Erişilebilirlik

Lübnan'daki Çatışmalarda İran Faktörü


Lübnan’daki kriz, İran’ın Hizbullah’a destek vermesi nedeniyle daha da karmaşık bir hal alıyor. Ortadoğu’da yaşananlar, İran’ın nükleer programı sorununu da etkilemeye başladı.

İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışma, Avrupa Birliği’nin İran’ı nükleer programından vazgeçirmek için hazırladığı teşvik paketinin İranlı yetkililerce değerlendirilmesi sürecinde patlak verdi. İran’ın nükleer programı ve Lübnan’daki kriz arasında doğrudan bir bağlantı bulunmuyor. Ancak İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejat nükleer programlarından vazgeçmek için kendilerine sunulan teşvik paketini değerlendirmeleri sürecinde Lübnan ve Filistin’deki olaylardan etkilendiklerini söyledi.

Uzmanlar, İsrail-Lübnan sorununun, İran’ın Avrupa Birliği tarafından hazırlanan teşvik paketini kabul etmesi ihtimalini zayıflattığı görüşünde...İranlı yetkililer, Ağustos sonunda teşvik paketini kabul edip etmeyeceklerini açıklayacaklarını söylemişti. Ancak İran basını şimdiden, cevabın “Hayır” olacağını bildiren sinyaller vermeye başladı. Tahran Hükümeti’ne yakın çevrelerse bu eğilimi doğruluyor.

İran-Amerika-İsrail ilişkileri üzerine bir kitap yazan Ortadoğu uzmanı Trita Parsi, İsrail’in Lübnan’a yaptığı saldırıların ve bunun Lübnan’ın hassas demokrasisi üzerindeki etkilerinin, İranlı liderlerin nükleer programa olan bağlılıklarını daha da güçlendireceğini söylüyor:

"Ortadoğu’daki insanlara gönderilen mesaj şudur: Amerika’yla ittifak kurmak ve demokrasiyi benimsemek, güvenlik sorununun çözüleceği anlamına gelmiyor."

Başka bir Ortadoğu uzmanı, Kenneth Katzman, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bazı üyelerinin konuyla ilgili görüşleri değiştireceğine inanıyor:

"İran, Hizbullah’a destek verdiği için birçokları tarafından Lübnan’da olup bitenlerden sorumlu tutuluyor. Bu durum, İran’a yaptırım uygulanmasına karşı çıkan Rusya ve Çin’in, İran’ın niyetini yeniden gözden geçirmesine yol açabilir. Ve belki de İran’ın bölge istikrarını bozan davranışları nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne havale edilmesi gerektiğini savunan Amerika’nın yanında saf tutabilirler."

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, uranyum zenginleştirmeyi durdurması için İran’a 31 Ağustos’a kadar süre verdi. Ancak bu karar, Rusya ve Çin’in karşı çıkması nedeniyle Amerika ve Avrupa ülkelerinin istediği ölçüde etkili bir dille kaleme alınamadı.

Hizbullah’ın siyasi ve dini köklerinin İran İslam devrimine dayandığı biliniyor. İran, Hizbullah’a askeri destek vermediğini, sadece siyasi ve moral destek verdiğini yineliyor. Amerika ise Hizbullah’ı terörist örgüt olarak tanımlıyor.

Batılı uzmanlar, Hizbullah’ın İran’dan silah ve mali yardım aldığı yönünde pek de kuşku bulunmadığını savunuyor. Ancak Ortadoğu uzmanı Trita Parsi, Hizbullah’ın bağımsız bir kafa yapısına sahip olduğunu belirtiyor ve Tahran Hükümeti’nden emir almadığını söylüyor:

"İran ve Hizbullah arasında güçlü bir bağ olduğu ve İran’ın Hizbullah’a destek verdiği, herkesçe bilinen bir gerçek. Ancak bu durum, Hizbullah’ın attığı her adımda İran’ın onayını aldığı anlamına gelmiyor. Hatta İran Hükümeti ve Hizbullah’ın birbirinin çıkarına ters düşen şekilde davrandığı bir çok kez görülmüştür."

Kenneth Katzman, Hizbullah’ın zayıfladığına inanıyor ve Hizbullah’ın kritik bir anda İsrail’le çatışmaya girmesinin İran’ı rahatsız ettiğini düşünüyor:

"İran, daha önceleri nükleer programı konusunda Güvenlik Konseyi’yle muhattap olması durumunda İsrail’in üzerine Hizbullah’ı salarak öc alma yoluna gideceğini düşünüyordu. Ancak İran’dan önce sorunu Hizbullah başlattı. Hizbullah, giderek zayıflıyor. Bu da İran’ın Hizbullah kartını kaybetmesi anlamına geliyor. Bence Tahran Hükümeti, Şeyh Nasrallah’ın yanlış hesap yaptığını düşünmeye başladı."

Bu arada İran, devrim muhafızlarının Hizbullah’a bağlı milislerle birlikte savaştığı iddialarını reddediyor.
XS
SM
MD
LG