Erişilebilirlik

AIDS Anneden Bebeğe Nasıl Bulaşıyor


AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün yayılma yollarından biri, HIV virüsü taşıyan ve tedavi görmeyen hamile bir kadının, virüsü, doğmamış bebeğine bulaştırmasıdır. Ancak şimdiye kadar HIV virüsü taşıyan hamilelerin virüsü bebeklerine nasıl bulaştırdıkları, tam olarak bilinmiyordu. Açıklığa kavuşmayan bir başka konu daha vardı: HIV virüsü taşıyan bazı anne adayları, bebeklerine virüsü bulaştırırken bazılarıysa bulaştırmıyordu. Yeni yapılan bir araştırma HIV virüsü taşıyan hamile kadınların, virüsü, bebeklerine doğum sırasında bulaştırdığını ortaya koydu. Uzmanlar, bunu engellemenin tek yolunun hamile kadınların bebeklerini, normal doğum başlamadan önce, sezeryanla dünyaya getirmeleri olduğunu söylüyor.


Bebeklerin HIV virüsüyle doğması, tüm dünyada karşı karşıya kalınan son derece büyük bir sorun. İstatistikler, her yıl yarım milyon bebeğin HIV virüsüyle doğduğunu gösteriyor. Uzmanlar, normal doğum sırasında meydana gelen kanamaların HIV virüsünün anneden bebeğe geçme ihtimalini arttırdığı konusunda görüş birliği içindeydi ancak bazı bebeklerin doğum sonrasında yapılan testlerde HIV negatif sonuç vermeleri, bu tezin tamamıyla doğru olmadığını gösteriyordu. Bilim adamları ayrıca bebeklerin anne rahminde, bebeğin besin kaynağı olan plasenta adı verilen zarın içinde bulunması nedeniyle anne vücudundaki zararlı organizmalardan korunduğunu söylüyor. Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Profesör Doktor Steve Meshnick, HIV virüsü taşıyan hamile kadınların, virüsü, bebeklerine doğum sırasında bulaştırdıklarını doğruluyor: "Doğum başladığı andan itibaren plasenta adı verilen, bebeğin içinde bulunduğu zarda yırtılmalar meydana geliyor. Bu nedenle annenin ve bebeğin kanı, birbirine karışıyor. HIV virüsü kanda bulunduğu için de anne, bebeğine virüsü doğum sırasında bulaştırıyor."

Bebeklerin plasentadaki yırtılmalar yüzünden HIV’li annelerinden virüs kaptığı tezini kanıtlamak için uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip 2003 yılında Afrika’nın güneyindeki Malawi’de HIV virüsü taşıyan 149 hamile kadın üzerinde araştırma yaptı. Uzmanlar, her hamilenin göbek bağı kanındaki PLAP adı verilen protein miktarını ölçtü. Profesör Meshnick, PLAP proteininin boyutunun büyük olması sebebiyle plasentayı tek başına aşmasının mümkün olmadığını söylüyor. Ancak Meshnick, göbek bağı kanında fazla miktarda PLAP proteini bulunmasının, bebeklerin annelerinden HIV virüsü kapma olasılığının yüksek olduğunu gösterdiğini belirtiyor. Uzmanlar, anne ve bebeğin kanının, doğum başladığı sırada plasentanın anne rahminden ayrıldığı ve bazı yırtılmalar meydana geldiği sırada karıştığını öne sürüyor. Doktor Meshnick, HIV’li annelerin virüsü bebeklerine bulaştırmamalarının ancak sezeryanla doğum sayesinde mümkün olabileceğini söylüyor:

Eğer HIV virüsü taşıyan anneler doğum başlamadan önce bebeklerini sezeryanla dünyaya getirirlerse bebekler HIV virüsünden korunmuş olur. Ancak eğer HIV’li bir anne, normal doğum sırasında meydana gelen acil bir durum nedeniyle sezeryana alınır ya da doğum başladıktan sonra sezeryan olursa HIV virüsünü bebeğine bulaştırma riski artar.

Doktor Meshnick ayrıca normal doğum yapacak HIV’li bir kadının döl yolunun sterilize edilmesinin de bebeği korumak için alınan bir önlem olamayacağını vurguluyor.

Bir diğer gelişme de HIV virüsü kaptığından şüphelenen kişilerin evlerinde uygulayabilecekleri yeni bir test. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, evde yapılacak yeni AIDS testini onaylamaya hazırlanıyor. Evde yapılan hamilelik testlerine benzeyen bu yeni AIDS testinin daha fazla kişiyi AIDS testi olmaya teşvik etmesi umuluyor. Amerika’da şu anda piyasada olan ve evde uygulanan bir AIDS testi bulunuyor. Ancak bu testi yapan kişiler, sonuçları almak için testi bir laboratuvara göndermek ve en az bir hafta beklemek zorunda. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin onay vermeye hazırlandığı yeni AIDS testiyle sonucu 20 dakika içinde öğrenmek mümkün olacak.. HIV virüsü testleri uzmanı olan Doktor Elliot Cowan, yeni AIDS testinin evde yapılan hamilelik testlerine benzediğini söylüyor: "Yeni AIDS testi, küreğe benzeyen küçük bir aletten ibaret. Bu aleti ağzınıza alıp alt ve üst diş etlerinize sürüyorsunuz. Sonra da test paketiyle birlikte gelen ve içinde özel bir sıvı bulunan kavanoza yerleştiriyorsunuz. 20 dakika sonra test sonucunu okumanız mümkün. Eğer aletin ucunda bir çizgi belirmişse bu, HIV virüsü taşımıyorsunuz demektir. Ancak iki çizgi görürseniz, bu HIV virüsü taşıdığınız anlamına geliyor."

HIV virüsü taşıyan 1 milyon Amerikalıdan yaklaşık 300 bininin taşıyıcı olduklarını bilmediği sanılıyor. Amerika Gıda ve İlaç Dairesi’nden Doktor Elliot Cowan, bu yeni test sayesinde bir çok kişinin HIV virüsü taşıyıp taşımadığını öğreneceğini ve bu şekilde halk sağlığını koruma yolunda büyük bir adım atılacağını söylüyor: "HIV virüsünün insandan insana bulaşmasını engellemenin yollarından biri de HIV virüsü taşıdığından şüphelenen kişilere test yapılması ve bu kişilerin durumları hakkında bilgi sahibi olmasıdır."

Uzmanlar, sonuçları son derece çabuk veren bu yeni AIDS testinin bir çok kişiyi cesaretlendireceği kanısında...HIV virüsü taşıyıp taşımadığını öğrenmek isteyen bir çok kişi, uzun ve stresli olması nedeniyle test yaptırmaktan vazgeçiyor. Oysa evde yapılacak yeni test, bu stresli süreci sona erdiriyor. Başkent Washington’da AIDS hastalığıyla ilgili hizmetler sunan ve HIV testleri uygulayan bir merkez olan Whitman-Walker Kliniği’nden Kim Mills, anlatıyor: "Bazı kişiler, HIV virüsü taşıdıklarına inanmıyor. Bazılarıysa taşıyıcı olup olmadıklarını öğrenmek bile istemiyor. Ancak AIDS’ten kaçamazsınız. Halk sağlığını korumak ve herşeyden önemlisi kendi sağlığınızı düşünmek için durumunuz hakkında bilgi sahibi olmalısınız."

Ancak bazı uzmanlar, evde tek başına uygulanan AIDS testinin tehlikeli olabileceğinden kaygı duyuyor...Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nden Doktor Elliot Cowan, bu konuda uyarıda bulunuyor: "Böyle bir testin çok ciddi psikolojik etkileri olabilir. Örneğin bir kişi testi evde tek başına uygular ve HIV virüsü taşıdığını öğrenirse, bu kişinin o anda yaşamına kendi elleriyle son verebileceğini de düşünmemiz gerekiyor."

Doktor Cowan, bir başka riskin de kişilerin birbirlerini test yapmaya zorlaması olduğunu söylüyor: "Örneğin bir sağlık sigortası şirketi, müşterilerini; bir işveren, çalışanlarını; bir ebeveyn, çocuğunu ya da eşler birbirlerini test yaptırmaya zorlayabilir. Bu olasılıkları ciddiye alıyoruz ve büyük bir titizlikle değerlendiriyoruz. Böyle bir AIDS testinin eczanelerde reçetesiz olarak satılabilmesine onay vermeden önce toplumun tepkilerinin ne olacağını çok iyi araştırmak zorundayız."

Whitman-Walker AIDS Kliniği’nden Kim Mills ise bu ürünü onaylamadıklarını söylüyor. Bunun nedeni, testin sadece belirli bir zaman çerçevesi içinde doğru sonuç vermesi: "İnsanların şunu çok iyi anlaması gerekiyor: bir gece prezervatif kullanmadan cinsel ilişkide bulunup, sabah da testi yaparak HIV virüsü kapıp kapmadığınızı öğrenemezsiniz. HIV virüsünün vücudunuzda kendini göstermesi için aradan 3 ila 6 ay geçmesi gerekiyor."

Kim Mills ayrıca HIV taşımadığını öğrenenler için de aslında konunun kapanmadığını, herkesin virüsü kapmamak için neler yapmak gerektiği konusunda bilgi edinmesinin önemli olduğunu dile getiriyor.

XS
SM
MD
LG