USA Today, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in ateşkes öneren tehdit dolu son mesajını değerlendiriyor. İslam dünyasında terörle savaşı Müslümanlığa karşı bir savaş olarak algılayanların arttığına dikkat çeken gazete, Bush yönetiminin yaptığı bazı yanlışların da Bin Ladin’in işine yaradığını vurguluyor.
"Bin Ladin, elinde binlerce Amerikalının kanı bulunan ve daha binlercesini öldürmeyi amaçlayan bir katildir. Bin Ladin’in ölü veya diri yakalanması için yürütülen çabalar sürdürülmelidir. Ancak yaymak istediği düşüncenin etkisizleştirilmesi de en az bunun kadar önemlidir. Bunun için de Müslümanları, yaşadıkları bütün sorunların Amerika’dan kaynaklandığı düşüncesinden uzaklaştıracak bir politika izlenmelidir. Bin Ladin’in mesajı sıradan Amerikalılar için fazla bir şey ifade etmediği gibi, bizim mesajlarımızın da Müslümanlar için fazla bir anlam taşımadığı anlaşılıyor."
Bush yönetiminin mahkeme kararı olmadan Amerikan vatandaşlarının telefonlarını dinlemesine yönelik tepkiler de sürüyor. Beyaz Saray’ın bu uygulamayı savunan son raporunu eleştiren Washington Post, Başkan Bush’un yasal yetkilerini aştığı görüşünde.
"Amerikan vatandaşlarının telefonlarının mahkeme kararı olmadan dinlenmesi ulusal güvenlik açısından gerekli olabilir ve yıllar önce kaleme alınmış yasalar bugünkü modern teknolojiyi kapsamakta yetersiz kalabilir. Ancak bu sorunun çözümü yasama organını hiçe sayarak gizli saklı uygulamalara girmekten değil, gerekli yasal düzenlemeleri yapmaktan geçer. Terörle savaş gibi uzun vadeli ve yeni bir mücadeleye girilmişken, yönetimin yetkilerini aşmamasını garanti altına alacak düzenlemeler yapılması büyük önem taşıyor."
New York Times, Başkan Bush’un Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösterdiği Yargıç Samuel Alito’nun başkanın yetkilerinin artırılmasınısavunan bir hukukçu olduğunu yazıyor. Adaylığının onaylanmasının ülkeyi geriye götüreceğini savunan gazete, Senatoya Alito’yu reddetmesi çağrısında bulunuyor.
"Senatörler için asıl risk, Yargıç Alito’ya karşı çıkmak değil, onun Anayasa Mahkemesi üyeliği lehinde oy kullanmaktır. Eğer Anayasa Mahkemesi aşırı sağın eline geçerse, Amerikan hukuk sistemi ve alışageldiğimiz yaşam tarzı büyük bir darbe yiyecektir. Böyle bir durumda Alito’nun Anayasa Mahkemesi üyeliği için oy kullanan senatörler, onun yerine daha ılımlı ve tarafız birini seçmedikleri için pişmanlık duyacaktır."
Christian Science Monitor Sudan’ın sorunlu bölgesi Darfur’u yeniden gündeme getiriyor. Bölgedeki gerginliğin Sudan ile Çad arasında da sorun yaratmaya başladığını belirten gazete, Afrika Birliği’ne bağlı 2400 kişilik askeri gücün de yetersiz kaldığını vurguluyor.
"Sudan hükümeti Birleşmiş Milletler’in devreye girmesine izin verse bile, hangi ülkeler asker gönderecek? Ayrıca, çok geniş bir bölge olan Darfur’da hava desteği mutlaka gerekiyor. Bu da sadece NATO veya Amerika tarafından sağlanabilir. Ancak NATO, Avrupa dışındaki görevlere pek sıcak bakmıyor. Bütün bu engeller göz önüne alındığında Darfur’u kendi kaderine terk etmek daha kolay bir çözüm gibi görünüyor. Tabii, mülteci kamplarında perişan bir şekilde yaşayan yüz binlerce insanı hesaba katmazsak..."
"Bin Ladin, elinde binlerce Amerikalının kanı bulunan ve daha binlercesini öldürmeyi amaçlayan bir katildir. Bin Ladin’in ölü veya diri yakalanması için yürütülen çabalar sürdürülmelidir. Ancak yaymak istediği düşüncenin etkisizleştirilmesi de en az bunun kadar önemlidir. Bunun için de Müslümanları, yaşadıkları bütün sorunların Amerika’dan kaynaklandığı düşüncesinden uzaklaştıracak bir politika izlenmelidir. Bin Ladin’in mesajı sıradan Amerikalılar için fazla bir şey ifade etmediği gibi, bizim mesajlarımızın da Müslümanlar için fazla bir anlam taşımadığı anlaşılıyor."
Bush yönetiminin mahkeme kararı olmadan Amerikan vatandaşlarının telefonlarını dinlemesine yönelik tepkiler de sürüyor. Beyaz Saray’ın bu uygulamayı savunan son raporunu eleştiren Washington Post, Başkan Bush’un yasal yetkilerini aştığı görüşünde.
"Amerikan vatandaşlarının telefonlarının mahkeme kararı olmadan dinlenmesi ulusal güvenlik açısından gerekli olabilir ve yıllar önce kaleme alınmış yasalar bugünkü modern teknolojiyi kapsamakta yetersiz kalabilir. Ancak bu sorunun çözümü yasama organını hiçe sayarak gizli saklı uygulamalara girmekten değil, gerekli yasal düzenlemeleri yapmaktan geçer. Terörle savaş gibi uzun vadeli ve yeni bir mücadeleye girilmişken, yönetimin yetkilerini aşmamasını garanti altına alacak düzenlemeler yapılması büyük önem taşıyor."
New York Times, Başkan Bush’un Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösterdiği Yargıç Samuel Alito’nun başkanın yetkilerinin artırılmasınısavunan bir hukukçu olduğunu yazıyor. Adaylığının onaylanmasının ülkeyi geriye götüreceğini savunan gazete, Senatoya Alito’yu reddetmesi çağrısında bulunuyor.
"Senatörler için asıl risk, Yargıç Alito’ya karşı çıkmak değil, onun Anayasa Mahkemesi üyeliği lehinde oy kullanmaktır. Eğer Anayasa Mahkemesi aşırı sağın eline geçerse, Amerikan hukuk sistemi ve alışageldiğimiz yaşam tarzı büyük bir darbe yiyecektir. Böyle bir durumda Alito’nun Anayasa Mahkemesi üyeliği için oy kullanan senatörler, onun yerine daha ılımlı ve tarafız birini seçmedikleri için pişmanlık duyacaktır."
Christian Science Monitor Sudan’ın sorunlu bölgesi Darfur’u yeniden gündeme getiriyor. Bölgedeki gerginliğin Sudan ile Çad arasında da sorun yaratmaya başladığını belirten gazete, Afrika Birliği’ne bağlı 2400 kişilik askeri gücün de yetersiz kaldığını vurguluyor.
"Sudan hükümeti Birleşmiş Milletler’in devreye girmesine izin verse bile, hangi ülkeler asker gönderecek? Ayrıca, çok geniş bir bölge olan Darfur’da hava desteği mutlaka gerekiyor. Bu da sadece NATO veya Amerika tarafından sağlanabilir. Ancak NATO, Avrupa dışındaki görevlere pek sıcak bakmıyor. Bütün bu engeller göz önüne alındığında Darfur’u kendi kaderine terk etmek daha kolay bir çözüm gibi görünüyor. Tabii, mülteci kamplarında perişan bir şekilde yaşayan yüz binlerce insanı hesaba katmazsak..."