Erişilebilirlik

'Beşar Esad Yakınlarını Teslim Etmez'


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri’ye düzenlenen suikastle ilgili raporu görüşüyor. Rapor, suikastta Suriye’nin parmağı olduğuna dikkat çekmiş ve Şam hükümetini, soruşturmada işbirliği yapmamakla suçlamıştı. Suriye bu iddiaların siyasi amaçlı olduğunu savunuyor. Güvenlik Konseyi’nin ise, Amerika’nın çağrısı doğrultusunda, önümüzdeki hafta Suriye’ye karşı yaptırım konusunu görüşmesi mümkün.

Bütün bu olaylar karşısında Suriye’ye karşı hangi önlemler alınabilir? Olası bir yaptırımın Şam hükümetini işbirliğine zorlayamaması durumunda, başka ne gibi seçenekler gündeme gelebilir? Hariri suikastinden sorumlu tutulan Suriyeli liderler yargı önüne getirilebilir mi? Bu soruları, United Press International haber ajansının Washington’daki dış haberler editörü, Lübnanlı gazeteci Claude Salhani’ye sorduk.

Salhani Güvenlik Konseyi’nin, Şam hükümetinden, soruşturma konusunda işbirliği beklediğini ve Hariri suikastinde adı geçen Suriyeli yetkilileri teslim etmesini istediğini söyledi. Claude Salhani, önümüzdeki süreçte bu kişilerin Yugoslavya’daki Savaş Suçları mahkemesine benzer, ya da 1988’deki Lockerbie uçak kazasından sorumlu tutulan Libyalı failleri yargılayan özel mahkemeye benzer koşullarda yargılanabileceklerini belirtti:

"Suikastten sorumlu tutulan Suriyeli yetkililerin Beyrut’ta, Lübnanlı yargıçların önünde yargılanmasına imkan yok. Bu hiç gerçekçi olmaz. Bu kişilerin yargılanması için tarafsız bir ortam oluşturulması gerek. Belki Lockerbie davası gibi bir ortam oluşturulabilir. Lübnanlı yargıçlar, Avrupalı yargıçların yardımını alır ve mahkeme Avrupa’da tarafsız bir ülkede yapılabilir. Ancak asıl sorulması gereken soru, Suriye lideri Beşar Esad’ın soruşturmada adı geçen bu kişileri, yani kardeşi Mahir ve eniştesi Şevket’i teslim edip etmeyeceği olmalı."

Claude Salhani, Beşar Esad’ın, Hariri soruşturmasında adı geçen kişileri – kendi yakın çevresindeki insanlar olmaması koşuluyla – uluslararası bir mahkemeye teslim edeceğini düşünüyor. Salhani, Esad’ın kendi yakınlarına karşı harekete geçmeyeceğini, çünkü Suriye’de devlet sisteminin çekirdeğini, devlet başkanının yakınındaki bu kişilerin oluşturduğunu söylüyor.

Suriye’ye yaptırım uygulanması konusunda Salhani, yaptırımların yıllar boyunca Irak’a da uygulandığını hatırlattı ve bunların çok fazla işe yaramadığını kaydetti. Salhani, Amerika’nın Suriye’ye bir askeri harekat düzenlemesini de imkansız görüyor:

"Öncelikle Amerika’nın Suriye’ye gönderebileceği fazladan askeri yok. Afganistan ve Irak’ta asker bulunduran Amerika’nın, Şam’a asker gönderip rejim değiştirmeye çalışacağını sanmıyorum. Bunu siyasi baskı ve yaptırım uygulayarak deneyeceklerdir. Belki kısıtlı askeri harekata girişebilirler. Ama burada sorulması gereken asıl soru şu: Bu aynı zamanda Türkiye’nin de kaygı duyduğu bir olay. Beşar Esad’ı görevden alacaklarsa, yerine kim gelecek?"

Lübnanlı gazeteci Claude Salhani, Beşar Esad’ın babası Hafız Esad gibi, denetimi tamamen elinde tutmadığına dikkat çekti; ancak ülkede Şam hükümeti kadar organize tek oluşumun fanatik Müslüman Kardeşler örgütü olduğunu belirtti. Salhani, Beşar Esadlı bir Suriye’nin en azından meşru bir yönetime sahip bulunduğunu; Avrupa Birliği, Türkiye ve İsrail’in de bunun farkında olduğunu kaydetti.

Lübnanlı gazeteci, Suriye Lübnan’dan tamamen çekildi mi sorumuza, şöyle yanıt verdi:

"Suriye ordusu geri çekildi. İstihbarat birliklerinin de geri çekildiğini söylüyorlar. Ancak aksini ispatlamak zor. Gözle görünmüyorlar. Ben tamamen çekildiklerine inanmıyorum. Şu anda Lübnan halkı arasına sinmiş durumdalar. Geride ajanlar bıraktılar. Sonra Baas Partisi’nin Lübnan uzantısı var. Lübnanlı milisler var. Suriye hala Lübnan’da önemli role sahip."

United Press International haber ajansının dış haberler editörü Claude Salhani, bütün bu gelişmelere rağmen Lübnan’ın geleceğinden umutlu. Salhani, Lübnan halkının 17 yıl süren iç savaştan önemli dersler aldığına inanıyor.
XS
SM
MD
LG