USA Today, Lübnan’da ateşkesin resmen yürürlüğe girmesinin ardından geleceğe ilişkin belirsizliğin sürdüğünü vurguluyor. Yaklaşık bir ay süren çatışmaların değerlendirmesini yapan gazete, Hizbullah’ın daha da güçlendiği, İran’a yönelik kuşkuların arttığı, İsrail’deki Ehud Olmert hükümetinin destek kaybettiği ve Yol Haritası barış planının tarihe karıştığı yorumunda bulunuyor.
" Hizbullah’ın silahsızlandırılması görevi Lübnan ordusuyla birlikte Fransa ve Türkiye gibi ülkelerden gelecek askerlere kaldı. Ancak bu askerlerin görevi ve güç kullanma yetkisi belirsizliğini koruyor. Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, yaşanan şiddet olaylarını yeni bir Ortadoğu’nun doğum sancısı olarak tanımlamıştı. Ancak gelinen noktada yeni Ortadoğu’nun, daha iyi bir Ortadoğu olduğu konusunda ciddi şüpheler var."
New York Times ise Lübnan’daki çatışmaların en çok İran’a yaradığını savunuyor ve bütün dikkatlerin İsrail’le Hizbullah arasındaki çatışmalara çevrildiği bir sırada Tahran’ın nükleer çalışmalarını sürdürdüğüne dikkat çekiyor.
" Tahran’da sertlik yanlıları güç kazandıkça, İran’ın tavrını değiştirmek daha da zorlaşıyor. Ancak Beyaz Saray buna rağmen, Tahran’ın nükleer silah üretmesini sağlayacak teknolojiden vazgeçmesi karşılığında güvenlik garantisi verme önerisinde ısrar etmelidir. İran’ı dışlamak ve daha makul davranmasını sağlamak amacıyla Washington, Hizbullah’ın diğer destekçisi ve İran’ın en yakın müttefiki olan Suriye’ye görüşme önerisinde bulunmalıdır. "
Amerika’da ara seçimler yaklaştıkça, göçmenlerle ilgili tartışmalar da yoğunlaşıyor. Washington Post, Cumhuriyetçi Parti’yi göçmenlik reformu konusunu seçim malzemesi haline dönüştürmekle suçluyor ancak iki Cumhuriyetçi senatörün gündeme getirdiği son tasarının tartışmaya değer bir öneri olduğunu belirtiyor.
" Tasarı konusunda yanıtlanması gereken birçok soru ve olası tehlike bulunuyor. Buna rağmen bu, son aylardaki en umut verici gelişme. Bu nedenle bütün eksikliklerine rağmen dikkate alınması gerekiyor. Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilerin, Eylül ayında Kongre açıldığında kendilerine sormaları gereken soru, seçime kadar gerçekçi bir çözüm üretemezlerse, seçmenlerin bu işten sorumlu olanları suçlayıp suçlamayacağıdır. "
Los Angeles Times Afrika’daki AIDS hastalarının ilaçlarını düzenli kullanmadığı gerekçesiyle bu kişilere yardım yapılmamasını savunan anlayışı eleştiriyor. Gazete, Afrika’daki 30 bin AIDS’li üzerinde yapılan araştırma sonucunda hastaların yüzde 77’sinin ilaçlarını düzenli kullandığının belirlendiğini kaydediyor ve bu oranın Kuzey Amerika’da yüzde 55 olduğunu hatırlatıyor.
" Afrika’daki her beş AIDS’liden dördü, tedavi imkanından yoksun. Geçen yıl bölgede bu nedenle iki milyon kişi öldü. Bu sayının azaltılması için başta Amerika olmak üzere bağışçı ülkeler AIDS’le mücadeleye ayırdıkları parayı arttırmalıdır. İlaç sağlanan kişilerin, kendileri için neyin iyi olduğunu bilecek kadar akıllı olup olmadıklarını tartışmak hem gereksiz, hem de onur kırıcı. "