Erişilebilirlik

1 Kasım 2005: BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye'ye Uyarısı Konu Alınıyor


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin eski Lübnan başbakanına düzenlenen suikastın soruşturulmasında Suriye’yi tam işbirliğine çağıran karar tasarısını oybirliğiyle kabul etmesi, Washington Post tarafından diplomatik çabaların başarısı olarak değerlendiriliyor.

"Rusya, Çin ve Cezayir’in ikna edilebilmesi için Suriye’ye karşı şimdilik yaptırım kararı alınmadı, ancak Şam hükümetinin işbirliğine yanaşmaması durumunda yaptırımların yolu açılmış oldu. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın soruşturmayı engellemekten vazgeçmesini sağlayacak tek yol, güçlü bir uluslararası baskı uygulamak ve gerektiğinde yaptırımları devreye sokmaktır. Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesinin hepsi bunu biliyor. Bu nedenle Hariri’nin katillerini adaletin önüne çıkarmak için baskıyı artırmaya hazır olmaları gerekiyor."

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı Ortadoğu’daki değişim sürecini anlayamamakla suçlayan New York Times, Güvenlik Konseyi'nin kararını Esad için yeni bir fırsat olarak değerlendiriyor.

"Esad’ın da Saddam Hüseyin gibi, Güvenlik Konseyi’nin bölüneceği umuduyla oyalama taktiği izlemesi yüksek bir ihtimal. Onun için Şam hükümetine baskının devamı şarttır. Eğer Hariri’nin öldürülmesi emrini Esad verdiyse, uluslararası bir mahkemede yargılanabilir. Eğer emri kendi vermediyse, ailesiyle ve yakın çevresiyle ipleri koparmak pahasına da olsa, sorumluları teslim etmesi gerekecek. Her halükarda, dünyayla iyi ilişkiler içinde olması için, otoriter yönetimini hızla liberalleştirmesi ve dış politikasını değiştirmesi gerekecek. Iraklı direnişçileri, İslamcı teröristleri, Filistinli radikal örgütleri desteklemekten vazgeçmesi, Lübnan’da izlediği cinayet ve gözdağı politikasını terk etmesi gerekecek."

Amerikan basınında öne çıkan bir başka konu ise, Başkan Bush’un yüksek mahkeme üyeliği için Samuel Alito’yu aday göstermesi. Christian Science Monitor, Alito’nun anayasayı özüne değil sözüne uygun bir biçimde yorumlayan muhafazakar bir hukukçu olduğunu belirtiyor.

"Senato'nun, Alito’yu onaylamadan önce hukuk felsefesini çok ciddi bir biçimde sorgulaması gerekir. Daha önce aday gösterilen Harriet Miers’ın aksine Alito, 15 yıllık bir tecrübeyi kaleme aldığı bir kitapla Senato'ya gidiyor. Olaylara siyasi açıdan yaklaşmaya alışkın olan senatörler, Alito’nun hukuki deneyimini ve görüşlerini çok iyi incelemelidir. Çünkü Alito’nun hukuk felsefesi, bugünün siyası sorunlarından çok daha uzun ömürlü olacaktır."

Los Angeles Times gazetesi de Alito’nun deneyimli ve nitelikli bir hukukçu olduğunu kabul ediyor ancak Başkan Bush’un böyle muhafazakar bir ismi Yüksek Mahkemeye aday göstermekle yanlış yaptığını savunuyor.

"Bush’un herkesin üzerinde uzlaşacağı bir isim yerine sadece Cumhuriyetçi Parti içindeki aşırı uçları tatmin edecek bir tercihte bulunduğu iddia ediliyor. Liberal örgütler ve Demokrat Partili senatörler başkanın tercihini eleştirirken, müttefikleri de bu kararı destekliyor. Saflar belirlenmiş durumda ve bu alışık olduğumuz bir durum.. Bu nedenle Alito’nun hukuk felsefesini ve anayasayı nasıl yorumlandığını anlamak rakipleri kadar; dost ve müttefikleri için de hayatı önem taşıyor."

XS
SM
MD
LG