Erişilebilirlik

Kadınlar Barış İçin Washington'daydı


Ülkesinden uzakta büyüyüp yetişen birçok Afgan kadın gibi Zehra Rasih’in de doğum yeri olan Kabil‘le ilgili anıları, son derece sınırlı. Ancak, yaşamının büyük bölümünü Amerika’da geçiren Zehra Rasih, yine de Afganistan’a karşı büyük bir bağı olduğunu söylüyor.

"Afganistan’a yıllar sonra, ilk kez 1996’da gittim. Amerika’da yüksek lisansımı tamamlamıştım ve doğduğum yere gidip oradaki kadınların, özellikle de mültecilerin durumunu kendi gözlerimle görmek istedim. Pakistan sınırından gizlice Afganistan’a girdim ve orada bir hafta geçirdim " diyor Rasih.

Zehra Rasek, Afganistan’a ikinci seyahatini bundan üç yıl önce, 2003’de yapmış, ancak bu sefer yerleşmeye karar vermiş. Rasih şimdi Afganistan Dışişleri Bakanlığı’nda İnsan ve Kadın Hakları Dairesi’nin başkanlığını yürütüyor. Başlıca görevi, 10 yıl önce Afgan kadınlarını temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakan Taleban rejiminin izlerini silmek ve kadınlara eğitim, sağlık ve iş alanlarında haklarını geri vermek.

" Kadınlar artık eğitim, sağlık ve iş dünyasında haklarını yeniden elde ettiler, hatta fazlasıyla... Eskiye oranla daha aktif hale gelen Afgan kadınlar artık siyasetle de ilgileniyor. Parlamentoda, hükümette ve özel sektörde çalışan kadınların sayısında büyük bir artış var. Ancak başkent Kabil ve diğer büyük şehirler dışında durum farklı. Kırsal kesimde yaşayan kadınlar da aslında kentlerde yaşayanlarla aynı haklara sahip ama onlar daha pasif..." şeklinde konuşuyor...

Zehra Rasek, Afgan kadınların hak ve özgürlüklerini yaşamın her alanında kullanıp sosyal ve siyasal alanda daha aktif rol oynamalarını sağlamanın, kağıt üzerinde birtakım yasaları değiştirmek ve yeni bir anayasa yazmaktan daha zor olduğunu söylüyor ve "Afganistan nüfusunun büyük çoğunluğu, gelenek ve göreneklere bağlı olarak yaşıyor. Örf ve adetler, birçok yerde yasaların yerini alıyor. Bu nedenle öncelikle erkekleri, kadın hakları konusunda eğitmemiz gerekiyor. Erkeklerin kadın hakları savunucusu haline gelmesini sağlamalıyız." diyor.

Sudan’da ise kadın haklarını savunmaya ilişkin bir yasa, bir süre önce yürürlüğe girmiş. Sudanlı kadın hakları savunucusu, hukukçu Samia El Haşimi, bu yasaların bazılarının sadece kağıt üzerinde varolduğunu, hayata geçirilmediğini söylüyor

El Haşimi, "Kadın ve insan hakları, sosyal ve ekonomik haklar, Sudan’da ne yazık ki iyi korunmuyor. Bu alanda yasalar uygulamaya konmuyor. Bu durumun derhal düzentilmesi gerekiyor. Biz kadınlara yasal destek veriyoruz ve hukukla ilgili sorunlarda yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kadınlara karşı ayırımcılık yapan yasaları değiştirmek ve Sudan’da kadın haklarını yaygın hale getirmek de görevlerimiz arasında... " diye açıklıyor.

Irak Ulusal Konseyi üyelerinden Ala Nuri Talabani ise savaş sonrasında düzenlenen yasaların savaştan önce çıkarılanların yerini alması gerektiğini söylüyor ve deavmla şöyle konuşuyor:

" Şeriat yasaları, kadın haklarına karşı kullanılıyor. Biz, bu yasaları değiştirmek için çaba gösteriyoruz. Örneğin töre cinayetleri artık diğer cinayetlerle aynı kategoriye giriyor ve bu cinayetleri işleyenler, yasalar önünde farklı muameleye tabi tutulmuyor. Töre cinayetleri artık mazeret olarak kabul edilmiyor. "

Afganistan’dan Zehra Rasih, Sudan’dan Samia El Haşimi ve Irak’tan Ala Nuri Talabani, bu yılki kadın liderler forumunda Rwanda, Kolombiya, Bosna ve Kırgızistan’dan gelen diğer kadınlarla bir araya geldi. Boston’da düzenlenen Forumun sponsoru, Hunt Alternatives Fund adlı yatırım şirketiydi.

Hunt Alternatives Fund şirketinin Başkan Yardımcısı Miki Jacevic, düzenledikleri forumun amacının, ait oldukları ülkenin siyasi durumu ne olursa olsun, kadın liderleri, kadın hakları konusunda eğitmek olduğunu belirtiyor. Jacevic ayrıca kadınların siyasette daha fazla ağırlık kazanması için de çalışmalar yürüttüklerini söylüyor.

" Örneğin Kolombiya’da, barış ve adaletin ülke çapında yayılması amacıyla çıkarılan yasaya kadınların nasıl daha fazla katkıda bulunabileceği konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Irak’ta yeni hükümetin ve anayasanın kadın haklarını nasıl güvence altına alabileceğine ilişkin projeler üretiyoruz. Afganistan’da ise Afganistan Anayasa Mahkemesi’ne üye olmaya aday kadınlara destek veriyoruz. Gerekli eğitim ve donanıma sahip Afgan kadınların Anasaya Mahkemesi üyesi olabilmeleri için lobi faaliyetinde bulunuyoruz." diyor Jaceviç.

1999 yılında başlayan Kadın Liderler Forumu, Amerikan hükümeti, Birleşmiş Millerler, çeşitli finans kuruluşları ve 50’ye yakın ülkenin sivil toplum örgütlerinden gelen yetkililerin katkılarıyla düzenleniyor. Forumun başkan yardımcısı Miki Jacevic, ülkelerindeki savaş ve çatışma döngüsünü yıkmayı amaçlayan kadınların odak noktası haline geldiklerini ve bu kadın liderlerin ülkelerinde büyük değişikliklere imza atmaya hazırlandıklarını anlatıyor:

" Örneğin Liberya’nın yeni devlet başkanı Ellen Johnson Sirleaf, üç yıl önce faaliyetlerimize katılmıştı. Son derece güçlü bir lider olduğuna inandığım Ellen Johnson Sirleaf, Liberya’nın büyük değişikliklerden geçmesini sağlayacaktır. Bizim üyemiz olan Ellen Johnson Sirleaf, seçim kampanyası sırasında kadınların seçme ve seçilme haklarına son decece büyük önem vermişti." diyor.

Birçok kadın lider, Amerika’da her yıl düzenlenen bu forum sayesinde birbirleriyle işbirliği yapma, farklı kültürlerin deneyimlerinden yararlanma ve küresel ağı güçlendirme fırsatı bulduklarını söylüyor.

XS
SM
MD
LG