Amerikan Senatosu, göçmenlik yasalarında önemli değişiklikler yapmaya hazırlanıyor. Bunlarda biri de Bush Yönetimi’nin destek verdiği misafir işçi uygulaması...Yeni yasa yürürlüğe girdiği takdirde Amerika’nın son 50 yıldır oluşturduğu en geniş kapsamlı misafir işçi yasası uygulamaya konacak. Amerika’daki bir çok çiftçi, özellikle Meksika’dan gelen iş gücüne muhtaç olduğu için bu projeyi destekliyor.
Bir çok çiftçi, özellikle Meksika’dan gelen işçiler olmasa ülkenin gıda sektörünün önemli bir tehditle karşı karşıya kalacağını savunuyor. Ülkenin batısındaki California eyaletindeki portakal bahçeleri, her yıl büyük oranda yabancı iş gücüne muhtaç. Ancak bu yıl iş gücünün oldukça az olması, California portakal bahçelerini işleten çiftçileri zor durumda bırakıyor.
California’daki Sierra Dağları’nın eteklerinde bulunan Yettem kasabasında serin bir ilkbahar sabahı sırtlarına küfeler bağlayan işçiler portakal ağaçlarına dayadıkları merdivenlere tırmanıyorlar. Bu bölgede portakal bahçelerinde çalışan işçi sayısı, bu yıl oldukça az...Bu nedenle işçiler ağaçlarda çürümeden meyveleri toplayabilmek için haftanın 6, hatta bazen 7 günü çalışmak zorunda...
"Yılın bu aylarında genellikle portakal bahçelerinde yaklaşık 40 ila 50 kişi çalışır" diyor John Stern. Stern, Yettem kasabasındaki portakal bahçelerinden birinin işletmeciliğini yapıyor.
" Şu anda bahçelerde çalışan en kalabalık ekibimizde sadece 20-25 kişi var. Bu nedenle çok zor durumdayız. İş gücünün kısıtlı olması nedeniyle çok sıkıntı çekiyoruz. California’da bir çok çiftçi, özellikle şeftali ve üzüm mevsimi geldiğinde durumun daha da zorlaşacağını, çünkü işçiler için rekabetin artacağını söylüyor. Örneğin bazı işçiler, başka bahçe ya da tarlalarda çalışan arkadaşlarını cep telefonlarıyla arıyor ve buralarda çalışan işçilere daha fazla ücret veriliyorsa ellerindeki işleri bırakıp daha fazla para kazanabilmek için başka tarlalara gidiyor " diye anlatıyor Stern...
California Üniversitesi ekonomi uzmanı Phil Martin, Amerika-Meksika sınırında güvenlik görevlilerinin denetimleri arttırmasının çiftçileri oldukça zor durumda bıraktığını söylüyor. Her yıl Meksika sınırını aşıp Amerika’ya gelen ve daha sonra da ülkelerine geri dönen Meksikalı işçiler artık Amerika’ya yerleşmeye başlıyor. Martin şöyle konuşuyor:
" Amerika’ya kaçak işçi olarak gelen Meksikalıların sayısında fazla bir değişiklik olmuyor. Ancak artık sınırı aşmak, çok daha zorlaştı. Meksikalı işçiler, bu zorluğu aşıp Amerika’ya ayak bastıktan sonra bir daha kolay kolay geri dönmek istemiyor. Amerika’da daha uzun süre kalıyor ve daha uzun vadeli işler arıyorlar. Bu işçiler artık sadece tarlalarda, bağlarda, bahçelerde çalışmak istemiyor, tarım sektörünün dışına yöneliyor. "
İşçiler, inşaat sektöründe tarlalarda kazandıklarının iki katını kazanabiliyor. 22 yaşındaki Margarito, Meksika’dan Amerika’ya geçen yıl gelmiş...Sadece bir sezon üzüm bağlarında üzüm topladıktan sonra eline çekici almış ve inşaat işçisi olarak çalışmaya başlamış:
"İnşaat işi, çok daha istikrarlı...Eğer yağmur yağarsa tarlalarda çalışamıyorsunuz. Bazen bir, hatta iki ay işsiz kalıyorsunuz. Ancak inşaatlarda her zaman işçiye ihtiyaç var.. Tarlalarda da yapılması gereken bir çok iş var ve bu işleri zamanında yapmak için çalışması gereken işçi sayısı, her geçen gün azalıyor" diyor Margarito...
Steve Scaroni’nin şirketi, tarlalarda çalışmak üzere işçi kiralıyor. Scaroni’nin ekipleri, Amerika’nın en büyük hazır salata malzemesi pazarlayan şirketlerinden biri için marul topluyor. Steve Scaroni, siyasetçilere sesleniyor ve tarlalarda çalışan işçilerin giderek azalmasının büyük bir krize yol açabileceği ve bunun da Amerika’nın gıda sektörüne darbe indirebileceği uyarısında bulunuyor:
"Siyasetçilerimiz ne yazık ki tarlalarda kimlerin çalıştığından ve ne gibi işler yapıldığından habersiz...Örneğin siyasetçilerimizin yediği salatalardaki marulları tarlalarda kimler topluyor? Kaldıkları 5 yıldızlı otellerde bulaşıkları, çamaşırları kimler yıkıyor? Bu işleri tabii ki eğitimsiz göçmenler yapıyor. Amerikalılar, bu gibi işleri yapmak istemiyor."
Steve Scaroni, California’daki tarlalarda yetişen ürünleri toplayacak işçi bulamadığı takdirde işini Meksika’da sürdüreceğini söylüyor. Nitekim bazı Californialı çiftçiler, Meksika’da yüzlerce dönümlük tarlalarda tarım yapmaya hazırlanıyor. Bu arada California’daki bazı çiftçiler üzüm yerine toplaması daha kolay olan badem yetiştirmeye başlıyor.
Sierra Dağları’nın eteklerindeki Yettem kasabasında tarlaları ve meyve bahçelerini işletenler, misafir işçi yasası kapsamında bir geçici pilot program oluşturmuş. Bu işletmeciler, önümüzdeki haftalarda Tayland’dan tarlalarda çalıştırılmak üzere 40 işçi getiriyor. Rodolfo adındaki Meksikalı bir işçi, tarlalarda çalışan Meksikalı işçileri burada tutabilmek ve çalışmaların devam etmesini sağlamak için yapılması gereken sadece bir tek şey olduğunu söylüyor:
"Tarlalarda daha fazla işçi çalışmasını istiyorsanız bu işçilere daha fazla ücret vermek zorundasınız. Eğer bu işçiler ellerine yeteri kadar para geçmediğini görürse daha fazla kazanabilecekleri işlere yöneleceklerdir" şeklinde konuşuyor Rodolfo...
Ancak Amerikalı çiftçiler, Meksikalı işçilere daha fazla ücret ödenmesi durumunda bir çok Amerikalının bir kilo portakal almaya bile para yetişitiremeyeceğini söylüyor.
Bir çok çiftçi, özellikle Meksika’dan gelen işçiler olmasa ülkenin gıda sektörünün önemli bir tehditle karşı karşıya kalacağını savunuyor. Ülkenin batısındaki California eyaletindeki portakal bahçeleri, her yıl büyük oranda yabancı iş gücüne muhtaç. Ancak bu yıl iş gücünün oldukça az olması, California portakal bahçelerini işleten çiftçileri zor durumda bırakıyor.
California’daki Sierra Dağları’nın eteklerinde bulunan Yettem kasabasında serin bir ilkbahar sabahı sırtlarına küfeler bağlayan işçiler portakal ağaçlarına dayadıkları merdivenlere tırmanıyorlar. Bu bölgede portakal bahçelerinde çalışan işçi sayısı, bu yıl oldukça az...Bu nedenle işçiler ağaçlarda çürümeden meyveleri toplayabilmek için haftanın 6, hatta bazen 7 günü çalışmak zorunda...
"Yılın bu aylarında genellikle portakal bahçelerinde yaklaşık 40 ila 50 kişi çalışır" diyor John Stern. Stern, Yettem kasabasındaki portakal bahçelerinden birinin işletmeciliğini yapıyor.
" Şu anda bahçelerde çalışan en kalabalık ekibimizde sadece 20-25 kişi var. Bu nedenle çok zor durumdayız. İş gücünün kısıtlı olması nedeniyle çok sıkıntı çekiyoruz. California’da bir çok çiftçi, özellikle şeftali ve üzüm mevsimi geldiğinde durumun daha da zorlaşacağını, çünkü işçiler için rekabetin artacağını söylüyor. Örneğin bazı işçiler, başka bahçe ya da tarlalarda çalışan arkadaşlarını cep telefonlarıyla arıyor ve buralarda çalışan işçilere daha fazla ücret veriliyorsa ellerindeki işleri bırakıp daha fazla para kazanabilmek için başka tarlalara gidiyor " diye anlatıyor Stern...
California Üniversitesi ekonomi uzmanı Phil Martin, Amerika-Meksika sınırında güvenlik görevlilerinin denetimleri arttırmasının çiftçileri oldukça zor durumda bıraktığını söylüyor. Her yıl Meksika sınırını aşıp Amerika’ya gelen ve daha sonra da ülkelerine geri dönen Meksikalı işçiler artık Amerika’ya yerleşmeye başlıyor. Martin şöyle konuşuyor:
" Amerika’ya kaçak işçi olarak gelen Meksikalıların sayısında fazla bir değişiklik olmuyor. Ancak artık sınırı aşmak, çok daha zorlaştı. Meksikalı işçiler, bu zorluğu aşıp Amerika’ya ayak bastıktan sonra bir daha kolay kolay geri dönmek istemiyor. Amerika’da daha uzun süre kalıyor ve daha uzun vadeli işler arıyorlar. Bu işçiler artık sadece tarlalarda, bağlarda, bahçelerde çalışmak istemiyor, tarım sektörünün dışına yöneliyor. "
İşçiler, inşaat sektöründe tarlalarda kazandıklarının iki katını kazanabiliyor. 22 yaşındaki Margarito, Meksika’dan Amerika’ya geçen yıl gelmiş...Sadece bir sezon üzüm bağlarında üzüm topladıktan sonra eline çekici almış ve inşaat işçisi olarak çalışmaya başlamış:
"İnşaat işi, çok daha istikrarlı...Eğer yağmur yağarsa tarlalarda çalışamıyorsunuz. Bazen bir, hatta iki ay işsiz kalıyorsunuz. Ancak inşaatlarda her zaman işçiye ihtiyaç var.. Tarlalarda da yapılması gereken bir çok iş var ve bu işleri zamanında yapmak için çalışması gereken işçi sayısı, her geçen gün azalıyor" diyor Margarito...
Steve Scaroni’nin şirketi, tarlalarda çalışmak üzere işçi kiralıyor. Scaroni’nin ekipleri, Amerika’nın en büyük hazır salata malzemesi pazarlayan şirketlerinden biri için marul topluyor. Steve Scaroni, siyasetçilere sesleniyor ve tarlalarda çalışan işçilerin giderek azalmasının büyük bir krize yol açabileceği ve bunun da Amerika’nın gıda sektörüne darbe indirebileceği uyarısında bulunuyor:
"Siyasetçilerimiz ne yazık ki tarlalarda kimlerin çalıştığından ve ne gibi işler yapıldığından habersiz...Örneğin siyasetçilerimizin yediği salatalardaki marulları tarlalarda kimler topluyor? Kaldıkları 5 yıldızlı otellerde bulaşıkları, çamaşırları kimler yıkıyor? Bu işleri tabii ki eğitimsiz göçmenler yapıyor. Amerikalılar, bu gibi işleri yapmak istemiyor."
Steve Scaroni, California’daki tarlalarda yetişen ürünleri toplayacak işçi bulamadığı takdirde işini Meksika’da sürdüreceğini söylüyor. Nitekim bazı Californialı çiftçiler, Meksika’da yüzlerce dönümlük tarlalarda tarım yapmaya hazırlanıyor. Bu arada California’daki bazı çiftçiler üzüm yerine toplaması daha kolay olan badem yetiştirmeye başlıyor.
Sierra Dağları’nın eteklerindeki Yettem kasabasında tarlaları ve meyve bahçelerini işletenler, misafir işçi yasası kapsamında bir geçici pilot program oluşturmuş. Bu işletmeciler, önümüzdeki haftalarda Tayland’dan tarlalarda çalıştırılmak üzere 40 işçi getiriyor. Rodolfo adındaki Meksikalı bir işçi, tarlalarda çalışan Meksikalı işçileri burada tutabilmek ve çalışmaların devam etmesini sağlamak için yapılması gereken sadece bir tek şey olduğunu söylüyor:
"Tarlalarda daha fazla işçi çalışmasını istiyorsanız bu işçilere daha fazla ücret vermek zorundasınız. Eğer bu işçiler ellerine yeteri kadar para geçmediğini görürse daha fazla kazanabilecekleri işlere yöneleceklerdir" şeklinde konuşuyor Rodolfo...
Ancak Amerikalı çiftçiler, Meksikalı işçilere daha fazla ücret ödenmesi durumunda bir çok Amerikalının bir kilo portakal almaya bile para yetişitiremeyeceğini söylüyor.