Erişilebilirlik

Savaşın Lübnan Ekonomisine Etkisi


İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmaların ilk kurbanı Lübnan ekonomisi oldu. İsrail’in Lübnan’a düzenlediği operasyonda, bu ülkedeki milyarlarca Dolar’lık altyapı harap oldu. 16 yıl önce sona eren iç savaşın yıkıntılarından kurtulmaya çalışan Lübnan, bu yıl ciddi ekonomik büyüme beklentisi içindeydi ve bu yaz, turizmden önemli gelir kazanmayı umuyordu. Çatışmaların yalnızca Lübnan değil, İsrail ekonomisine de zarar verdiği ve artan petrol fiyatlarının, küresel ekonomiyi olumsuz yönde etkilediği belirtiliyor.

Ekonomi uzmanları, İsrail’in Lübnan’a düzenlediği hava operasyonlarının, denizden ve sınırdan uyguladığı ablukaların, Lübnan ekonomisine zarar verdiğini belirtiyor. Lübnan’da bu yıl yüzde beş oranında ekonomik büyüme bekleniyordu. Uzun bir iç savaş yaşayan Lübnan, son on yıldır toparlanmaya çalışıyordu. Körfez ülkelerinden Lübnan’a yeniden sermaye akmaya, inşaatlar yeniden yükselmeye ve turizm sektörü de canlanmaya başlamıştı. Ancak Lübnan’ın bu ekonomik toparlanma çabaları, İsrail’in operasyonları yüzünden ciddi ölçüde aksadı. Saldırılar sonucu ülkenin karayolları, limanları, köprüleri, elektrik şebekeleri ve Beyrut uluslararası havaalanı tahrip edildi.

Beyrut Amerikan Üniversitesi siyaset uzmanlarından Halit Kaşan, Lübnan’ın altyapısına verilen zararın, tahminen 3 milyar Dolar cıvarında olduğunu belirtiyor. "Sanayi tam anlamıyla durma noktasına geldi. Çok sayıda fabrika hasar gördü. Trafik neredeyse ülke çapında durdu. Bütün hizmet sektörü ve bankacılık hizmetleri aksadı. Çiftlikler yandı, tarlalardaki ürünler bakımsız kaldı. Ekonomik faaliyetler kesintiye uğradı."

Çatışmalar başlamadan önce bu yıl Lübnan’ı bir buçuk milyondan fazla turistin ziyaret etmesi ve bu turistlerin ülkeye milyarlarca Dolar tutarında döviz bırakması bekleniyordu. Ancak ekonomi uzmanları, Lübnan’ın gözde bir turist merkezi olma umudunun hızla azaldığına dikkati çekiyor.

Londra’da bulunan bir ekonomik ve siyasi analiz merkezinin Lübnan temsilcisi olan Peter Grimsditch şöyle diyor: "Lübnan yeniden yapılanmaya çalışıyordu ve iki yıl önce, ülkeyi ziyaret eden turist sayısı 1974’ten bu yana ilk kez bir milyonu aşmıştı. Şimdi bütün bu umutlar sona ermiş durumda. Bu yıl kimse bu ülkeyi ziyaret etmeyecek. Korkarım ki gelecek yıl da gelmeyecekler."

Grimsditch, bu yıl Lübnan’ın beklediği gelir kaybının, hasar gören altyapının onarımından çok daha büyük zarara yolaçtığını belirtiyor. Uzman, operasyonun Lübnan ekonomine uzun vadede de zarar vereceği tahmininde bulunuyor: "İtalyanların, İngilizlerin, Fransızların ve Amerikalıların ülkeyi terkettiğine tanık olduk. Üstelik ülkeyi terkeden bu insanların çoğu çift pasaportlu Lübnanlılar. Bunların çoğu Lübnan’daki birçok büyük şirkette yönetimden sorumlu kişilerdi. Onların gitmesi, şirketlerin de faaliyetlerinin durması anlamına geliyor. Doğrudan dış yatırımlar da ciddi ölçüde azalacak. Sanıyorum, birçok işletmenin kapandığına, birçok şirketin iflasına tanık olacağız."

Lübnan ihtiyaçlarının çoğunu dışarıdan ithal ediyor. Petrol ihtiyacının yüzde 97’sini de dışarıdan karşılıyor. Ancak yolların ve havaalanının bombardımanda tahrip olması ve limanların ablukaya alınması yüzünden ülkenin ticareti de durdu. Altyapının bu denli zarar görmesi, bombardıman yüzünden evlerinden olan yüzbinlerce kişiye yönelik insani yardım çabalarını da aksatıyor.

Çatışmalardan yalnızca Lübnan değil, İsrail ekonomisi de nasibini alıyor. Hizbullah bombardımanına maruz kalan İsrail’in kuzeyinde ekonomi durma noktasına geldi. İsrail’in askeri operasyonunun bedeliyse, daha şimdiden 2 milyar Dolar. Bir başka ekonomi uzmanı Nariman Behraveş, Lübnan’a kıyasla İsrail’in ekonomisinin çok daha güçlü olduğunu belirtiyor: "İsrail’in uzun dönemde böylesi bir çatışmaya karşı ekonomisinin dayanamaması gibi bir durum söz konusu olmaz. İsrail ekonomisi geçmişte de birçok iniş ve çıkışlar yaşadı. Ama gene de ekonomisi, komşu ülkelere kıyasla, bu tarz bir çatışmaya daha iyi dayanabilecek durumda."

Behraveş’e göre çatışmaların İsrail ve Lübnan ekonomilerine doğrudan etkisi şimdilik kısıtlı. Ama savaş uzarsa ve daha da şiddetlenirse durum değişebilir. Behraveş, aksine artan petrol fiyatlarının dünya ekonomisini etkilediğini söylüyor: "Çatışmalar, dünya piyasalarında ciddi anlamda bir belirsizliğe yol açmış durumda. Petrol fiyatları varil başına 75 Dolar’ı aştı. Çatışmaların birkaç ay daha devam edeceğini, ama İran gibi ülkeleri içine alacak şekilde yayılmayacağını düşünürsek, hem dünya hem de Amerikan ekonomisine etkileri sınırlı düzeyde kalır."

PFC Enerji şirketinde risk uzmanı olarak çalışan Saad Rahim de aynı görüşte: "Petrol fiyatları, olayın kendisiyle doğrudan bağlantılı olarak yükselmedi. Çünkü petrol üretimi aksamadı. Ancak hala çatışmaların daha da genişleyebileceği riski her zaman var. Hem Amerika’da, hem de İsrail’de, İran’a tepki gösterilmesini isteyenler var. Böyle bir şey olursa, petrol üretimi de etkilenir. İran’a saldırı olursa, üretim aksayacak, varil fiyatlarını belki 100, belki de 120 Dolar seviyelerinde göreceğiz."

Uzman Saad Rahim, İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmalar devam ettiği sürece petrol fiyatlarının bundan etkileneceğini kaydediyor. Fiyatların 100 Dolar’a tırmanmasıysa, gerek Amerika, gerekse dünya ekonomilerini bir gerilemeye doğru sürükleyebilir.

XS
SM
MD
LG