Almanya’nın başkenti Berlin’de İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin davetiyle bugün ilk Alman İslam Zirvesi gerçekleşti.
Federal İçişleri Bakanı Dr. Wolfgang Schäuble başkanlığında yapılan zirve, devletin Almanya'da yaşayan Müslümanlar ile diyaloğa geçmesini sağlayarak, farklı alanlardaki sorunların ortak işbirliği içinde çözüme kavuşturulmasını hedefliyor.
15’i Müslüman örgütlerden ve Müslüman ülkelerden gelenler, 15’i de Alman yetkiler olmak üzere toplam 30 kişinin katıldığı ve üç saat süren zirve sonrasında basına konuşan Schäuble Almanya'da 3 milyon Müslümanın yaşadığını, bunların "toplumun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti ve Müslümanlar ile "taşınılabilir bir temel üzerinde" diyaloğa geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Uyum alanındaki sorunların çözümü ve uluslararası terörizm ile mücadele için devlet ile Müslümanların karşılıklı işbirliği içinde "ortak hareket" etmeleri gerektiğinin altını çizen bakan, amaçlarının İslam dinini "değiştirmek" değil, yanlızca Müslümanların Alman değerlerini benimsemeleri, bir başka ifadesiyle "Alman İslamı’nın" oluşması olduğunu açıkladı.
İşte bugünkü zirvenin de en çok tartışılacak noktası bu: Zirvede özellikle Almanca bilen imamların yetiştirilmesi, okullarda İslam din dersinin Almanca okutulması, Müslümanlar ile Federal Anayasa'da öngörülen insan hakları, kadın-erkek eşitliği, hukuk devleti prensibi gibi maddeler baz alınarak işbirliği yapılması ve aşırı dinci ideolojiler temel alınarak oluşan şiddete karşı birlikte hareket edilmesi konularında taraflar hemfikir.
Bu arada İslami kuruluşlar kiliselerle eşit haklara sahip olmayı talep ediyor. Yani kamusal kurum olarak tanımlanmayı arzuluyorlar, bu beraberinde Radyo Televizyon Üst Kurumu'da yer almak yada kamu çalışmaları için desteklenmek anlamına geliyor.
Ancak zirveye katılan müslüman örgütlerinin temsilcileri kurumsallaşmanın‚ 'İslamın Almanlaştırılması’ olarak kamuoyuna yansımasına pek sıcak bakmıyorlar. İslam Zirvesi’ne Diyanet İşleri Türk Islam Birliği, İslami Kültür Merkezleri, Alevi dernekleri, Müslümanlar Merkez Konseyi ile katılan İslam Konseyi’nin temsilcisi Ali Kızılkaya işte bu noktaya parmak basıyor.
Bundan iki ay önce gerçekleştirilen Uyum Zirvesi pek somut bir sonuç getirmedi, açıkçası unutuldu gitti.
İslam Zirvesi, bakan Schäuble tarafından bir başlangıç olarak tanımlanıyor, oluşan çalışma grupları altı ayda bir buluşacak, amaç Almanya’da yaşayan müslümanlarla en geç üç yıl içinde ciddi bir uzlaşma zeminini hazırlamak.
Federal İçişleri Bakanı Dr. Wolfgang Schäuble başkanlığında yapılan zirve, devletin Almanya'da yaşayan Müslümanlar ile diyaloğa geçmesini sağlayarak, farklı alanlardaki sorunların ortak işbirliği içinde çözüme kavuşturulmasını hedefliyor.
15’i Müslüman örgütlerden ve Müslüman ülkelerden gelenler, 15’i de Alman yetkiler olmak üzere toplam 30 kişinin katıldığı ve üç saat süren zirve sonrasında basına konuşan Schäuble Almanya'da 3 milyon Müslümanın yaşadığını, bunların "toplumun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti ve Müslümanlar ile "taşınılabilir bir temel üzerinde" diyaloğa geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Uyum alanındaki sorunların çözümü ve uluslararası terörizm ile mücadele için devlet ile Müslümanların karşılıklı işbirliği içinde "ortak hareket" etmeleri gerektiğinin altını çizen bakan, amaçlarının İslam dinini "değiştirmek" değil, yanlızca Müslümanların Alman değerlerini benimsemeleri, bir başka ifadesiyle "Alman İslamı’nın" oluşması olduğunu açıkladı.
İşte bugünkü zirvenin de en çok tartışılacak noktası bu: Zirvede özellikle Almanca bilen imamların yetiştirilmesi, okullarda İslam din dersinin Almanca okutulması, Müslümanlar ile Federal Anayasa'da öngörülen insan hakları, kadın-erkek eşitliği, hukuk devleti prensibi gibi maddeler baz alınarak işbirliği yapılması ve aşırı dinci ideolojiler temel alınarak oluşan şiddete karşı birlikte hareket edilmesi konularında taraflar hemfikir.
Bu arada İslami kuruluşlar kiliselerle eşit haklara sahip olmayı talep ediyor. Yani kamusal kurum olarak tanımlanmayı arzuluyorlar, bu beraberinde Radyo Televizyon Üst Kurumu'da yer almak yada kamu çalışmaları için desteklenmek anlamına geliyor.
Ancak zirveye katılan müslüman örgütlerinin temsilcileri kurumsallaşmanın‚ 'İslamın Almanlaştırılması’ olarak kamuoyuna yansımasına pek sıcak bakmıyorlar. İslam Zirvesi’ne Diyanet İşleri Türk Islam Birliği, İslami Kültür Merkezleri, Alevi dernekleri, Müslümanlar Merkez Konseyi ile katılan İslam Konseyi’nin temsilcisi Ali Kızılkaya işte bu noktaya parmak basıyor.
Bundan iki ay önce gerçekleştirilen Uyum Zirvesi pek somut bir sonuç getirmedi, açıkçası unutuldu gitti.
İslam Zirvesi, bakan Schäuble tarafından bir başlangıç olarak tanımlanıyor, oluşan çalışma grupları altı ayda bir buluşacak, amaç Almanya’da yaşayan müslümanlarla en geç üç yıl içinde ciddi bir uzlaşma zeminini hazırlamak.