New York Times muhabiri Dan Bilefsky, Türkiye’de kanunen yasak olmasına rağmen çok eşliliğin özellikle güneydoğu Anadolu’da hala sürdüğüne dikkat çekiyor. Çok eşliliğin, laik yasalarla İslami gelenekler arasında bir çelişki yarattığını belirten muhabir bu uygulamanın Türkiye’nin Avrupa birliği üyeliği açısından da sorun oluşturduğunu yazıyor.
"Çok eşli evlilikler, devlet tarafından resmen tanınmadığı için kadınların hiçbir yasal hakkı yok. Buna rağmen yerel yetkililer, bir gelenek olarak kabul edilen bu uygulamaya göz yumuyor. İki yıl önce, Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi bazı milletvekillerini iki eşli oldukları yönündeki dedikoduların ardından, Başbakan Tayyip Erdoğan zinayı suç haline getirerek çok eşliliğe karşı bir girişim başlatmaya çalıştı. Ancak Avrupa Birliği, çok eşliliğe karşı olmasına rağmen bu girişimi halkın yatak odasına müdahale olarak eleştirince, Erdoğan’ın çabası sonuçsuz kaldı."
Meksika’da sağcı aday Felipe Calderon’un az bir farkla kazandığı devlet başkanlığı seçiminin yankısı da sürüyor. Christian Science Monitor, solcu aday Lopez Obrador’un sonuçlara itiraz ederek yandaşlarını sokağa dökmesini tehlikeli bir girişim olarak tanımlıyor ve taraflardan seçim sonuçlarına saygı göstermesini istiyor.
"Meksika, haftalarca sürecek bir siyasi belirsizlikle karşı karşıya. Zaten az sayıda olan demokratik kurumların varlığı da risk altında. Bu nedenle, her iki aday da gerçek bir devlet adamı sorumluluğuyla hareket etmelidir."
Washington Post seçim bilgileri ve oy pusulalarının iki dilde hazırlanması teklifine karşı çıkan Cumhuriyetçi Partiyi eleştiriyor. Yabancı kökenli bir çok Amerikan vatandaşının İngilizce seviyesinin seçimle ilgili düzenlemeleri anlamaya yetmediğini vurgulayan gazete, bu bilgilerin seçmenlerin ana dilinde düzenlenmesiyle daha sağlıklı bir demokratik işleyiş oluşturulacağını savunuyor.
"Seçim bilgi ve belgelerinin İngilizcenin yanısıra örneğin İspanyolca da hazırlanması hem seçmeni bilinçlendirecek hem de seçime katılım oranını artıracaktır. Bu da korkulacak değil, memnuniyetle karşılanacak bir durumdur."
Los Angeles Times, müzik ve film sektöründe korsanlığı önlemek amacıyla teknolojiye sınırlama getirilmesi önerilerini eleştiriyor. Gazete, fikri mülkiyet haklarının korunmasıyla kamusal haklar arasında bir denge gözetilmesi gerektiğini savunuyor.
"Şirketlerin telif haklarını korumak için gündeme getirdikleri öneriler, korsanlıkla mücadelenin ötesine geçecek özellikler taşıyor. Bu öneriler, yeni teknolojinin meşru kullanımını kısıtlayacak, yenilikleri engelleyecek ve teknolojik gelişime balta vuracak bir özelliğe sahip. Kongre üyeleri bu önerileri değerlendirirken, bütün tüketicileri korsan, bütün teknolojik cihazları da Hollywood’u tahrip etmeye yönelik birer bomba olarak görmemelidir."
"Çok eşli evlilikler, devlet tarafından resmen tanınmadığı için kadınların hiçbir yasal hakkı yok. Buna rağmen yerel yetkililer, bir gelenek olarak kabul edilen bu uygulamaya göz yumuyor. İki yıl önce, Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi bazı milletvekillerini iki eşli oldukları yönündeki dedikoduların ardından, Başbakan Tayyip Erdoğan zinayı suç haline getirerek çok eşliliğe karşı bir girişim başlatmaya çalıştı. Ancak Avrupa Birliği, çok eşliliğe karşı olmasına rağmen bu girişimi halkın yatak odasına müdahale olarak eleştirince, Erdoğan’ın çabası sonuçsuz kaldı."
Meksika’da sağcı aday Felipe Calderon’un az bir farkla kazandığı devlet başkanlığı seçiminin yankısı da sürüyor. Christian Science Monitor, solcu aday Lopez Obrador’un sonuçlara itiraz ederek yandaşlarını sokağa dökmesini tehlikeli bir girişim olarak tanımlıyor ve taraflardan seçim sonuçlarına saygı göstermesini istiyor.
"Meksika, haftalarca sürecek bir siyasi belirsizlikle karşı karşıya. Zaten az sayıda olan demokratik kurumların varlığı da risk altında. Bu nedenle, her iki aday da gerçek bir devlet adamı sorumluluğuyla hareket etmelidir."
Washington Post seçim bilgileri ve oy pusulalarının iki dilde hazırlanması teklifine karşı çıkan Cumhuriyetçi Partiyi eleştiriyor. Yabancı kökenli bir çok Amerikan vatandaşının İngilizce seviyesinin seçimle ilgili düzenlemeleri anlamaya yetmediğini vurgulayan gazete, bu bilgilerin seçmenlerin ana dilinde düzenlenmesiyle daha sağlıklı bir demokratik işleyiş oluşturulacağını savunuyor.
"Seçim bilgi ve belgelerinin İngilizcenin yanısıra örneğin İspanyolca da hazırlanması hem seçmeni bilinçlendirecek hem de seçime katılım oranını artıracaktır. Bu da korkulacak değil, memnuniyetle karşılanacak bir durumdur."
Los Angeles Times, müzik ve film sektöründe korsanlığı önlemek amacıyla teknolojiye sınırlama getirilmesi önerilerini eleştiriyor. Gazete, fikri mülkiyet haklarının korunmasıyla kamusal haklar arasında bir denge gözetilmesi gerektiğini savunuyor.
"Şirketlerin telif haklarını korumak için gündeme getirdikleri öneriler, korsanlıkla mücadelenin ötesine geçecek özellikler taşıyor. Bu öneriler, yeni teknolojinin meşru kullanımını kısıtlayacak, yenilikleri engelleyecek ve teknolojik gelişime balta vuracak bir özelliğe sahip. Kongre üyeleri bu önerileri değerlendirirken, bütün tüketicileri korsan, bütün teknolojik cihazları da Hollywood’u tahrip etmeye yönelik birer bomba olarak görmemelidir."