Erişilebilirlik

27 Ekim 2005: Irak'ta Ölen ABD Askerlerinin Sayısı Öne Çıkıyor


Irak’ta ölen Amerikan askerlerinin sayısının 2 bini bulması, Irak savaşının da yeniden sorgulanmasını beraberinde getiriyor. Washington Post, savaşa gerekçe olarak gösterilen kitle imha silahlarının bulunamadığını hatırlatıyor ve işgal sonrasında Irak’ta sağlanan bazı siyasi başarılara rağmen isyanın hala sürdüğünü vurguluyor. Gazete, Şiilerle Kürtlerin federal yönetim adı altında ülkeyi fiilen parçalama girişimlerinin de iç savaş tehlikesine yol açtığını belirtiyor:

"Bush, Irak’taki durumu Iraklılar arasıdaki karmaşık siyasi ve askeri mücadele olarak değil, Amerikalıların desteklediği demokratlarla yabancı teröristler arasındaki bir savaş olarak tanımlıyor. Salı günü yaptığı konuşmada, bu savaşın daha fazla fedakarlık ve kararlılık gerektireceğini ve zaman alacağını söyledi. Ancak Amerikalı askerler canlarını vermeye devam ederken Başkan Bush’un da bunun nedenleri ve niçin gerektiği konusunda daha açık ve dürüst olması gerekir."

USA Today de Irak’ta verilen mücadelenin Amerikan askerlerinin ölmesine değip değmediğini sorguluyor. Irak’a kitle imha silahlarını yok etmek gerekçesiyle savaş açılmasının yanlış olduğunu belirten gazete, gelinen noktada savaşın El Kaide’ye karşı bir mücadele biçimi aldığını ifade ediyor. USA Today bu nedenle artık geri dönüş olamayacağını ve bu savaşın mutlaka kazanılması gerektiğini savunuyor:

"Iraklıların anayasayı büyük bir çoğunlukla onayladığını gösteren resmi sonuçlar, cesaret verici. Ancak bırakın demokrasiyi, barışın sağlanması bile yıllar alacak, yeni fedakarlıklar ve milyarlarca dolarlık bir maliyet gerektirecek. Vietnam savaşı sırasında, psikolojik dönemeçlerin ve inandırıcı açıklamaların ne kadar önemli olduğunu görmüştük. Amerikan halkının Irak savaşına karşı çıkmaya başlamasının nedeni de yöneticilerin doğruyu söylememesidir. Savaşta ölenlerin anısına saygı göstermenin en doğru yolu, önümüzdeki süreci bütün açıklığıyla tartışmaktan geçiyor."

Boston Globe ise Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve Lübnan’ın eski başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesinden Şam yönetimini sorumlu tutan raporu, önemli bir dönüm noktası olarak tanımlıyor. Gazete, Suriye’nin hazırlanan raporu siyasi komplo olarak nitelendirmesine rağmen uluslararası kamuoyunun rapora destek verdiğine dikkat çekiyor:

"Bush’un bu konuda İngiltere, Fransa ve diğer ülkelerle işbirliği yapmasına bakarak tek yanlı maceralara girmenin yanlışlığını ve çok yönlü diplomatik girişimlerin önemini anladığı sonucuna varmak için henüz çok erken. Ancak yetkililerin Şam’da rejim değişikliğinden çok Beşar Esad yönetiminin izlediği tavrı değiştirme konusunu ön plana çıkarması olumlu bir işaret olarak değerlendirilebilir. Bush, kendine hakim olmanın etkinliğini artırabileceğini artık öğrenmelidir."

Kosova’nın statüsüyle ilgili görüşmelerin yakında başlayacağını hatırlatan New York Times ise, Kosova’nın bağımsızlığa hak etmediğini ve buna hazır da olmadığını savunuyor. Ancak gazete buna rağmen Kosova’ya bağımsızlık verilmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor ve Birleşmiş Milletler’in bağımsızlığı tanımadan önce Kosovalı Arnavutlara demokratik hakların işlerlik kazanması yönünde baskı yapması gerektiğini ifade ediyor:

"Eğer Güvenlik Konseyi, Kosova’nın statüsü görüşmelerini, içinde bulunduğu kötü durumdan bir an önce çıkmak amacıyla kullanırsa büyük bir hata yapmış olur. En iyi durumda bile, bağımsız bir Kosova’nın uzun süre uluslararası güçlere ve ciddi gözetime ihtiyacı olacak. Aksi taktirde Balkanlar’da yeniden şiddet öne çıkabilir."
XS
SM
MD
LG