Erişilebilirlik

BM Beş Suriyeli'yi Sorgulayacak


Suriye, Birleşmiş Milletler’in Hariri suikastiyle ilgili olarak 5 Suriyeli yetkiliyi sorguya çekmesine izin verdi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid Muallim, Suriyeli yetkililerin ifadesinin Birleşmiş Milletler’in Viyana’daki merkezinde alınacağını belirtti ancak tarih vermedi.

Suriyeli bakan yardımcısı, kişi hakları ve ülke egemenliğine saygı gösterileceği sözü verilmesi üzerine Birleşmiş Milletler’in talebini kabul ettiklerini de sözlerine ekledi.

Birleşmiş Milletler sözcüsü, Suriye ile anlaşmaya varıldığını doğruladı.

Birleşmiş Milletler, aralarında Devlet Başkanı Beşar Esad’ın eniştesi olan askeri istihbarat dairesi başkanı General Asıf Şevket dahil 6 yetkiliyi sorgulamak istediğini bildirmişti.

Suriye'ye İşbirliği Çağrısı

14 Şubat günü Beyrut’ta, Refik Hariri’nin bindiği aracın yanında patlayan bomba, kendisiyle birlikte 16 kişinin ölümüne yol açtı. Suikastten hemen sonra dikkatler, Suriye’ye yöneldi. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir soruşturma, aralarında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kayınbiraderi Asıf el-Şevket’in de bulunduğu 6 kişinin adını öne çıkardı.

Soruşturma raporunun açıklanmasının ardından, Suriye suçlamaları reddetti ve Birleşmiş Milletler’le iş birliği yapacağını duyurdu. Ancak Şam hükümetinin iki açıklaması da uzmanlarca inandırıcı bulunmadı.

Suriye yıllardır, Lübnan’ın içişlerine en ağır biçimde müdahale ediyor. Washington’daki Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Daniel Byman, Suriye’nin Lübnan’daki müdahalesinin, Hariri suikastını doğurduğunu söylüyor: "Suriye Lübnan’ı arka bahçesi olarak görüyor ve zaman zaman müdahalede bulunabileceğini düşünüyor. Bundan dolayı Şam hükümeti, Lübnan’da aşırı derecede kışkırtıcı hareketlere girişmekten kaçınmadı. Son 20 yıl içinde çekinmeden çok sayıda önde gelen Lübnanlıyı öldürttü. Suriye’nin Hariri suikastından da bir yaptırım görmeden kurtulabileceğini düşünmesi oldukça normaldi."

Suriye 1970 yılından 2000 yılına kadar Hafız Esad tarafından yönetildi. Baba Esad, acımasız ve aynı zamanda da kurnaz bir yöneticiydi. Azınlıktaki Alevi topluluğunun bir üyesi olmakla birlikte ülkeyi uzun süre yönetti ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan Sünni Araplara baskı uyguladı. Suriye uzmanı tarihçiler, beş yıl önce ölen eski Suriye devlet başkanının, nerede başlayıp nerede durması gerektiğini bilen bir lider olduğunu söylüyor.

Washinton Yakın Doğu Araştırmaları Merkezi’nden David Makovsky, Hafız Esad’ın oğlu Beşar’ın bu özelliklerden yoksun olduğunu belirtiyor: "Beşar nerede risk alacağını bilmiyor. Hafız ise kendini böyle bir durumda bırakmaz, uluslararası toplumun tepkisini asla üzerine çekmezdi. Bu olanlar sadece Beşar’ın ne kadar deneyimsiz olduğunun bir işareti."

Birleşmiş Milletler tarafından Hariri suikastın incelemekle görevlendirilen Alman savcı Detlev Mehlis, soruşturmasını 15 Aralık gününe kadar tamamlamak istiyor. Bu amaçla Mehlis, soruşturmada adı geçen 6 Suriyeliyi sorgulamak istiyor. Suriye’yse bu sorgulamanın kendi sınırları içinde yapılmasını istiyor.

Şam hükümeti kısa bir süre önce bu kişilerin sorgulanması konusunda bir anlaşmaya varılması için, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın yardımını istedi. Washington’daki Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nden Edward Walker, Beşar Esad ve çevresindekilerin işbirliğinden kaçındığını söylüyor: "Suriye, Detlev Mehlis’in taleplerini karşılaması ve soruşturmada adı geçen kişileri sorgulanmak üzere ülke dışına göndermesi durumunda, bu kişilerin tutuklanmasından, Lübnan’da yargılanmasından, hatta bir tür uluslararası mahkemeye sevk edilmesinden kaygı duyuyor. Beşar Esad kendi aile fertlerini tutuklattırıp mahkemeye gönderemez. Aksi takdirde, kendi yetkilerini kısmış ve hükümeti istikrarsızlığa sürüklemiş olur. Üstelik aile içinde bir darbeye bile maruz kalabilir."

Birleşmiş Milletler Suriye’nin Mehlis soruşturmasında işbirliği yapmaması durumunda bu ülkeye yaptırım uygulayabilir. Ancak Washington Yakın Doğu Araştırmaları Merkezi’nden Makovsky, asıl amacın Suriye’deki halkı değil, yönetimi cezalandırmak olması gerektiğinin altını çiziyor: "Eğer gerçekten yaptırımlar olacaksa, bunların bir tür ‘akıllı yaptırım’, yani suçsuz halkı değil, Şam hükümetindeki unsurları cezalandıran yaptırımlar olması gerek. Örneğin, yönetimdeki bu kişilerin yurtdışındaki hesapları dondurulabilir, yurtdışına çıkışları yasaklanabilir."

Profesör Byman, Suriye’nin Birleşmiş Milletler’le işbirliği yapmak dışında hiçbir çıkış yolu olmadığı görüşünde. Suriye Birleşmiş Milletler ve Amerika’nın tepkisini çekmiş olmasına rağmen, Fransa ve diğer Avrupa Birliği devletleri tarafından kınanmadı. Üstelik Şam hükümeti, Avrupa Birliği’nin ekonomik yardımlarına muhtaç durumda. Ancak bu konudaki görüşmeler, Hariri suikastından sonra kesilmiş durumda.

Çok sayıda uzman da, Hariri suikastında payı olduğu iddia edilen Suriye’nin artık koşulları geri dönülmez biçimde değiştirdiği görüşünde. Genel kanıysa, gelişmelerin, 1970’ten beri süregelen Esad rejimini bir sona taşıyacağı ve Suriye’de daha demokratik bir hükümetin kurulabileceği yönünde.


XS
SM
MD
LG