Erişilebilirlik

Afganistan ve Komşuları


Taleban militanlarının saldırılarını artırmasının ardından, Amerikan ve Afgan birlikleri, bu örgüte yönelik operasyonlarını yoğunlaştırdı. Afganistan, Taleban’ın yanı sıra, komşu ülkelerin de müdahale tehdidiyle karşı karşıya.

Bundan yüz yıl kadar öncesinde, dönemin iki büyük gücü, Rusya ve İngiltere, Orta Asya ve Afganistan’ı içine alan ve “Büyük Oyun” adı verilen stratejik bir mücadele içine girmişti. “Büyük Oyun” adı, ünlü yazar Rudyard Kipling tarafından konulmuştu.

“Büyük Oyun” şu sıralarda, küçülmüş bir şekilde yeniden sahnede. Bu kez, Afganistan’ın komşuları; artan direniş eylemleri, halkın beklentilerinin karşılanmaması ve ülkenin uluslararası ilgiyi kaybetmesi yüzünden, Devlet Başkanı Hamid Karzai hükümetinin iktidardan düşmesi beklentisi içinde.

Amerika Barış Enstitüsü tarafından hazırlanan bir raporda görüşlerini bildiren Dışişleri Bakanlığı eski istihbarat uzmanlarından Marvin Weinbaum, Karzai hükümetinin ülkede asayişin bozulması yüzünden destek kaybettiğini söylüyor: "Yaşanan bu sorunu, halkı merkezi hükümetten soğutacak olumsuz bir gelişme olarak görüyorum. Çok sevilen bir örgüt olmasa da, ortaya çıkacak sorundan en çok yarar sağlayacak olan taraf, Taleban olacak."

Afganistan, denize erişimi olmayan bir ülke. Pakistan, İran, Çin, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan’la çevrili. Amerikan Kara Kuvvetleri Harp Akademisi’nde Ortadoğu uzmanı Profesör Larry Goodson, Afganistan’ın komşuları açısından hem stratejik, hem de zorlu bir bölgede bulunuyor olmasının, geçmişte hem yararı, hem de zararı olduğunu belirtiyor: "Ülkede çok karışık dini ve etnik gruplaşmalar var. Komşularıyla arasındaki sınırlar korunmasız. Denize erişimi olmamasına rağmen, birbirleriyle ticari ve değer alanlarda ilişki kurmak isteyen ülkelerin arasında bulunuyor. Bu açıdan bakarsanız, Afganistan için Orta ve Güney Asya ile Ortadoğu’nun kesiştiği bir bölgede yeralması hem şans, hem de şanssızlık."

Washington’daki Ortadoğu Enstitüsü’nde görevli Marvin Weinbaum, şimdilik İran ve Pakistan’ın, Afganistan’a yönelik politikalarında temkinli olduğunu ve müdahaleci davranmadığına işaret ediyor. Amerikan ve NATO kuvvetlerinin görev yaptığı Afganistan’ın durumundan, şu anda hiçbir komşu ülke yararlanmaya et çalışmıyor.

Weinbaum, şöyle diyor: "Afganistan’daki durum, bu ülke üzerindeki bölgesel rekabeti de artırmış durumda. Ama komşuları , Afganistan mevcut haliyle tarafsız kalmayı sürdüren ve hiçbir ülkenin nüfuzu altına girmeyen bir ülke konumunu devam ettirdiği sürece bu duruma katlanabilirler."

Afganistan, en uzun sınırlara sahip komşusu Pakistan’la geçmişte oldukça inişli-çıkışlı bir ilişki yaşadı. İslamabat hükümeti, 1980li yıllarda Sovyet işgaline karşı çıkan mücahitlere destek veren kilit ülkeydi. Ancak mücahitler, Sovyet işgali bitince kendi aralarında çatışmaya başladı. 1990’ların başından itibaren ise, iç karışıklıklara sahip bu ülkede Pakistan, yeni bir hükümetin kurulmasına destek verdi. Bu yeni hükümet 1995’te Kabil’i ele geçiren Taleban örgütüydü.

Marvin Weinbaum, Pervez Müşerref liderliğindeki Pakistan’ın, Afganistan’a yönelik çelişkili politika izlediği görüşünde. Bir yandan İslamabat hükümeti, Karzai’ye ve Karzai’nin Afganistan’da istikrarı sağlama çabalarına destek veriyor. Ancak Karzai hükümetinin düşmesi ihtimaline karşı Pakistan, eski mücahit dostlarıyla ilişkiyi koparmayı reddediyor. Bu mücahitlerin arasında Taleban ve hatta El Kaide destekçilerinin bulunması oldukça mümkün: "Bu unsurların varlığı, Pakistan hükümetinin resmi politikasına zarar veriyor. Bir yandan Afganistan’ın başarılı olmasını istiyorlar. Ancak Pakistan’ın kendi sınırları içindeki unsurlar ve kontrol edilemeyen gelişmeler, Kabil’deki merkezi hükümet ve Karzai’yi güç durumda bırakıyor."

Larry Goodson, Devlet Başkanı Müşerref’in, Pakistan ve Afganistan sınırları arasındaki Taleban faaliyetlerini engelleme çabalarının gönülsüz olduğunu belirtiyor. Doğal olarak bu yaklaşım, Afgan lider Karzai’yi hiç memnun etmiyor: "Müşerref, Kabil hükümeti ve Karzai’yle resmen iyi ilişki sürdürme yönünde bir politika izliyor. Bununla birlikte Kandahar’daki Taleban güçlerinin sınırı aşarak, Pakistan’ın Ketta ve Belucistan bölgelerine geçmesine de izin veriyor. Müşerref, Taleban güçlerinin sınır ötesinde güvenli bölgelere sığınmasına izin vermiş. Afganistan ise bu konudaki sessizliğini bozma noktasına geldi ve memnuniyetsizliğini ifade etmeye başladı."

Afganistan’ın diğer komşusu İran’ın ilgisiyse, şu günlerde Irak’ın üzerinde. Larry Goodson, Tahran’ın Afganistan’ı unutmadığını, özellikle de Şiilerin yoğun olarak yaşadığı batı bölgelerindeki gelişmeleri dikkatle izlediğini belirtiyor: "İran, sessiz bir şekilde Afganistan’ın batısını ekonomik açıdan kalkındırmaya çalışıyor. Bölgede İran’la ilgili gizliden gizliye iş ve istihbarat bağlantıları oluşmuş durumda. Sanıyorum, İran daha uzun vadeli bir politika izliyor ve bu politikayla, hem kendi çıkarlarını gözetmeyi amaçlıyor, hem de Pakistan’ın yayılmacılığını önlemeye çalışıyor."

Goodson’a göre Afganistan’ın komşuları; Amerika ve müttefiklerinin, “Büyük Oyun”un güncelleşmiş versiyonunun devreye girmesini, uzun süre engelleyemeyeceğini düşünüyor.


XS
SM
MD
LG