Erişilebilirlik

ABD Seçiminde Azınlık Adaylar


Amerika’da 7 Kasım’da yapılacak olan ara seçimler, ülkedeki en büyük azınlık grupları olan Afrika ve Latin Amerika kökenliler için büyük önem taşıyor. Latin kökenliler, göçmenlik konusu nedeniyle bir araya gelerek, şimdiye kadar görülmeyen oranda sandık başına gidip kilit yarışların kaderini değiştirebilir. Seçimlere altı Afrika kökenli adayın birden katılması, bir rekor.

Bu yılki Kongre seçimlerinde iki partiden 6 Afrika kökenli aday, vali ya da senatörlük gibi üst düzey görevler için yarışıyor. Maryland eyaleti vali yardımcısı olan Michael Steele, Senatör olabilmek için kampanya yapıyor. Cumhuriyetçi olan Steele, her iki partiden de bu yılki seçime katılarak üst düzey görevlere gelebilmek için başı çeken 6 Afrika kökenli adaydan biri.

Merkezi Washington’daki Siyasi ve Ekonomik Araştırmalar Ortak Merkezi’nde Afrika kökenliler ve seçim uzmanı olan David Bositis, şunları söylüyor:

"Afrika kökenlilerin adaylığı, yeni bir eğilim. Afrika kökenliler, uzun yıllar üst düzey görevlerden uzak tutuldu. Ancak şimdi çok daha fazla sayıda siyahın üst düzey görevlere gelebilmek için gereken karakteristik özelliklere sahip olduğunu görüyoruz."

Bu yılki ara seçimlere katılan siyah kökenli adaylar arasında güney eyaletlerinden Tennessee Senatörlüğü için yarışan Demokrat Kongre üyesi Harold Ford ve Ohio eyaleti valiliğine adaylığını koyan Cumhuriyetçi Ken Blackwell de bulunuyor. Afrika kökenli 40 üyesi bulunan Temsilciler Meclisi’nde milletvekili olan Elijah Cummings, iki partiden de Afrika kökenli adaylar çıkmasından memnunluk duyduğunu söylüyor. Cummings, bu eğilimi, Illinois eyaleti senatörü olan Demokrat Barack Obama’nın yarattığı etkiye bağlıyor. Karizmatik bir kişiliğe sahip olan ve 2004 yılında seçilen Barack Obama, şu anda Senato’nun tek siyah üyesi:

"Bir çok genç Barack Obama’nın neredeyse bir gecede bir rock yıldızı gibi yükseldiğini gördü. Harvard mezunu bu parlak ve zeki genç adama baktı, ve 'ben de Barack Obama gibi olabilirim, O’nun yaptıklarını yapabilirim' dedi. Onu örnek aldı."

Afrika kökenliler büyük ölçüde Demokrat adaylara oy veriyor. Bu tarihi olgu, Cumhuriyetçi partiden aday olan üç Afrika kökenli adayın aleyhine işleyebilir. 1990 yılında Virginia valiliği seçimini kazanan Douglas Wilder, son 100 yılda eyalet valisi seçilen ilk Afrika kökenli siyasetçi olmuştu. Bu yıl, Massachusetts eyaletinden Demokrat Deval Patrick’ın, Amerika’da seçimle görev başına gelen ikinci Afrika kökenli vali olma şansı yüksek. Latin kökenliler için ise bu yıl kaç seçmenin sandık başına gideceği, büyük önem taşıyor. Latin kökenlilerin genellikle oy kullanma oranı çok düşük. Ancak bu yıl, durum farklı olabilir. Bu yıl göçmenlik konusunda reforma gidilmesini ve kaçak işçilere uygulanan cezaların azaltılmasını isteyen gösterilere çok sayıda Latin kökenli katıldı. La Raza Ulusal Konseyi gibi örgütler, daha fazla Latin kökenlinin seçmen kaydı yaptırması için çalışıyor. Örgütten Clarissa Martinez, Latin seçmenlerin, adayları, göçmenlik konusundaki tavırlarına göre değerlendireceklerini söylüyor:


Martinez, göçmenlik karşıtı siyasetçilerin hemen hepsinin Cumhuriyetçi olduğunu hatırlatıyor ve bunun Cumhuriyetçi Parti için büyük sorun olacağını düşünüyor. Siyaset uzmanı Stuart Rothenberg ise, göçmenlik konusunun Cumhuriyetçiler lehine oy verecekleri birleştirebileceğine inanıyor:

"Muhafazakarlar, Amerika’daki kaçak işçiler konusunda oldukça öfkeli. Bu nedenle bu seçmenleri sandık başında görebiliriz. Bağımsız seçmenler bile Amerika’da yaşayan, giderek çoğalan ve bu ülkede yaşamanın getirdiği olanaklardan yararlanan kaçak göçmenlere karşı tepkili. Bu nedenle göçmenlik konusu Cumhuriyetçiler için olumlu etki yapabilir."

Amerikan kamuoyunun göç konusunda ne düşündüğünü ve Afrika kökenli adayların seçimlerde vereceği sınavın sonuçlarını 7 Kasım’da belli olacak. Bu seçimlerde Temsiliciler Meclisi’nin tümüyle Senato’nun üçte biri belirlenecek.

XS
SM
MD
LG