Erişilebilirlik

17 Ekim 2005: Irak'taki Anayasa Referandumu Değerlendiriliyor


Irak’taki anayasa referandumunu değerlendiren New York Times, Irak halkının bütün tehditlere rağmen geleceğine sahip çıktığını ve sandık başına gittiğini vurguluyor. Bush yönetimini, anayasanın hazırlanması sürecinde kendi önceliklerini Irak halkına dayatmakla suçlayan gazete, sandıktan “anayasaya evet” çıkmasının beklendiğini yazıyor. Yorum devamla şöyle:

" Eğer referandum sonucunda anayasa kabul edilirse bu, geçen hafta, son dakikada varılan anlaşma sayesinde olacak. Anlaşma Şii ve Kürtlerin, anayasa metninde önemli değişiklikleri kabul etmelerini öngörüyor. Söz konusu değişiklikler arasında Şii ve Kürtlerin kurmak istediği özerk bölgelere verilmesi istenilen siyasi ve ekonomik yetkilerin azaltılması da var."

USA Today muhabiri Cyrille Cartier ise Erbil mahreçli haberinde Iraklı Kürtlerin bağımsızlık amacıyla sandık başına gittiğini kaydediyor. Kürtlerin kendi parlamentolarına ve yargı sistemine sahip olduğunu, kendi güvenlik güçlerini kurduğunu ve ayrı bir ekonomik yapı oluşturduğunu hatırlatan muhabir, yeni anayasanın bütün bu oluşumları güvence altına aldığını belirtiyor.

" Anayasa taslağının birinci maddesi merkezi hükümetin gücünü sınırlıyor. Belgede, , Kürdistan yarı özerk bölge olarak tanımlanıyor ve diğer özerk bölgelerin oluşturulmasının koşulları belirtiliyor. Ayrı bir maddeyle, Kürt anayasasına belli konularda ulusal anayasanın ve merkezi hükümetin üstünde bir rol veriliyor. Kürt parlamentosunun başkanı Adnan Müfti, “gelecekte, bölgedeki diğer ülkelere de kendimizi kabul ettirerek bağımsızlık hakkına sahip olabilmeliyiz” diye konuşuyor. Başka bazı Kürtlere göre ise, ihlal edilmesi durumunda, yeni anayasa, Kürtlere bağımsızlık ilan etme hakkı tanıyor."

Washington Post ise bir başka sorunlu bölgeyi, Kosova’yı mercek altına alıyor. Batılı ülkelerin Kosova’nın statüsünü yıllardır belirsiz bıraktığını hatırlatan gazete, bölgedeki Birleşmiş Milletler yönetiminin de başarısız olduğunu savunuyor. Gazetenin yorumunda, Kosova’ya uluslararası gözetim altında bağımsızlık verilmesinin en iyi çözüm olduğu ileri sürülüyor. Yorum özetle şöyle:

" Yıllardır gerekli adımları atmayan Amerika ile Avrupa Birliği’nin artık harekete geçmesi gerekiyor. Bu adımların en önemlisi ise, Avrupa Birliği’nin, demokratik kurumları tamamen benimsemeleri ve milliyetçi yaklaşımlara son vermeleri koşuluyla, Kosova, Sırbistan ve Yugoslavya’nın eski federe devletlerini üye olarak kabullenmeye hazırlanmasıdır. Bush yönetiminin de, Sırbistan ve diğer Balkan ülkelerinin NATO üyeliğini desteklemesi ve güvenliği sağlamak için Amerikan askerlerinin birkaç yıl daha bölgede kalacağı taahhüdünde bulunması gerekiyor."

Christian Science Monitor gazetesi, Dünya Ticaret Örgütü’nün Aralık ayında Hong Kong’da yapacağı toplantı öncesinde Bush yönetiminin serbest ticaretin önündeki engellerin kaldırılması için atağa geçtiğini belirtiyor. Gazete, Avrupa Birliği ve Çin’in de korumacı politikalardan vazgeçmesi gerektiğini savunuyor.

" Bush, bu yılın başında “daha fazla refaha giden yol, daha fazla ticaretten geçer” dediğinde bu açıklaması fazla dikkat çekmemişti. Ancak Bush, dünyanın iki büyük ekonomik gücünü, Avrupa Birliği ile Çin’i, Amerika’nın çok yönlü bir ticaret sistemi kurulması yönündeki çabalarına dahil etmeyi başarabilirse, tarihe geçecek bir iş yapmış olacak."

XS
SM
MD
LG