Erişilebilirlik

29 Aralık 2005: Muhalefet Liderinin Tutuklayan Mübarek Hükümetine Eleştiriler


Amerikan basınında Mısır devlet başkanı Hüsnü Mübarek’i hedef alan yorumlar bugün de sürüyor. Washington Post, evrakta sahtecilik suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına mahkum edilen muhalif lider Ayman Nur’un serbest bırakılması talebinin Kahire tarafından reddedildiğini hatırlatıyor. Gazete, Bush yönetiminden tepkisini sadece sözle değil, eylemle de göstermesini istiyor ve Amerika’nın Mısır’a yılda 1.8 milyar dolar yardım yaptığını hatırlatıyor:

"Bush, ilk olarak Mısır’la yürütülen serbest ticaret anlaşması görüşmelerini askıya almalıdır. Ayrıca, başta askeri yardımlar olmak üzere Mısır’a yapılan yardımlar da gözden geçirilmelidir. Amerika ile Mısır arasındaki ilişkilerde değişikliğe gidilmesi, Washington’da Bush’un demokrasi projesini hiç benimsememiş bazı kesimlerin tepkisine yol açacaktır. Ancak Kongrenin bu konudaki düşüncesi artık değişmeye başladı bile."

New York Times da Ayman Nur hakkındaki suçlamaların asılsız olduğunu savunuyor ve Hüsnü Mübarek’i demokrasiyi içine sindirememiş olmakla suçluyor. Gazete, Bush yönetiminin Kahire’ye yönelik baskısını sürdürmesi çağrısında bulunuyor:

"Bush yönetimi, Mısır’da göstermelik de olsa demokratik açılımlar yapılması için Mübarek’e baskı yapmakta haklıydı. Aynı biçimde, Beyaz Saray’ın, Ayman Nur hakkında verilen kararın hemen ardından serbest bırakılması çağrısı yapması, son derece doğruydu. Eğer Mübarek bu çağrıyı dikkate almazsa, baskıcı yönetimini sürdürmek için kullandığı ve Amerikalı vergi mükelleflerinin ödediği 2 milyar dolarlık mali ve askeri yardımın iptali de gündeme gelmelidir."

Christian Science Monitor’de ise, Brendan O’Neill imzalı bir makale dikkat çekiyor. Makalede, Avrupalı politikacıların ve yazarların Orhan Pamuk hakkında “Türklüğü aşağılamak” açılan suçlamasıyla açılan dava nedeniyle Ankara’ya büyük baskı uyguladığı belirtiliyor. Ancak soykırımı reddettiği için Avusturya’da tutuklanan İngiliz tarihçi David Irving konusunda sessiz kalınması eleştiriliyor ve her iki davanın da ifade özgürlüğü kapsamında ele alınması gerektiği vurgulanıyor:

"Eğer ifade özgürlüğüne gerçekten inanıyorsak, en az Pamuk’u savunduğumuz kadar Irving’i de savunmalıyız. Bu, onların ne söyledikleriyle ilgili bir şey değil. Onların bu sözleri söyleyebilme hakkıyla ilgili bir şey. İfade özgürlüğü, sadece kabul edilebilir bulduğumuz görüşlerin ifade edilmesi özgürlüğü değildir. Her türlü düşünce için özgürlük demektir. Bu temel özgürlüğe gölge düşürdüğü için hem Türkiye, hem de Avusturya kınanmalıdır."

Başkan Bush’un Amerikan vatandaşlarının gizlice dinlenmesi yönündeki talimatıyla ilgili tartışmaların sürdüğü bir dönemde Boston Globe, Yüksek Mahkeme üyeliğine atanan Samuel Alito’nun bu konudaki görüşlerini sorguluyor. Alito’nun yeni görevine başlaması için Senatodan onay alması gerektiğini hatırlatan gazete, senatörlerin Alito’ya özellikle yürütmenin yetkilerinin sınırı konusunda soru yöneltmesini istiyor:

"Başkanın yetkileri konusunda son sözü söyleyecek kurum Yüksek Mahkeme olduğu için, yürütmenin gücünü dengeleyen bu yargı kurumunda bağımsız düşünebilen insanlar görev yapmalıdır. Senato da, ancak bu konuda yeterince hassas davranacağını kanıtlaması durumunda, Alito’nun atanmasını onaylamalıdır."

XS
SM
MD
LG