden çıkartmalıdır. Bu ülke, bütün makul askeri ihtiyaçları karşılayabilecek durumdadır. Ancak bu ülke, savunma programı adı altında birilerine istihdam yaratılmasını ve Washington’da güçlü bağlantıları olan lobicilerin önerdiği gereksiz silah projelerini kaldıramaz.”
USA Today gazetesi ise İran’a karşı izlenecek politikada Soğuk savaş döneminin derslerinden yararlanılmasını öneriyor. Gazete, Sovyetler Birliği’ne yapıldığı gibi İran’a karşı da kuşatma politikasının yanı sıra diyalog politikasının da devreye sokulması çağrısında bulunuyor:
“Eski Sovyetler Birliği gibi İran da, bir çok soruna neden oldu. Ancak sadece çatışma politikası izlenmesi, milliyetçi İranlıların, Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın savunduğu aşırı görüşler etrafında birleşmesine neden olabilir. Bu politika ayrıca bütün Ortadoğu’da Şiilerle Sünniler arasında mezhep çatışmalarını şiddetlendirme riskini de barındırıyor. Oysa kuşatma politikasıyla rejimin içeriden müdahaleyle değiştirilmesi ihtimali çok daha yüksek. 60 yıl önce uygulanan bu politika bugün de geçerliliğini koruyor.”
Christian Science Monitor, Birleşmiş Milletler’in Kosova’nın statüsüyle ilgili hazırladığı rapordan hareket ederek günümüzdeki egemenlik kavramını sorguluyor. Suriye’nin Lübnan’a, İsrail’in Filistin’e, Somali’nin Etiyopya’ya müdahalesi gibi çeşitli örnekleri sıralayan gazete şu görüşlere yer veriyor:
“Savaştan çıkmış bir çok Afrika ülkesinin güvenliği konusunda Birleşmiş Milletler hala büyük bir rol oynuyor. Amerika, bazı egemenlik haklarını Dünya ticaret Örgütü’ne devretmiş durumda. Birleşmiş Milletler, kısa bir süre önce insani krizler veya ciddi insan hakları ihlalleri yaşanması durumunda egemen devletlere müdahale edilebileceğini kabul etti. Bir çok ülke, kendi sınırları içindeki bazı bölgelerin özerkliğini tanıdı. Birleşmiş Milletler’in Kosova planı da eski ulus kavramına yeni bir alternatif sunarak bireylere hem güvenlik hem de özgürlük sağlayan bir kimlik öneriyor."