Erişilebilirlik

AB'den Türkiye'ye Üçüncü Rapor


Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye açısından iki önemli belgeyi açıklıyor. İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklığı Belgesi, Ankara – Brüksel hattındaki ilişkilerin seyrinin alacağı yön açısından önem taşıyor.

Avrupa Birliği Komisyonu, her yıl yayımlanan İlerleme Raporu ve üçüncüsü yayımlanacak olan Katılım Ortaklığı Belgesi’ni açıklıyor. İlerleme Raporu, Türkiye’nin geçtiğimiz yıldan bu yana Avrupa Birliği kurallarına uyum çerçevesinde götserdiği performansı detaylı bir şekilde ortaya koyarak ülkenin fotoğrafını çekiyor. Katılım Ortaklığı Belgesi ise kısa ve orta vadede Avrupa Birliği’nin Türkiye’den ilerleme kaydetmesini istediği unsurları içeriyor.

İlerleme Raporu’nda, Türkiye açısından çok büyük bir sürpriz yok. Türkiye’nin çoğu ülke tarafından “inanılmaz derecede hızlı” olarak nitelendirdiği reformları gerçekleştirdiği 2004 yılıyla, Brüksel’de “Ankara’nın rehavet yılı” olarak nitelenen 2005 yılı arasındaki farklılık İlerleme Raporu’nda da hissediliyor. Raporun ana mesajını ise “Reform süreci yavaşladı, uygulamada pürüzler var” oluşturuyor.

Türkiye’de siyasi değişimin sürdüğüne vurgu yapan Komisyon, Kopenhag kriterlerinin yeterli düzeyde yerine getirilmeye devam ettiğinin altını çiziyor. Buna karşın 2005’te değişimin hızının düşmesi ve bu düşüşün en belirgin olduğu alanın ise yargı olması Komisyon’un tespitleri arasında yer alıyor. Kıbrıs, reformların uygulanmasının düzensiliği, dini özgürlükler, ifade özgürlüğü, kadın hakları, sendikal ve kültürel haklar konularında ilerleme sağlamanın gerekliliği belgede vurgu yapılan ana unsuruları oluşturuyor. İnsan hakları ihlallerinin azalmakta olduğu görüşünde olan Komisyon, bu konuda uygulamanın ivedilikle güçlendirilmesi çağrısında bulunuyor.

Asker – sivil ilişkileri ve din özgürlüğünün ağırlıklı olarak ele alındığı rapora bakıldığında yazımda en önemli vurgulardan birinin Kıbrıs üzerine yoğunlaştığı görülüyor. Kıbrıs konusunda önceki Avrupa Birliği belgelerine yansıyan tüm söylemlerin doğrudan veya dolaylı yollarla belgeye yansıtılmış olması, bu konunun 2006’da Brüksel tarafından yakın takipte tutulacağının göstergesi olarak algılanıyor.

Türkiye açısından en önemli vurgulardan biri ise ekonomi alanında yer alıyor. Yıllardır Brüksel – Ankara hattında sorun yaratan “işleyen piyasa ekonomisi” atfı sonunda Türkiye’nin lehine sonuçlandı. Avrupa Birliği bu yılki raporunda Türkiye’nin işleyen bir piyasa ekonomisi olarak görüldüğünü vurguluyor.

Katılım Ortaklığı Belgesi ise Türkiye’nin kısa ve orta vadeli ödevini yaklaşık 150 maddede topluyor. İlerleme Raporu’nda ele alınan tüm başlıklarda atılması istenen adımlar tek tek sıralanıyor. 2003’te yayımlanan belgeyle, özellikle Kıbrıs konusunda, farklılıklar içerse de Katılım Ortaklığı’nda dile getirilen istekler de Türkiye’nin yabancı olmadığı türden.









XS
SM
MD
LG