Erişilebilirlik

'Türk - Amerikan İlişkilerinin Geleceği'


Amerika’daki etkili düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi, Türk Amerikan ilişkilerinin iyileştirilmesi için, “Türk – Amerikan İşbirliği Komisyonu” kurulmasını önerdi.

İkili ilişkileri değerlendiren ve çeşitli önerilere yer veren Konsey raporunun yazarları, Washington’da bir toplantı düzenledi. Barış Ornarlı’nın haberi.

Dış İlişkiler Konseyi’nin 15 Haziran tarihli raporunda, Türk Amerikan ilişkilerinin başta Bush yönetiminin Irak’ı işgal etmesi nedeniyle bozulduğuna; daha sonra, Suriye, İran ve İsrail gibi konularda iki ülke arasında görüş ayrılıkları belirdiğine dikkat çekiliyor. Raporda, bu olayların Türkiye’de kaygı verici bir hızla artan Amerikan aleyhtarlığına ve Washington’la Ankara arasında beliren soğukluğa neden olduğu yazıyor.

Amerika’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olan Dış ilişkiler Konseyi, Türk Amerikan ilişkilerinin iyileştirilmesi için iki çizgili bir plan öneriyor: Birinci çizgide, kısa dönemde yapılacaklar – veya güncel anlaşmazlıkların; sorunların giderilmesi var... İkinci çizgideyse Amerika’yla Türkiye arasında, bir “Türk Amerikan İşbirliği Komisyonu” kurulması öneriliyor – yani ilişkileri iyileştirmeyi, zenginleştirmeyi hedefleyen bir mekanizma.

Kısa dönemde atılması önerilen adımları özetlemek gerekirse: Kuzey Irak konusunda, tarafların görüşlerinin açıklığa kavuşturulması, ortak çıkarların belirlenmesi, ve PKK’yla mücadele yolları bulunması isteniyor. Bununla birlikte Amerika’nın Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine destek vermeye devam etmesi ve bu bağlamda, Washington’un Kıbrıs konusunda bazı açılımlarda bulunması öneriliyor. Kıbrıs konusunda Konsey, Ankara’nın, Kıbrıs Eylem Planının uygulanması için girişimlerde bulunulmasını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası tecridine son vermek için bazı adımlar atılmasını öneriyor: Örneğin, Kuzey Kıbrıs’taki Amerikan İrtibat Bürosunun genişletilmesi; Amerikan Deniz Kuvvetlerine bağlı gemilerin Kuzey Kıbrıs limanlarına uğraması; ve ticari ve turistik ilişkilerinin geliştirilmesi öneriliyor. Bunların başında, tabii, Washington’un bir an önce yeni bir Kıbrıs Koordinatörü tayin etmesi isteniyor...

Dış İlişkiler Konseyi, ikinci çizgide atılmasını önerdiği adımlar arasında, bir “Türk Amerikan İşbirliği Komisyonu” kurulmasını istiyor. Üst düzey Türk ve Amerikalı yetkililerden oluşacak bu Komisyonun, yılda iki kere toplanıp, devlet birimleri ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği alanlarını tespit etmekle yükümlü olması öneriliyor. Komisyonun, kurumların işbirliği imkanlarından yararlanmalarını sağlayacak yetkiye de sahip olması öngörülüyor.

Raporun yazarları Steven Cook ve Elizabeth Sherwood Randall, Dış İlişkiler Konseyi’nin Washington’daki bürosunda, birer konuşma yaptılar.

Elizabeth Sherwood Randall, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üye olması, Washington’un diplomatik öncelikleri arasında olmalıdır” diyor. Türkiye’nin Birliğe alınmamasının hem Amerika’nın hem de Avrupa’nın çıkarlarına, stratejik açıdan son derece zararlı olacağını söyleyen Sherwood Randall, bazı Avrupa ülkelerinde Türkiye’nin üyeliği konusunda isteksiz davranılmasının kaygı verici olduğunu belirtti. Bu nedenle, Sherwood Randall, Washington’un Türkiye’nin üyeliği konusunda Avrupalılara “üst düzeyde, ancak gizlilik içinde” telkinde bulunmasının önemli olduğunu vurguladı.

Tabii, burada en önemli konu Kıbrıs... Özetle, uzmanlar, Amerika’nın Irak ve Afganistan gibi meselelere odaklandığı için Kıbrıs sorununun Washington’un öncelikleri arasında yer almadığını belirtiyor. Dış İlişkiler Konseyi uzmanları, Amerika’nın Kıbrıs konusunda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin harekete geçmesini beklememesi gerektiğini ve bu konuda önderlik etmesi gerektiğini düşünüyor. [ ] Uzmanlar, Amerika’nın KKTC’yi tanımak değil; sadece Kuzey Kıbrıs’ın izolasyonuna son verilmesi gerektiğinin altını çiziyor...

Dış ilişkiler Konseyi uzmanları bir başka önemli konuya daha dikkat çekiyor. O da, Türk ve Amerikan askeri ilişkilerinin yeniden canlandırılması... Dış İlişkiler Konseyi Türk Genelkurmay Başkanlığı ile Irak Savaşını yürüten Amerika Merkez Bölge Komutanlığı arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesini, temasın arttırılmasını öneriyor.

Türkiye ile Amerika arasında gerginliğe yol açan en büyük meselenin Kuzey Irak ve PKK olduğunu, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürt milliyetçiliği konusunda kaygıları olduğunu belirten uzmanlar, ancak Amerika’nın Türkiye’nin taleplerini yerine getirmesini beklemediklerini söyledi. Steven Cook, Amerikan ordusunun göreceli olarak daha güvenli olan Kuzey Irak’a, PKK’yla mücadele için asker göndermesini beklemediğini; ve Türkiye’nin istediği gibi Kerkük’ün geleceğine ilişkin önümüzdeki yıl yapılacak referandumun ertelenmesi için baskı yapmayacağını düşünüyor. Cook’a göre, bu, Amerikan birliklerine başından bu yana destek veren Kürtleri rahatsız edecektir...

Bu arada, Türkiye’nin ve Amerika’nın Suriye’ye yaklaşımları arasında fark olduğunu söyleyen Steven Cook, Türkiye - Suriye yakınlaşmasını, Kürt milliyetçiliği konusundaki örtüşen çıkarlarına bağladı. Konferanstan sonra Steven Cook, Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı. İran’ın PKK’ya karşı adımlar atmasını da göz önünde bulundurduğumuzda, Amerika’nın bu konuda harekete geçmemesi, Türkiye’yi, Suriye ve İran’a yakınlaştırıyor mu sorusuna Cook, “Elbette, Kürt milliyetçiliği ve PKK konusundaki kaygıları Türkiye’nin Suriye ve İran’la ilişkilerini geliştirmesine yol açtı” diyor. Bu nedenle Cook, Amerika’nın bu konuda kesin adım atması gerektiğini söylüyor. Ancak, Amerikalı uzman, Irak’taki gerçekleri göz önünde bulundurduğumuzda, Amerika’nın şu anda PKK’ya karşı askeri olarak müdahale edeceğini zannetmediğini belirtiyor.

XS
SM
MD
LG