İngiltere, Amerika başkanı Bush’un yeni Irak stratejisini ihtiyatla karşıladı. Londra’nın yeni Irak stratejisine resmi tepkisindeki gecikme, dikkatleri çekti. İngiltere’nin yeni Amerikan politikasına resmi tepkisi, ancak Parlamento Dışişleri ve Savunma komitelerinin ortak bir toplantısında başta savunma bakanı Des Browne olmak üzere çeşitli bakanları sorgulamaları ve medya baskısı üzerine ortaya çıktı.
İngiltere’nin yeni Irak stratejisine mesafeli yaklaşımının çeşitli nedenleri bulunuyor. İngiltere medyasında çıkan yorumlara göre, bunlardan birisi Blair hükümetinin, daha önce, Irak’taki İngiliz birliklerinin bahar aylarından itibaren kademeli olarak geri çekileceklerini açıklamış olması. İngiltere, birlik sayısında indirime giderken, Amerika’nın artırıma gitmesinin, Londra ile Washington arasında bir yaklaşım farkını ortaya koyduğu bildiriliyor. Bunun yanı sıra, gelecek Mayıs ayında iktidarda 10. yılını dolduracak olan ve en azından İngiliz kamuoyunu memnun edecek birtakım politikalarla iktidardan ayrılmak istediği bildirilen Başbakan Blair’in, yeni Amerikan stratejisi sebebiyle birlik indirimi politikasında bir değişiklik yapma zorunluluğuna maruz kalmak istemediği burada yapılan yorumlar arasında.
Ancak, İngiliz kamuoyu ve medyasını ve dolayısıyla hükümeti endişelendiren daha kısa vadeli sorun ise, Amerika’nın birlik artırımı yoluyla Bağdat ve yöresinde direnişçi milislere karşı girişeceği saldırıların akabinde, güneyde özellikle Basra eyaletinde üstlenmiş olan İngiliz birliklerine karşı misilleme harekatlarına girişilmesi olasılığı. Yine aynı şekilde, daha güçlenmiş Amerikan kuvvetlerinin saldırılarından kaçan milislerin ülkenin güneyini üs olarak seçme olasılıkları da İngiltere’yi düşündüren konular arasında. Bunun yanı sıra, Amerikan güçlerinin Sünni milislerin yanı sıra Şii milislere karşı girişebileceği harekatın, güneyde üslenmiş Şii milis lider Mukteda el Sadr kuvvetlerinin İngiliz birliklerine karşı saldırılar düzenlemesinden de endişe ediliyor.
Dün parlamentoda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Savunma Bakanı Des Browne ve Dışişleri Bakanı Margaret Beckett, bu olasılıkların varlığını kabul ettiler. Ancak, Başbakan Blair, İngiltere’nin kuvvet indirim politikasında bir değişiklik yapılmayacağını açıklayarak, “güneyde şu anda Bağdat’taki gibi mezhep şiddeti, ya da aynı derecede Sünni direniş ve El Kaide tehdidi bulunmamaktadır. Irak’ın kendi güvenlik güçleri kendi güvenlik önlemlerini uygulama kapasitesine ulaştıkça, biz oradaki kuvvetlerimizde indirim yapabiliriz,” şeklinde konuştu. Dışişleri Bakanı Beckett da, Channel 4 televizyonunun, “Amerika’nın Irak’taki birliklerini artırma kararını İngiltere destekliyor mu?” sorusuna, ihtiyatlı diplomatik bir dille, “Biz, Amerika ve Irak’ın, bu yeni adımı atma ihtiyacında oldukları yolunda aldıkları kararı kabul ediyoruz” şeklinde cevapladı.
İngiltere’nin yeni Irak stratejisine mesafeli yaklaşımının çeşitli nedenleri bulunuyor. İngiltere medyasında çıkan yorumlara göre, bunlardan birisi Blair hükümetinin, daha önce, Irak’taki İngiliz birliklerinin bahar aylarından itibaren kademeli olarak geri çekileceklerini açıklamış olması. İngiltere, birlik sayısında indirime giderken, Amerika’nın artırıma gitmesinin, Londra ile Washington arasında bir yaklaşım farkını ortaya koyduğu bildiriliyor. Bunun yanı sıra, gelecek Mayıs ayında iktidarda 10. yılını dolduracak olan ve en azından İngiliz kamuoyunu memnun edecek birtakım politikalarla iktidardan ayrılmak istediği bildirilen Başbakan Blair’in, yeni Amerikan stratejisi sebebiyle birlik indirimi politikasında bir değişiklik yapma zorunluluğuna maruz kalmak istemediği burada yapılan yorumlar arasında.
Ancak, İngiliz kamuoyu ve medyasını ve dolayısıyla hükümeti endişelendiren daha kısa vadeli sorun ise, Amerika’nın birlik artırımı yoluyla Bağdat ve yöresinde direnişçi milislere karşı girişeceği saldırıların akabinde, güneyde özellikle Basra eyaletinde üstlenmiş olan İngiliz birliklerine karşı misilleme harekatlarına girişilmesi olasılığı. Yine aynı şekilde, daha güçlenmiş Amerikan kuvvetlerinin saldırılarından kaçan milislerin ülkenin güneyini üs olarak seçme olasılıkları da İngiltere’yi düşündüren konular arasında. Bunun yanı sıra, Amerikan güçlerinin Sünni milislerin yanı sıra Şii milislere karşı girişebileceği harekatın, güneyde üslenmiş Şii milis lider Mukteda el Sadr kuvvetlerinin İngiliz birliklerine karşı saldırılar düzenlemesinden de endişe ediliyor.
Dün parlamentoda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Savunma Bakanı Des Browne ve Dışişleri Bakanı Margaret Beckett, bu olasılıkların varlığını kabul ettiler. Ancak, Başbakan Blair, İngiltere’nin kuvvet indirim politikasında bir değişiklik yapılmayacağını açıklayarak, “güneyde şu anda Bağdat’taki gibi mezhep şiddeti, ya da aynı derecede Sünni direniş ve El Kaide tehdidi bulunmamaktadır. Irak’ın kendi güvenlik güçleri kendi güvenlik önlemlerini uygulama kapasitesine ulaştıkça, biz oradaki kuvvetlerimizde indirim yapabiliriz,” şeklinde konuştu. Dışişleri Bakanı Beckett da, Channel 4 televizyonunun, “Amerika’nın Irak’taki birliklerini artırma kararını İngiltere destekliyor mu?” sorusuna, ihtiyatlı diplomatik bir dille, “Biz, Amerika ve Irak’ın, bu yeni adımı atma ihtiyacında oldukları yolunda aldıkları kararı kabul ediyoruz” şeklinde cevapladı.