Christian Science Monitor, Başkan Bush’un Birliğin Durumu konuşmasında Amerika’nın petrole bağımlılığıyla ilgili olarak söylediklerini, şimdiye kadar izlediği politikalardan kopması olarak görüyor. Gazeteye göre Bush’un bu politika değişikliğinin nedeni, petrol fiyatlarındaki yükseliş ve petrole bağımlılığın Amerika’nın güvenliği açısından bir tehdit oluşturması:
"İran’ın nükleer silah üretmek amacıyla petrol kartını kullanmasını önlemek için, dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan Amerika, bu tüketimi azaltmalıdır. Bu, Suudi Arabistan’ın petrol paralarını teröristlere vermesini de, Venezuela’nın Amerikan karşıtı rejimleri desteklemesini de, Rusya’nın stratejik bir anlaşmazlıkta petrol ihracatını durdurmasını da, Katrina gibi kasırgaların petrol fiyatlarını artırmasını da önleyecektir. Ayrıca, Amerika’nın Ortadoğu petrollerini güvence altına almak için milyarlarca dolar askeri harcama yapmasına da gerek kalmayacaktır."
Boston Globe ise 1973 petrol krizi sonrasında, dönemin başkanı Richard Nixon’un da Amerika’nın yabancı petrole bağımlılığını azaltma vaadinde bulunduğunu hatırlatıyor, ancak bu sözünü yerine getiremediğini vurguluyor. Gazete, sorunun çözümü için, fazla yakıt harcamayan otomobillerin kullanımının teşvik edilmesini öneriyor:
"Bush, cesur kararlar alabilecek bir lider olduğunu söylüyor, ancak bu enerji politikaları için doğru değil. Amerikalıların petrol tüketimini azaltacak otomobiller kullanmasını sağlamak için, dünyanın bazı bölgelerinde petrol akışını önleyecek sorunlar çıkmasını ve benzin istasyonlarında kuyruklar oluşmasını beklemek gerekmiyor. Ancak Washington’da doğru bir liderlik olmadığı sürece, bu senaryonun gerçekleşmesi ihtimali giderek artıyor."
Washington Post, Amerika’nın eski Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Richard Holbrooke’un BM genel sekreterliği için süren mücadeleyle ilgili bir makalesine yer veriyor. Holbrooke, görev süresi 31 Aralık’ta dolacak olan Kofi Annan’ın yerine kimin geleceği konusunda, büyük bir kulis faaliyeti sürdüğünü belirtiyor. Holbrooke’un saydığı adaylar arasında Kemal Derviş’in de adı geçiyor:
"Birleşmiş Milletler üyesi Asya ülkeleri, Akdeniz kıyılarından Pasifik Okyanusunun güneyindeki adalara kadar uzanıyor. Arap dünyasının büyük bir kısmı ve hatta Türkiye bile, bu grupta yer alıyor. Halen Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın başında olan Kemal Derviş de, herkesin saygı duyduğu mükemmel bir potansiyel aday. Ortalıkta başka isimler de dolaşıyor ama ismi şu ana kadar belirtilmeyen bir başka kişi de genel sekreter olabilir."
Los Angeles Times, Danimarka’da bir gazetenin Hazreti Muhammed’in karikatürlerini basmasıyla başlayan krizi değerlendiriyor. Karikatürlerin Müslümanlara yönelik bir saldırı olduğunu kabul eden gazete, buna karşılık gösterilen aşırı tepkiyi ve Avrupalı yetkililerin bu tepkiler karşısında geri adım atmasını rahatsız edici buluyor:
"Ortadoğu’daki ve Avrupa’daki hükümetler, cesaret kırıcı bir tavır sergiledi. Ortadoğu’daki hükümetler, kendi vatandaşlarının tepkisini Batıya yöneltmeyi başardı. Avrupalı liderler ise, muhtemelen Müslüman göçmenlere yönelik politikalarının yanlışlığını gidermek kaygısıyla, demokratik bir toplumun en temel özgürlüklerinden biri kullanıldığı için özür diliyor."
"İran’ın nükleer silah üretmek amacıyla petrol kartını kullanmasını önlemek için, dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan Amerika, bu tüketimi azaltmalıdır. Bu, Suudi Arabistan’ın petrol paralarını teröristlere vermesini de, Venezuela’nın Amerikan karşıtı rejimleri desteklemesini de, Rusya’nın stratejik bir anlaşmazlıkta petrol ihracatını durdurmasını da, Katrina gibi kasırgaların petrol fiyatlarını artırmasını da önleyecektir. Ayrıca, Amerika’nın Ortadoğu petrollerini güvence altına almak için milyarlarca dolar askeri harcama yapmasına da gerek kalmayacaktır."
Boston Globe ise 1973 petrol krizi sonrasında, dönemin başkanı Richard Nixon’un da Amerika’nın yabancı petrole bağımlılığını azaltma vaadinde bulunduğunu hatırlatıyor, ancak bu sözünü yerine getiremediğini vurguluyor. Gazete, sorunun çözümü için, fazla yakıt harcamayan otomobillerin kullanımının teşvik edilmesini öneriyor:
"Bush, cesur kararlar alabilecek bir lider olduğunu söylüyor, ancak bu enerji politikaları için doğru değil. Amerikalıların petrol tüketimini azaltacak otomobiller kullanmasını sağlamak için, dünyanın bazı bölgelerinde petrol akışını önleyecek sorunlar çıkmasını ve benzin istasyonlarında kuyruklar oluşmasını beklemek gerekmiyor. Ancak Washington’da doğru bir liderlik olmadığı sürece, bu senaryonun gerçekleşmesi ihtimali giderek artıyor."
Washington Post, Amerika’nın eski Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Richard Holbrooke’un BM genel sekreterliği için süren mücadeleyle ilgili bir makalesine yer veriyor. Holbrooke, görev süresi 31 Aralık’ta dolacak olan Kofi Annan’ın yerine kimin geleceği konusunda, büyük bir kulis faaliyeti sürdüğünü belirtiyor. Holbrooke’un saydığı adaylar arasında Kemal Derviş’in de adı geçiyor:
"Birleşmiş Milletler üyesi Asya ülkeleri, Akdeniz kıyılarından Pasifik Okyanusunun güneyindeki adalara kadar uzanıyor. Arap dünyasının büyük bir kısmı ve hatta Türkiye bile, bu grupta yer alıyor. Halen Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın başında olan Kemal Derviş de, herkesin saygı duyduğu mükemmel bir potansiyel aday. Ortalıkta başka isimler de dolaşıyor ama ismi şu ana kadar belirtilmeyen bir başka kişi de genel sekreter olabilir."
Los Angeles Times, Danimarka’da bir gazetenin Hazreti Muhammed’in karikatürlerini basmasıyla başlayan krizi değerlendiriyor. Karikatürlerin Müslümanlara yönelik bir saldırı olduğunu kabul eden gazete, buna karşılık gösterilen aşırı tepkiyi ve Avrupalı yetkililerin bu tepkiler karşısında geri adım atmasını rahatsız edici buluyor:
"Ortadoğu’daki ve Avrupa’daki hükümetler, cesaret kırıcı bir tavır sergiledi. Ortadoğu’daki hükümetler, kendi vatandaşlarının tepkisini Batıya yöneltmeyi başardı. Avrupalı liderler ise, muhtemelen Müslüman göçmenlere yönelik politikalarının yanlışlığını gidermek kaygısıyla, demokratik bir toplumun en temel özgürlüklerinden biri kullanıldığı için özür diliyor."