New York Times, Türkiye’nin Ermeni soykırımı iddiasını reddederek kendi kendine zarar verdiğini öne sürüyor ancak Fransız Parlamentosunun Ermeni soykırımını reddedenlerin cezalandırılması yönünde bir düzenlemeyi gündeme getirmesini de eleştiriyor. Tarihi gerçeklerin yasalarla düzenlenemeyeceğini vurgulayan gazete, Türkiye’nin de soykırım tartışmalarını Türklüğe hakaret olarak algılamasına karşı çıkıyor.
"Türkiye dışındaki ciddi akademisyenlerin büyük bir kısmı, 1914 ile 1923 yılları arasında rejimin desteklediği bir kampanya sonucu bir milyondan fazla Ermeni’nin öldüğünü kabul ediyor. Türkiye’nin konuyla ilgili tartışmaya bile izin vermemekte ısrar etmesi hem komşu Ermenistan’la ilişkilerine hem de Avrupa’nın ve Batının bir parçası olma çabalarına zarar vermektedir. Türkler artık tarihi inkar etmenin kendileri için daha büyük bir tehlike olduğunu anlamalıdır."
Amerikan basını Başkan Bush’un Amerika-Meksika sınırına askeri birlikler yerleştirme kararına geniş yer veriyor. Washington Post ülkeye kaçak işçi akınının önlenmesi için tek başına bu önlemin yetmeyeceğini vurguluyor ve kapsamlı bir reform programının gerekli olduğunu belirtiyor. Başkan Bush’un yaptığı açıklamada bu gerekliliğe değinmesini olumlu bulan gazete, buna rağmen yönetimin gündeme getirdiği yasal düzenlemenin çok yetersiz kaldığını savunuyor.
"Temsilciler Meclisi göçmenlik yasa tasarısını kabul ettiğinde Bush’un buna verdiği tepki çok yetersiz kaldı. Belki buna karşı çıkacak siyasi gücü yok. Bush dün akşamki konuşmasında “Yeni göçmenler, tıpkı daha öncekiler gibi özgürlük hayali için her şeyi riske atan insanlardır. Nereden gelirlerse gelsinler hepsini memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. Bunlar güzel sözler ama şimdi Bush’un bu güveni paylaşma konusunda kendi partisini ikna etmesi gerekiyor."
USA Today Libya’nın teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarılması kararını benzer ülkeler açısından da örnek oluşturabilecek bir adım olarak değerlendiriyor. Uygulanan yaptırımlar ve diplomatik girişimler sonucunda Libya’nın Lockerbie faciası sanıklarını teslim ettiğini, nükleer programından ve teröre destek vermekten vazgeçtiğini hatırlatan gazete, İran ve Kuzey Kore’ye karşı da benzer bir yöntem uygulanabileceğini ifade ediyor.
"Libya’yla ilişkilerin bu kadar uzun bir sürede düzelmesi, İran ve Kuzey Kore’yle sorunların da kısa bir sürede çözülemeyebileceğini gösteriyor. Sorunun çözümü yıllarca süren bir gerginlik, gizli diplomasi, askeri ve siyasi baskılarla mümkün oldu. Fanatik bir liderle uğraşmak sabır ve kararlılık gerektiriyor. Bu, belki İran için uygulanması daha zor bir yöntem olabilir. Yine de, terör çağında Kaddafi gibi bir lideri uluslar arası topluma kazandırmak, Amerikan güvenliği açısından olumlu bir gelişmedir. Bu gelişme İran ve Kuzey Kore için de şimdi olmasa bile gelecekte bir örnek teşkil edebilir."
Christian Science Monitor ise Mısır’daki gelişmelere dikkat çekiyor. Gazete, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in geçen yıl verdiği reform sözlerine rağmen, demokratikleşme yolundan vazgeçmeye başladığını kaydediyor ve Bush yönetimine Mısır’daki demokratik muhalefete destek vermesi çağrısında bulunuyor.
"Amerika, Mübarek’in İsrail-Filistin barış sürecine yardımcı olmayacağından, Amerikan uçaklarının Mısır hava sahasını kullanmasına izin vermeyeceğinden ve Süveyş kanalını Amerikan gemilerine kapatacağından endişe ediyor olabilir. Ancak bütün bu riskler, Amerika’nın böylesine önemli bir Arap ülkesinde demokrasinin yerleşmesine katkı vermesinden daha mı önemlidir? Son yıllarda dünyada bir çok demokratik devrim gerçekleşti ve bunların bir çoğuna Amerika veya Avrupa destek verdi. Bush yönetimi, Mısır’da demokrasiyi savunanlara daha fazla destek vermelidir."
"Türkiye dışındaki ciddi akademisyenlerin büyük bir kısmı, 1914 ile 1923 yılları arasında rejimin desteklediği bir kampanya sonucu bir milyondan fazla Ermeni’nin öldüğünü kabul ediyor. Türkiye’nin konuyla ilgili tartışmaya bile izin vermemekte ısrar etmesi hem komşu Ermenistan’la ilişkilerine hem de Avrupa’nın ve Batının bir parçası olma çabalarına zarar vermektedir. Türkler artık tarihi inkar etmenin kendileri için daha büyük bir tehlike olduğunu anlamalıdır."
Amerikan basını Başkan Bush’un Amerika-Meksika sınırına askeri birlikler yerleştirme kararına geniş yer veriyor. Washington Post ülkeye kaçak işçi akınının önlenmesi için tek başına bu önlemin yetmeyeceğini vurguluyor ve kapsamlı bir reform programının gerekli olduğunu belirtiyor. Başkan Bush’un yaptığı açıklamada bu gerekliliğe değinmesini olumlu bulan gazete, buna rağmen yönetimin gündeme getirdiği yasal düzenlemenin çok yetersiz kaldığını savunuyor.
"Temsilciler Meclisi göçmenlik yasa tasarısını kabul ettiğinde Bush’un buna verdiği tepki çok yetersiz kaldı. Belki buna karşı çıkacak siyasi gücü yok. Bush dün akşamki konuşmasında “Yeni göçmenler, tıpkı daha öncekiler gibi özgürlük hayali için her şeyi riske atan insanlardır. Nereden gelirlerse gelsinler hepsini memnuniyetle karşılıyoruz” dedi. Bunlar güzel sözler ama şimdi Bush’un bu güveni paylaşma konusunda kendi partisini ikna etmesi gerekiyor."
USA Today Libya’nın teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarılması kararını benzer ülkeler açısından da örnek oluşturabilecek bir adım olarak değerlendiriyor. Uygulanan yaptırımlar ve diplomatik girişimler sonucunda Libya’nın Lockerbie faciası sanıklarını teslim ettiğini, nükleer programından ve teröre destek vermekten vazgeçtiğini hatırlatan gazete, İran ve Kuzey Kore’ye karşı da benzer bir yöntem uygulanabileceğini ifade ediyor.
"Libya’yla ilişkilerin bu kadar uzun bir sürede düzelmesi, İran ve Kuzey Kore’yle sorunların da kısa bir sürede çözülemeyebileceğini gösteriyor. Sorunun çözümü yıllarca süren bir gerginlik, gizli diplomasi, askeri ve siyasi baskılarla mümkün oldu. Fanatik bir liderle uğraşmak sabır ve kararlılık gerektiriyor. Bu, belki İran için uygulanması daha zor bir yöntem olabilir. Yine de, terör çağında Kaddafi gibi bir lideri uluslar arası topluma kazandırmak, Amerikan güvenliği açısından olumlu bir gelişmedir. Bu gelişme İran ve Kuzey Kore için de şimdi olmasa bile gelecekte bir örnek teşkil edebilir."
Christian Science Monitor ise Mısır’daki gelişmelere dikkat çekiyor. Gazete, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in geçen yıl verdiği reform sözlerine rağmen, demokratikleşme yolundan vazgeçmeye başladığını kaydediyor ve Bush yönetimine Mısır’daki demokratik muhalefete destek vermesi çağrısında bulunuyor.
"Amerika, Mübarek’in İsrail-Filistin barış sürecine yardımcı olmayacağından, Amerikan uçaklarının Mısır hava sahasını kullanmasına izin vermeyeceğinden ve Süveyş kanalını Amerikan gemilerine kapatacağından endişe ediyor olabilir. Ancak bütün bu riskler, Amerika’nın böylesine önemli bir Arap ülkesinde demokrasinin yerleşmesine katkı vermesinden daha mı önemlidir? Son yıllarda dünyada bir çok demokratik devrim gerçekleşti ve bunların bir çoğuna Amerika veya Avrupa destek verdi. Bush yönetimi, Mısır’da demokrasiyi savunanlara daha fazla destek vermelidir."