Erişilebilirlik

Amerika 'İsrail Lobisi'ni Tartışıyor


Amerika’nın İsrail’le olan yakın bağları konusunda iki Amerikalı üniversite öğretim üyesi tarafından son zamanda yapılan bir araştırma sert tartışmalara yolaçtı. Tartışma, İsrail’in Amerikan siyasetinde ne derece etkili olduğu konusundan kaynaklanıyor.

Chicago Üniversitesi’nden John Mearsheimer ve Harvard Üniversitesi’nden Stephen Walt, “İsrail lobisi” diye adlandırılan çevrelerin Amerika’nın Orta Doğu politikasını önemli ölçüde etkilediğini söylüyor. İki profesör, birlikte kaleme aldıkları bu yılın başlarında önce İngiltere’de yayınlanan araştırma raporunda Amerika’da iyi örgütlenmiş durumdaki İsrail yanlılarının, Amerikan yasama ve yürütme organları tarafından alınan, İsrail’i ilgilendiren konulara ilişkin kararlar üzerinde etkili olduğunu belirtiyor.

Profesör Walt, bu durumun her zaman Amerika’nın kendi çıkarlarına uygun olmadığını savunuyor:

“Bu konu üzerinde özellikle 11 Eylül’den sonra durmaya başladık. Diğer birçok Amerikalı gibi biz de Orta Doğu’ya ilişkin Amerikan politikasına yeni bir şekil vermek gerektiğini anlamıştık. Bu durum bizi Amerika içinde etkili olan ve Amerika’nın, dünyanın o bölgesinde kendi ulusal çıkarları yönünde adım atmasını zorlaştıran siyasi güçlere yöneltti.”

Mearsheimer ve Walt, “İsrail lobisi”ni, önemli bireyler ve İsrail yanlısı gruplardan oluşan, gevşek bağlarla birarada duran bir koalisyon olarak tanımlıyor. Bu kişi ve grupların hepsinin yahudi olduğunu söylemek mümkün değil. Profesör Stephen Walt’a göre, bu grupların başta geleni, Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi ya da kısa adıyla, AIPAC.

“AIPAC’in amacı, Amerika’nın İsrail’e olan desteğinin her zaman devam etmesini sağlamak. İsrail ne şekilde davranırsa davransın, Amerikan desteğinin ve her yıl milyarlarca Doları bulan yardımın devam etmesini garanti altına almak için çalışıyorlar. Bunu yaparken, İsrail’i destekleyen Kongre adaylarına maddi destek sağlamak ve bu açıdan güvenilir bulmadıkları Kongre üyelerine ise para verilmesini önlemek gibi yöntemlere başvuruyorlar. Bu işi olağanüstü derecede başarıyla yapıyorlar. Paraları var, iyi örgütlenmiş durumdalar ve hiçbir şeye aldırmadan hareket ediyorlar.”

Profesör Walt bu çabanın sonucu olarak Amerika’nın her yıl İsrail’e 3 milyar Dolara yakın yardım yaptığını söylüyor. İsrail, Amerika’dan her yıl en çok yardım alan ülke. Amerika bundan başka İsrail’e, Filistinliler ve Orta Doğu’daki diğer taraflarla ilişkisinde diplomatik destek sağlıyor.

Merkezi New York’ta bulunan yahudi kuruluşlarından Musevi Aleyhtarlığıyla Mücadele Birliği, bu yakın ilişkinin Amerika’nın ulusal çıkarlarına hizmet ettiğini savunuyor. Bu kuruluş İsrail’in Amerikan halkından büyük destek gördüğünü, ve İsrail yanlısı “lobi”nin Amerikan politikalarını açık bir şekilde etkilediği yönündeki iddiaların, İsrail’in halktan gördüğü desteği küçük görmek anlamına geldiğini iddia ediyor. Birliğin Başkanı Abraham Foxman şöyle diyor:

“Son 50-60 yıldır, her iki partiye bağlı Amerikalıların, İsrail devletini demokratik yönetim tarzı ve Batı değerlerini benimsemesi nedeniyle desteklediğini görüyoruz. Bu desteğin, Amerika’da Kongre’yi, hükümeti ve medyayı kontrol eden bir grup Yahudinin işi olduğunu düşünmek, saçmalıktan başka birşey değildir.”

Abraham Foxman, Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’nin Amerika’da öteki herhangibir lobi grubu gibi faaliyet gösterdiğini söylüyor:

“Komite, yasa gereği diğer lobi grupları gibi yetkililerin denetimi için hesaplarını açık tutar. Kongre üyeleriyle de yönetimle de temas halindedir. Bunlar Amerika’nın temel özellikle... Aklınıza gelen her konuda lobicilik yapılır ve bunda kötü niyet aramak yanlıştır.”

Amerika Siyonist Örgütü adlı kuruluş, Amerika’da en uzun süredir faaliyet gösteren İsrail yanlısı örgüt. 1897’denberi faaliyette olan kuruluşun başkanı Morton Klein, İsrail’i destekleyen grupların, Profesör Mearsheimer ve Profesör Walt’ın iddia ettiği kadar güçlü olmadığını söylüyor:

“Son yıllarda İsrail yanlısı lobinin birçok alanda başarısız kaldığını gördük. Amerikan büyükelçiliğinin Telaviv’den Kudüs’e nakledilmesini sağlayamadılar. Bizce hem Amerika hem de İsrail için zararlı olan Barış İçin Yol Haritası diye adlandırılan girişimi durduramadılar. 1981 yılında İsrail’in Irak’taki Osirak nükleer tesisini imha etmesinin Amerika tarafından kınanmasını engelleyemediler. İsrail’in, halkını koruma hakkının Amerika tarafından daha kuvvetli bir şekilde desteklenmemiş olması hayal kırıcı... Özetle, Amerika’nın politikası, öncelikle Amerika’nın kendi çıkarlarını savunmaya dayanıyor.”

Diğer çevreler ise, İsrail’i destekleseler bile, Mearshimer ve Walt’ın ileri sürdüğü görüşte gerçek payı olduğunu düşünüyor. New York Üniversitesi Tarih Profesörü Tony Judt, bir adım daha ileri gidiyor ve İsrail yanlısı lobinin her girişiminin de İsrail’in çıkarlarına uygun olmadığını söylüyor:

“Bu lobinin, kendi faaliyeti hakkında Amerika’da herkesin sessiz kalması yönündeki çabası, Amerika’nın resmen onaylamadığı, işgal altındaki topraklarda yahudi yerleşim yerleri kurulması gibi uygulamaların açıkça eleştirilmesini engelliyor. Bence bu Amerika için kötü. Çünkü Amerika’nın, uluslararası alanda İsrail’i ne olursa olsun desteklediği şeklinde izlenim yaratıyor. Bu aynı zamanda İsrail’in kendisi için de kötü. Kendi hükümetlerinin yaptığı birçok şeyi sert bir şekilde eleştiren birçok İsrailli var. Bunlar seslerini duyuramıyor, çünkü, kendilerine adeta ‘biz yapıyoruz, Amerika da onaylar görünüyor, içteki muhalifleri dikkate almamıza gerek yok’ deniyor.”

Profesör Judt, İsrail yanlısı lobiyi eleştirenlere yöneltilen sert sözlü saldırıların, bu konuların açıkça tartışılmasını engellediğini söylüyor:

“Mearshimer ve Walt’ın dile getirdiği konuların açıkça tartışılmamasının sebebi bu. Tartışacak olursanız, İsrail aleyhtarı olarak görülme tehlikeniz var. İsrail’in politikalarını eleştiriyorsanız, Yahudi aleyhtarı olmakla da suçlanıyorsunuz.”

Profesör Tony Judt ve diğer gözlemciler, Amerikan dış politikasını oluşturan farklı unsurlar üzerinde açık ve samimi tartışmanın, Amerikan demokrasisinin ayrılmaz parçası olduğunu belirtiyorlar. Profesör John Mearsheimer ve Stephen Walt’un, İsrail lobisiyle ilgili olarak başlattıkları tartışmanın ise kısa sürede kapanmayacağı anlaşılıyor.
XS
SM
MD
LG