Los Angeles Times, Irak, İran ve Suriye arasında yapılacak zirveye Amerika’nın davetli olmadığına dikkat çekiyor ve Tahran zirvesinin Washington’un bölgedeki etkinliğini azaltabilecek bir girişim olarak görüyor:
“Yönetimin Irak savaşındaki amaçlarından biri de Ortadoğu’daki güç dengesini yeniden düzenlemekti. Bunda bir ölçüde başarılı oldu ama çıkan sonucun pek de iyi olduğu söylenemez. Başkan Bush, uluslararası bir konferans düzenlemeli ve bu konferansa, Irak, İran, Suriye, Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan, Körfez İşbirliği Konseyi, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’i davet etmelidir. Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve bu bütünlüğün korunması ilk hedef olmalıdır. Eğer Amerika hemen harekete geçmezse, diplomasideki gecikme diplomasinin hedefine ulaşamaması anlamına gelebilir.”
Boston Globe gazetesi Vietnam’da gerçekleştirilen Asya Pasifik Ülkeleri zirvesini değerlendiriyor. Gazete, Başkan Bush’un zirvede Kuzey Kore konusunda umduğu desteği bulamadığını ileri sürüyor:
“APEC liderlerinin çoğu için zirvenin asıl önemi ticaret konusundaki görüşmelerden kaynaklanıyordu. Kendi aralarındaki en önemli uzlaşma noktası ise, Avrupa Birliği, Hindistan ve Brezilya’nın da kabul etmesi halinde tarım sübvansiyonlarının ve gümrük vergilerinin azaltılması konusuydu. Bush, Hanoi’de Asyalı liderlerin serbest pazar konusunu ne kadar ciddiye aldıkları konusunda önemli bir ders aldı. Bu liderler kapitalizm yolunda hızla ilerliyor ve nükleer teknolojisini en uygun fiyata satmak isteyen Kuzey Kore’ye kafayı takmış bir Amerikan başkanı tarafından engellenmek istemiyor.”
New York Times, Birleşmiş Milletler’de yeni kurulan İnsan Hakları Konseyi’ni eleştiriyor. Gazeteye göre, Konsey, yerini aldığı İnsan Hakları Komisyonundan bile daha taraflı bir tutum içinde:
“İnsan Hakları Konseyi yeni kurulmasına rağmen, yaptığı değerlendirmeler utanç verici. Çin, İran, Kuzey Kore, Burma ve Sudan gibi en kötü insan hakları ihlalcisi olan ülkeler söz konusu olduğunda ifadeler ve sonuçlar yumuşatılıyor. Bireysel ve siyasi haklar yerine genel ekonomik ve toplumsal koşullar öne çıkartılıyor. Ancak kendi vatandaşlarına ve askerlerine karşı saldırılar düzenlenen İsrail’in savaş çerçevesinde yaptığı ihlallerini eleştirilmesi söz konusu olduğunda, Konsey adeta kişilik değiştiriyor. Eğer Birleşmiş Milletler’in reform adına yapabildiği en iyi şey bu Konsey’i kurmak ise, bunca çaba boşa gitmiş demektir.”
Washington Post Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı çıkan bazı kişilerin zehirlenmesine dikkat çekiyor ve bütün bu zehirlenmelerin tesadüf olamayacağını öne sürüyor:
“Rus İstihbarat Örgütü FSB’nin veya Putin’in bulunduğuna ilişkin somut bir kanıt yok ancak şüphelenmek için yeterince neden var. Putin’in KaGeB’deki eski mesai arkadaşları, bu saldırılardan kimin sorumlu olduğu konusunda hiç şüphe duymuyor. Başkan Bush ise, Vietnam’daki APEC zirvesinde “dostu Vladimir’le” el sıkışırken poz veriyor. Acaba Bush, kendi ülkesindeki demokrasiye bu kadar zarar veren ve muhalifleri sürekli olarak ya hastaneye ya da morga kaldırılan bir lidere böylesine destek vermekten pişmanlık duyuyor mudur?”