Washington Post, Lübnan ordusunun İsrail sınırını denetim altına almak için ülkenin güneyine asker göndermesine rağmen Hizbullah güçlerinin de mevzilerini terk etmediğini duyuruyor. Edward Cody imzalı haberde, sınırda görev yapacak uluslararası barış gücü konusundaki hazırlıkların da sürdüğü hatırlatılıyor ancak bölgeye Türk askeri gönderilmesi konusunda bazı soru işaretleri olduğu kaydediliyor.
"İsrail’le aktif ekonomik ve diplomatik ilişkiler sürdüren Türkiye de bölgeye asker gönderme konusunda ilke kararı aldı. Ancak Lübnan’daki Osmanlı yönetimi nedeniyle ve Türklerin 1915 yılında Ermenileri katlettiği gerekçesiyle Lübnan’daki Ermenilerin itirazlarından dolayı bu karar, hassasiyetini koruyor."
New York Times, Irak başbakanı Nuri Kemal El-Maliki’nin Irak ordusu ile Şii lider Mukteda el Sadr’a bağlı Mehdi ordusu arasında bir tercih yapmak zorunda olduğunu yazıyor. Hükümet güçleriyle Sadr’a bağlı birlikler arasında Divaniye kentinde bir çatışma yaşandığını hatırlatan gazete, el-Maliki’nin Mehdi Ordusuna karşı tavır almaması durumunda Irak ordusunun güç kazanmasının mümkün olmayacağını vurguluyor.
"El Maliki, başbakanlığını üyesi olduğu Dava Partisi ile Mukteda el Sadr arasındaki ittifaka borçlu. Irak ordusu ise, ülkenin savunmasını üstlenmek yerine parçalanmaya doğru gidiyor. Hükümet destekli Şii milisler, herkesin gözü önünde hükümete bağlı birliklerle çatıştı ve Irak askerlerini öldürdü. El Maliki’nin hangi orduyu desteklediği ise hala belli değil."
USA Today ise Başkan Bush’un bütün parlak sözlerine rağmen Irak’ta işlerin iyi gitmediğini savunuyor. Irak’ın tam anlamıyla bir iç savaşa ve parçalanmaya gitmesini önlemek için Bağdat’ta başlatılan operasyonların büyük önem taşıdığını belirten gazete, başkentte sağlanacak bir başarının bütün Irak’ta yankı bulacağı görüşüne yer veriyor.
"Bağdat’ta kalıcı bir sükuneti sağlamak için Amerikan askerlerinin geçici olarak bölgeye gönderilmesi yetmez. Irak hükümetinin de, radikal Şii lider Mukteda el Sadr’a bağlı Mehdi Ordusu’ndan farklı bakanlıklarla bağlantılı özel birliklere kadar bütün milis güçlerini dağıtması gerekir. Bunun için yeni hükümete zaman tanımak gerekiyor."
Los Angeles Times, İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetini durdurması yönündeki öneriyi reddetmesinin sürpriz olmadığı yorumunda bulunuyor. Gazete, gelinen noktada Amerika’nın İran’a yaptırım uygulanması için uluslararası toplulukla birlikte hareket etmesi gerektiği görüşünü savunuyor.
"İran’ı şer ekseni içinde tanımlayan Başkan Bush bile, bu ülkenin nükleer silah üretmesini önlemek için hem tehdit hem de diyalog gerektiğinin farkında. Uluslararası topluluk, Tahran’a karşı bir yandan yaptırım uygularken bir yandan da ikna çabasını sürdürebilir. Ancak yaptırım uygulanması kararı alınamazsa, İran’ın oyalama taktiklerine prim verilmiş olur."