Erişilebilirlik

17 Mart Amerikan Basınından Özetler


New York Times, güncellenen ulusal strateji belgesinde, İran’ın Amerika açısından en önemli güvenlik tehdidini oluşturduğu görüşüne yer verildiğini hatırlatıyor ve tam da böyle bir dönemde, Washington’la Tahran arasında görüşmelere başlanmasının büyük önem taşıdığını vurguluyor. Görüşmelerin şimdilik sadece Irak’la sınırlı olacağını kaydeden gazete, diğer konuların da masaya gelmesi için İran’ın iyi niyet gösterisinde bulunması gerektiğini savunuyor:

"Tahran’ın Avrupa’yla aylar boyunca sürdürdüğü kötü niyetli diplomasi sonucunda, İran’ın nükleer maceracılığı şimdi Birleşmiş Milletler’e havale edilmiş durumda. Burada, İran’a karşı uygulanacak uluslararası baskının daha üst biçimleri tartışılıyor. Eğer İran bu konuya gerçekten diplomatik bir çözüm arıyorsa, bütün uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya alarak iyi niyetini göstermelidir."

USA Today ise, önleyici saldırı doktrininin ulusal strateji belgesinde yer alış biçimini eleştiriyor. Bush yönetiminin Irak’ı işgal kararının yanlış istihbarata dayandığını hatırlatan gazete, buna rağmen Irak’ın işgalinin, Amerika’nın güvenliği açısından büyük bir başarıymış gibi gösterilmesine karşı çıkıyor:

"Önleyici saldırı olarak bilinen düşünce, her zaman Amerikan savunma anlayışının bir parçası olmuştur. Ancak Bush yönetimi, bu anlayışı arada bir bahsedilen ve ihtiyaç duydukça başvurulan bir yöntem olmaktan çıkartarak, dış politikanın merkezine oturttu. Sonuçta, Amerika daha güvenli değil, daha güvensiz bir ülke haline geldi. Artık bu anlayışı, Amerika dış politikasında geçmişteki statüsüne koymanın zamanıdır."

Los Angeles Times da, ulusal strateji belgesinde yoksulluk, salgın hastalıklar ve terörle mücadele gibi unsurlara yer verilmesini destekliyor ancak, önleyici saldırı anlayışına karşı çıkıyor. Yapılan yorumda, kitle imha silahları üreten ülkelere karşı nükleer güç kullanma tehdidinin de anlamlı olmadığı ifade ediliyor:

"İran ve Kuzey Kore’yi düşman olarak tanımlayan böyle bir belgede, bu tür ifadeler kullanılması, istenen sonucu sağlamaz. Tam tersine, bu ülkelerin de kendileri açısından caydırıcı bir nükleer güç olma isteklerine meşruiyet sağlar. Bu da Bush’un en büyük tehdit olarak tanımladığı nükleer silahlanmayı daha da hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz."

Washington Post, Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Komisyonu’nun yerine oluşturulan İnsan Hakları Konseyi’ni yetersiz bulmakla birlikte, geçmişe kıyasla bir ilerleme olarak tanımlıyor. Amerika’nın daha gelişkin bir İnsan Hakları Konseyi talebinde haklı olduğunu kaydeden gazete, buna rağmen Washington’un, yeni oluşturulan Konsey’e destek vermesi gerektiğini savunuyor:

"Dışişleri bakanlığının üst düzey yetkilileri, Amerika’nın yeni oluşturulan Konsey’e mali destek vereceğini açıkladı. Amerika’nın Konsey içinde yer alması ve diktatörlükle yönetilen ülkelerin üyeliğine karşı müttefiklerini harekete geçirmesi, insan hakları alanında olumlu gelişmeler sağlayacaktır. Ancak bunun için Birleşmiş Milletler’e düşman olmayan Amerikalı diplomatlar gerekiyor. Sizce, Amerika’nın Birleşmiş Milletler temsilcisi John Bolton, bu tanıma uyuyor mu?"
XS
SM
MD
LG