Erişilebilirlik

8 Aralık 2005: Gizli Cezaevi İddiaları ABD'yi Güç Durumda Bıraktı


Washington Post CIA’nin yabancı tutukluları sorgulamak için Amerika dışında gizli cezaevleri kurduğu iddialarının üzerine gidiyor ve bu cezaevlerinde işkenceyi yasaklayan uluslar arası sözleşmelerin ihlal edildiğini belirtiyor. Gazete, Bush yönetiminin yabancı tutuklulara uygulanan muamelenin işkence olmadığı yönündeki iddiasını reddediyor ve aynı yöntemlerin Amerikan topraklarında Amerikan vatandaşlarına uygulanamayacağını savunuyor.

"Amerika’nın insan haklarını ihlal etmesine son vermenin tek yolu, bütün tutuklulara zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamelenin bir yasayla yasaklanmasıdır. Yönetimin bütün açıklamalarına rağmen ısrarla karşı çıktığı ve Senatör John McCain tarafından hazırlanan yasa önerisinin amacı da budur. Beyaz Saray’ın da çok iyi bildiği gibi, bu öneri Kongrede büyük destek görmektedir. Başkan bush’un bu yasa önerisini kabul etmesi halinde, ne CIA’in yabancı ülkelerde gizli cezaevleri kurmasına ne de kabine üyelerinin yaptıkları açıklamalarda bu kadar dikkatli kelimeler seçmesine gerek kalacaktır."

Los Angeles Times da, CIA’in uyguladığı yöntemlerin Avrupa ile Amerika arasındaki ilişkilerin gerilmesine yol açtığını belirtiyor. CIA ajanları tarafından Makedonya’da tatildeyken Afganistan’a kaçırılan ve yanlışlıkla kaçırıldığı anlaşıldıktan sonra serbest bırakılan Alman vatandaşı Halid Masri örneğini hatırlatan gazete, dışişleri bakanı Condolleeza Rice’ın Almanya başbakanı Angela Merkel’le yaptığı görüşmede bu konunun da gündeme geldiğini aktarıyor:

"Rice’in işkence konusundaki açıklamaları hem ikna edici değil hem de ters tepki oluşturuyor. Rice, İran, Suriye ve Kuzey Kore konularında mantıklı ve çok yönlü ortak politikalar geliştirilmesine katkıda bulunarak Irak savaşı nedeniyle bozulan Amerika-Avrupa ilişkilerinin düzeltilmesi için bütün Amerikalı yetkililerden daha fazla çaba harcadı. Rice, Avrupa’daki karşılanma biçimini ve Bush yönetimine duyulan tepkiyi gördükten sonra, belki Amerika’ya döndüğünde Bush’u da mantıklı ve çok yönlü bir yaklaşıma ikna edebilir."

USA Today, Irak’ın işgali konusunda Amerikan kamuoyunda yaşanan bölünmeyi Bush yönetiminin inandırıcılıktan uzak açıklamalarına bağlıyor. Gazete, bu nedenle Başkan Bush’un Irak’ta yeniden inşa çabalarının beklendiği kadar hızlı gelişmediği yönündeki son açıklamasını yeni bir strateji arayışının başlangıcı olarak nitelendiriyor:

"Bush, inandırıcılık konusunda bir ilerleme sağlamış olsa da, bu sorunu çözmüş değil. Yine de Bush’un yeni şekillenmeye başlayan planı daha gerçekçi bir hedefe yönelebilir. Bu hedef de, Irak’ın bir terör yuvası olmaktan çıkarak göreceli bir istikrara kavuşmasıyla birlikte, Amerikan askerlerinin sadece olağanüstü durumlarda devreye gireceği bir ortamın oluşturulmasıdır. Belirlenen hedef hala abartılıyor olsa da, yol haritası giderek daha da netleşiyor."

Christian Science Monitor, Pazartesi günü Malezya’da düzenlenen Asya ülkeleri zirvesini değerlendirdiği makalede, Amerika’nın bu zirveye davet edilmediğine dikkat çekiyor. Japonya ve Avustralya gibi müttefiklerin de Amerika’yı bu zirveden dışlama çabasına destek verdiğini kaydeden gazete, Washington’un bölgedeki etkinliğinin azaldığı yorumunda bulunuyor:

"Bu tür zirveler, Amerika açısından bir tehdit oluşturuyor. Amerika’nın Asya’daki müttefiklerinin artık bölgesel arabulucu olarak Washington’a bağımlı olmaktan çıkabileceğinin işaretini veriyor. Irak’la meşgul olan Bush yönetimi, Asya’ya gereken önemi vermedi. Bölge ülkeleriyle ilişkileri geliştirme fırsatlarını kullanamadı ve Çin’in izlediği kurnaz dış politika yerine sadece askeri gelişimini dikkate aldı. Amerikalılar, giderek hızlanan Asya treninin dışında kalmamalıdır."

XS
SM
MD
LG