Erişilebilirlik

26 Aralık Amerikan Basınından Özetler


Washington Times Avrupa Birliği’nin bazı başlıklarda Türkiye ile müzakereleri askıya alma kararını eleştiriyor. Gazete, Türkiye’nin seçim sürecine girdiğini hatırlatıyor ve Türk siyasetçilerden taviz beklenmesinin gerçekçi olmadığını vurguluyor:

"Aradan yıllar geçip üyelik sürecinin tozu dumanı yatıştığında, Türkiye, Avrupa Birliği’ne ya tam üye olacak, ya kısmi üye olacak veya üye olmayacak. Ancak Türkiye’nin kendini Doğu komşularından çok Batılı müttefiklerine yaklaştıracak ekonomik ve siyasi reformları ne kadar sürdürdüğü, sürecin en önemli ölçütlerinden birisi olacak. Türkiye, laik ve demokratik Avrupa ile demokratik olmayan Ortadoğu arasında yeralıyor. Avrupa Birliği üyelik kapısını ne kadar kapatmaya çalışır bir izlenim verirse, Türkiye de o ölçüde İslamcı Ortadoğu’ya yakınlaşacaktır. Bu, Batının izin vermemesi gereken stratejik bir hatadır."

Boston Globe gazetesinin köşe yazarı David Apgar, Irak’ta Şii, Sünni ve Kürtlerin üç ayrı devlet kurması yerine, Güneyde Şiilerin Kuzeyde ise Sünnilerle Kürtlerin kuracağı iki ayrı devletin daha gerçekçi olacağını savunuyor. Makalede şu görüşlere yer veriliyor:

"Irak’taki Kürtler açısından yeni Babil devleti iki büyük sorunu çözecektir. Öncelikli olarak tıpkı Sünniler gibi Kürtler de, Kuzey Irak’taki petrol yataklarından paylaşarak da olsa yararlanma fırsatı bulacaktır. Ancak daha önemlisi böyle bir devlet, Türkiye’nin mantıksız tehditlerinden de büyük ölçüde kurtulmuş olacaktır. Bu yeni devletin % 40’ı Kürtlerden, % 60’ı Araplardan oluşacaktır. Böylece, Türkiye açısından bakıldığında kendi sınırında tamamen Kürtlerden oluşan bir devlet tehlikesi ortadan kalkacak ve böyle bir devlet diğer Arap ülkelerinin de desteğini alacaktır."

USA Today, Wall Street’teki üst düzey yöneticilere verilen yılbaşı ikramiyelerinin yüksekliğinden hareketle Amerika’daki gelir uçurumunu sorguluyor. Gazete, nüfusun % 10’unun, ülkedeki servetin % 70’ine sahip olduğunun altını çiziyor:

"Wall Street’te verilen bu ikramiyeleri savunanlar, söz konusu miktarların fon yöneticileri, Silikon Vadisi’ndeki girişimciler, sanatçılar ve sporcuların kazançlarıyla kıyaslandığında, makul olduğunu belirtiyor. Zaten bu kıyaslama da sorunun asıl kaynağını ortaya çıkartıyor. Gelişen teknoloji ve kitle iletişim araçları sayesinde, çok kısa süre içinde büyük servetler kazanmak mümkün hale geldi. Belki bu, kapitalizm açısından beklenmesi ve hatta teşvik edilmesi gereken bir durum olabilir. Ancak bu süreçte, Wall Street’tekiler kendi sermayelerini riske sokmuyor. Hiçbiri, Google veya Youtube gibi yenilikçi ürünler geliştirmedi. İnsanlar, onların gösterilerini izlemek için kuyruğa girmiyor. Wall Street’tekiler, yine de bütün bunları gerçekleştiren insanları kendilerine ölçüt alıyor."

Los Angeles Times Etiyopya uçakları tarafından bombalanmasıyla yeniden gündeme gelen Somali’yi saatli bir bombaya benzetiyor. Gazete, Amerika için asıl tehdidin egemen devletler değil, devlet otoritesinin yok olduğu ve çöküş yaşayan ülkeler olduğunu yazıyor:

"İlerlemesini gözlediğimiz ancak tedavi edemediğimiz bir kanser gibi Somali de, çete liderlerinin birbiriyle çatıştığı anarşik bir ortamdan, kökten dincilerin egemen olduğu bir ülke haline geldi. Bush yönetimi, Somali’deki durumun daha da kötüye gitmesini önleyebilirdi. Ama bunun bedeli kabul edilemeyecek kadar yüksekti. Yabancı düşmanlığının öne çıktığı bir aşiret yapısına sahip olan Somali’de, otorite sağlamaya yönelik seçeneklerin hiçbiri siyasi, ekonomik ve ahlaki açıdan cazip değildi. En önemli ilk adım, doğru bir teşhiste bulunmak. Ancak çöken devletlerde tedavi hiç de kolay olmuyor."

XS
SM
MD
LG