New York Times gazetesi Türkiye’de İslamcı ve milliyetçi kesimlerin Nobel ödülüyle, Orhan Pamuk’un Ermeni soykırımı hakkındaki açıklamaları arasında bağlantı kurduğunu hatırlatıyor ancak Pamuk’un ödülünü, siyasi açıklamalarıyla değil eserlerinin edebi değeriyle kazandığını belirtiyor:
"Sanatçıların sadece siyasi veya dini denetim altında çalışması gerektiğini düşünenler dışında herkes, Pamuk’un Nobel ödülünü alkışlayacaktır. Pamuk’a verilen bu ödül sayesinde, Nobel’in sık sık devletle sanatçılar arasındaki gerilimi yansıtan yazarlara verildiğini de hatırlamış oluyoruz. Pamuk’un eserlerini, olması gerektiği gibi, yani yaratıcılığından ve edebi değerinden zevk alarak okuyoruz. Ama bazen her sanatçının ifade özgürlüğünün aynı zamanda bizim özgürlüğümüz demek olduğunu hatırlayarak da okuyoruz. Bu ödül, bunu hatırlamamıza yaradı."
Washington Times AKP’nin milliyetçiliğin yükselişi ve yolsuzluklara duyulan tepki nedeniyle oy kaybettiği görüşüne yer veriyor. Gazete Türkiye’de bugün seçim olsa bir koalisyon hükümeti kurulacağını vurguluyor:
"Türk halkının önemli bir bölümü, işlerin hükümetin vaat ettiği gibi gitmediğini düşündüğü için, Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde karşılaşılan zorlukların faturası AKP’ye kesiliyor. Laik kesimler ise, AKP’nin hem iç hem de dış politikada köktendinci İslamcılığa kaydığı düşüncesinde. Gelecek yıl yapılacak seçimler, Türkiye’nin Batının dostu olarak mı kalacağını yoksa İslamcı Ortadoğu’ya doğru mu kayacağını belirleyecek."
Christian Science Monitor Birleşmiş Milletler’in Kuzey Kore’ye yaptırım uygulama kararını bu ülkenin nükleer programını önleyecek bir adım olarak görmüyor. Gazeteye göre yaptırımların asıl hedefi, nükleer silah üretmek isteyen İran gibi ülkeler:
"Bu tür yaptırımlar, eğer uygulanırsa İran üzerinde daha etkili olacaktır. Çünkü İranlı liderler işsiz gençlerin ve Batıyla bağlantılı muhalefetin tepkisiyle karşı karşıya. Kuzey Kore’deki baskıcı yönetim altında ise bu tür bir gelişme yaşanması çok zor. Eğer Kuzey Kore’ye uygulanan yaptırımlar bu ülkenin veya İran gibi diğer ülkelerin yeniden düşünmesini sağlamaya yetmezse, Birleşmiş Milletler’in de aldığı kararı gözden geçirmesi gerekebilir."
Washington Post Arap Birliği’nin Sudan’ın Darfur bölgesine Araplardan ve Müslümanlardan oluşan bir barış gücü gönderilmesi önerisini olumlu bir gelişme olarak yorumluyor. Bölgedeki Afrika Birliği güçlerinin yetersiz kaldığını kaydeden gazete, Sudan hükümetinin Birleşmiş Milletler barış gücüne de karşı çıktığını hatırlatıyor:
"Sudan hükümetinin Araplardan ve Müslümanlardan oluşan bir barış gücünü İslamiyet’e bir tehdit olarak görmesi ve buna karşı çıkması çok zor. Eğer Arap liderler ciddi biçimde bastırırsa, önerdikleri biçimde bir barış gücünü Darfur’a gönderme ihtimalleri çok yüksek. Asıl sorulması gereken soru, Arapların bu konuda gerçekten samimi olup olmadığı sorusudur."