Erişilebilirlik

14 Nisan Amerikan Basınından Özetler


İran’ın uranyum zenginleştirdiğini açıklamasına tepkiler sürüyor. USA Today, Tahran’ın bu tavrını Hitler’in Çekoslovakya’yı işgal etmesi ve Sovyetler Birliği’nin Küba’ya füze yerleştirmesi gibi tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriyor. Gelinen noktada hem Amerika’nın hem de İran’ın zor bir tercihle karşı karşıya kaldığı görüşüne yer veren gazete, askeri seçeneğe başvurmadan önce denenmesi gereken yollar olduğunu savunuyor.

"İran’a yönelik bir saldırı İslam alemindeki Amerikan karşıtlığını daha da artıracaktır. Amerikan karşıtlığı zaten şu anda Şiilerle Sünniler, Araplarla Farslar arasındaki çelişkileri ikinci plana itiyor. Aynı şekilde İran içinde de radikal dinci iktidarla Batıyla barıştan yana olan reformcuları da birleştiriyor. Bu nedenle Amerikan karşıtlığı radikal İslam’ın en önemli müttefiki durumunda. İran’ın nükleer silah üretmesini önlemek amacıyla bu ülkeye karşı nükleer silah kullanması, durumu daha da zorlaştıracaktır. Yapılması gereken şey, krizi iyi yönetmek ve önüne geçmektir. Diplomatik yöntemlerle çözülen Küba füze krizi bu konuda iyi bir örnek oluşturuyor."

Christian Science Monitor, İran’ın Birleşmiş Milletler kararına rağmen uranyum zenginleştirmesinin, Amerika’nın bu konudaki politikasına verilen desteği artıracağı yorumunda bulunuyor. Birleşmiş Milletler’in İran’a ekonomik ambargo uygulama kararının Çin ve Rusya tarafından engellenebileceğini hatırlatan gazete, böyle bir durumda Amerika, Avrupa Birliği ve Japonya’nın Tahran’a ekonomik yaptırım kararı alabileceğini kaydediyor.

"İran halkının mollalara yönelik tepkisini artıracak biçimde bir ekonomik yaptırım uygulamak kolay olmayacak. Eğer yanlış tercihler yapılırsa, yaptırımlar Batıya tepkiyle sonuçlanabilir ve Amerika’nın İran’ın nükleer tesislerine saldırması konusunda yeni spekülasyonları da beraberinde getirebilir. Yaptırımlar, savaşı önlemek için uzun süredir kullanılan faydalı bir araç. İran da, ekonomik baskı altında kalırsa daha ciddi müzakereler yürütebilir. Birleşmiş Milletler’in ve Batının önünde zor bir tercih var."

Washington Post ise Avrupa Birliği’nin Beyaz Rusya devlet başkanı Alexander Lukaşenko ile bazı üst düzey yöneticilere yaptırım kararı alırken Türkmenistan devlet başkanı Saparmurat Türkmenbaşı için benzer bir karar almamasını çifte standart olarak tanımlıyor. Avrupa Parlamentosunun Türkmenistan’ı ayrıcalıklı ticari ortak olarak kabul eden bir kararı gündemine aldığını hatırlatan gazete, bu çifte standardı Avrupa’nın Türkmen doğal gazına bağımlı olmasıyla açıklıyor.

"Avrupalı yetkililer, amaçlarının Türkmenistan’dan daha fazla doğal gaz almak olmadığını öne sürüyor. Türkmenistan diktatörünün bazı olumlu adımlar attığını iddia ediyor ve Avrupa’yla insan hakları konusunda bir diyalog başlatma kararını buna örnek gösteriyor. Türkmenbaşı’nı dışlamanın yapıcı bir tavır olmadığını savunuyor. Acaba öyle mi? Herhalde Lukaşenko, bu gerekçeleri inandırıcı bulmakta zorluk çekiyordur."

New York Times, Nepal’de giderek derinleşen siyasi krizin Hindistan ve Çin arasında gerginliğe yol açabileceğini belirtiyor. Ülke yönetiminin Maocu gerillalara geçmesi durumunda Nepal’in bir terör yuvasına dönüşebileceğini yazan gazete, Avrupa ile Amerika’nın bu uzak ülkedeki gelişmelere kayıtsız kalmaması gerektiğini vurguluyor.

"Maocu gerillalar ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ancak durumun bu hale gelmesinin asıl sorumlusu da Kral Gyanendra’dır. Amerika ve Avrupa, anayasada belirtilen yetkilerini aşmaması konusunda kralı uyarmalıdır. Ayrıca gerillaların güçlenmesine neden olan yoksullukla mücadele konusunda da Nepal’e yardım vaadinde bulunmalıdır."

XS
SM
MD
LG