Başkan Bush’un, Amerika’daki altı büyük limanın işletmesinin Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir şirkete verilmesi yolundaki planları savunması, bir çok gazete tarafından manşetten duyuruluyor.
Washington Post, Bush yönetimine yöneltilen eleştirileri haksız buluyor ve bu konuda Beyaz Saray’a destek veriyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin terörle savaşta Amerika’nın müttefiki olduğunu hatırlatan gazete, limanlarda güvenliğin sağlanmasından işletmeci firmanın değil, Amerika’nın sorumlu olduğunu da vurguluyor:
"Bazı Amerikalı politikacıların Amerika’nın çağdaş dış politika çizgisini anlamakta zorluk çektiğini düşünüyoruz. Ortadoğu’da demokrasinin desteklenmesi, Arap ülkelerinin ekonomik ve siyasi açıdan dünyanın diğer ülkeleriyle entegrasyonunun desteklenmesi anlamına da gelmektedir. Arap şirketlerinin Amerika’yla iş yapmasını teşvik etmekten daha doğru bir yöntem olabilir mi? Kongre üyeleri önyargıyla ve yanlış bilgilerle davrandıkları için bu gerçeği anlamıyor."
New York Times ise Bush’un açıklamasını eleştiriyor ve anlaşmaya itiraz edenlerden yana bir tavır sergiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin terörle bağlantı konusunda şüpheli bir geçmişi olduğunu savunan gazete, limanların Amerika’nın güvenliği açısından büyük önem taşıdığını vurguluyor. Gazetenin yorumunda, limanların devrine hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Kongre üyelerinin itiraz ettiğine dikkat çekiliyor:
"Kongre'de bunu önlemek amacıyla hazırlanan yasa tasarısı, yerinde bir girişimdir. Kongredeki her iki partinin üyeleri de bu girişimi desteklemelidir. Başkan Bush, yanlış bir yola girerek ilk kez veto hakkını kullanmak yerine, böyle bir yasaya gerek kalmadan harekete geçmeli ve limanların devrine ilişkin sözleşmeyi iptal etmelidir."
USA Today, Sudan’ın Darfur bölgesinde yaşanan etnik çatışmalarla on yıl önce Bosna’da yaşanan savaş arasında paralellik kuruyor. Bosna’da Birleşmiş Milletler barış gücünün Boşnakları koruyamadığını hatırlatan gazete, Darfur’da da Afrika Birliği’ne bağlı askerlerin yetersiz kaldığını vurguluyor. Gazete, tıpkı Bosna’daki Sırp, Hırvat ve Boşnak liderlerin Dayton anlaşmasını imzalamaya zorlanması gibi, Sudan’daki tarafların da benzer bir baskıyla karşılaşması gerektiğini savunuyor:
"Afrika’daki çatışmalara müdahalede şimdiye kadar başarılı olunamadı. 90’lı yıllarda Somali’ye yardım götüren Amerikan askerleri, çetelerin saldırısına uğrayınca geri çekilmek zorunda kalmıştı. Birleşmiş Milletler de, Ruanda’daki soykırımı önleyememişti. Ancak tıpkı Bosna’da olduğu gibi, uluslararası toplumun desteklediği bir barış anlaşması çerçevesinde yeterli sayıda ve iyi donatılmış askeri birliklerle, Darfur’daki durum farklı olabilir."
Christian Science Monitor, Amerika’nın Sesi Radyosu'nun eski müdürü John Hughes’ın bir makalesine yer veriyor. Terörle savaşın sadece silahlarla değil düşüncelerle de yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken Hughes, aralarında Türkçe servisinin de bulunduğu çeşitli dillerdeki yayınları kaldırma girişimine karşı çıkıyor. Hughes, askeri operasyonlara milyarlarca dolar harcanırken, bazı yayınların kaldırılmasının ekonomik gerekçelerle açıklanamayacağını yazıyor:
"Eğer teröre karşı silahlı mücadele uzun sürecekse, düşüncelerin mücadelesi de uzun sürecektir. Amerika, dünyanın diğer ülkelerini göz ardı edemez. Sadece Amerika’nın düşmanlarının değil, dostları da Amerikan politikalarının gerekçelerini duymalıdır. Böylesine zor bir dönemde Amerika’nın dünyaya açılan sesi kısılmamalı, tam tersine yükseltilmelidir."